Arka Bahçemiz

Siz Hiç Ağlayan Güneş Gördünüz mü?

Çocuğunuz  size eşcinsel, biseksüel ya da trans olduğunu açıklarsa ne olur? Hiç bunu düşündünüz  mü…

Ben bir trans annesiyim…

“2006’da çocuğum geldi, ‘Anne, ben başkayım, bedenim başka. Ben aslında kızım’ dedi. İki senede gitmediğim psikiyatr, tekke, yatır kalmadı. Deniz kenarlarında ağladım. Eyüp Sultan’a kurban adadım, 23 Nisan’da Aya Yorgi’ye çaput bağladım. Çocuğunun LGBT olduğunu öğrenen çoğu ebeveyn gibi bunun sapkınlık, hormonal bozukluk olduğunu, anne-baba rolümüzü iyi oynayamadığımızı düşündüm. Bir doktor bizi Çapa’ya yönlendirdi, psikiyatra gittik. ‘Çocuğun transseksüel, kabule geç’ dedi, tokat yemiş gibi oldum. Trans nedir bilmiyordum. ‘Bu bir varoluş şekli, hastalık değil’ dedi. Çocuğuma ilk şiddeti ben uygulamışım… Çocukken vurdum, “Sus” dedim, “Sen erkeksin.” Babasının arkadaşları “Neden bu kıvırtıyor?” dediğinde babasına yüklenmiştim… Öğretmenleri “Çok uslu ama dersin ortasında tuvalete gidiyor” derdi. Kız tuvaletine gidiyormuş, kimse görmesin diye… Erkek bedeninde hapsolmuş bir kız… Ya ‘Elâlem ne der’ derdine düşecektim, ya da çocuğuma destek olacaktım. Çok zor bir süreçten geçtik, ameliyat öncesi de sonrası da. Ben bir çektiysem o 10 çekti. Bizim çocuklarımızın da yaşam hakkı var. Ben bir trans annesiyim, ailesinde eşcinsel olmasa da bu konuda herkesin bilgi sahibi olması, çocuklarını eğitmesi lazım ki nefret suçlarının önüne geçelim”.

Henüz 17 yaşında çocuktan babaya mektup…

“Ben buyum babacığım, ben buyum…
Bu mektubu sonuna kadar okuman dileğiyle…
Sana gerçekleri ve duygularımı anlatmak için bu mektubu yazmaya karar verdim, ben senin çocuğunum sense benim babam. Bu hayatta birbirimize ihtiyacımız var, seninle konuşmak için çok defa yanına geldim; ama hep korktum. Kolumdan tutup sokağa atmandan, beni ben olarak kabul etmemenden, beni öldürmenden hep korktum. Artık dayanamıyorum ve her şeyi göze alarak seninle konuşmaya karar verdim; belki bu mektuptan sonra benden nefret edebilirsin belki silahını kaptığın gibi beni öldürebilirsin; ama inan ki böyle yaşamak her gün ölmekten daha acı veriyor insana.
Çok canım yanıyor babacığım çok. Bu hayatta insanlar çok acımasız ve ben bu acımasızlığın hep kurbanı oldum. Bedenimle hiçbir zaman uyuşamadım, hep kendimi farklı hissettim ve hala da öyle hissediyorum.

İnsanlar gönüllerince eğlenirken aşklarını doya sıya yaşarken, istedikleri gibi giyinip günlerini gün ederken ben hep bekledim. Sabrettim ve mutlu olmaya çalıştım. Siz üzülmeyin diye sustum ve bir gün dayanamayıp size her şeyi anlattım. Çok korkmuştum sokağa atılmaktan, öldürülmekten; ama dediğim gibi her şeyi göze almıştım böyle yaşamak her gün ölmekten daha acı. Teşekkür ederim elimden tuttun ve doktora götürdün beni, bu bana ne kadar güç verdi anlatamam.

Ben kötü biri değilim babacığım, sadece yaşadıklarımdan dolayı isyan ediyorum bu hayata, hep kızgınım; çünkü bu güne kadar hiçbir zaman hissettiğim gibi yaşayamadım. Çoğu zaman benimle dalga geçtiler, alay ettiler. Bazen dayanamayıp sizden yardım istedim; ama çoğu zaman sakladım, sustum; çok zor durumlarda kaldım, çok kötü anlar yaşadım; ama dediğim gibi hep sustum. Çünkü bir umuttur yaşatan insanı, bir gün benimde mutlu olacağımı, istediğim bedende istediğim gibi yaşayabileceğimi hayal ettim.

Sen belki çok kızıyorsundur bana, “o benim oğlum o erkek” diyorsundur. Sence her şey bu mudur babacığım? İnsan olmak bu mu? Bence hayır bu değil. İnsan olmak bu değil, bu gün insanların nasıl ikiyüzlü nasıl yalancı oldukları ortada. Erkek olmak, kadın olmak, transseksüel kadın olmak…

Bunlar önemli değil önemli olan mutlu olmak, göz göre göre acı çekmemek, aile olmak önemli olan. İstediğim çok fazla bir şey değil. İstediğim gibi yaşamak ve mutlu olmak istiyorum. Bunu istemek her insanın hakkı, ben de her şeyden önce bir insanım ve mutlu olup sizin arkamda olmanızı istiyorum. Bana güven, şans ver, sana söz veriyorum her şey güzel olacak. Sen benim arkamda olursan kimseye el açmak zorunda kalmam, istemediğim onursuz hayatları yaşamak zorunda kalmam. Bir de, sence gerçekten böyle olmasam tüm bunları göze alabilir miyim? Ben buyum babacığım, ben buyum…
Sen bana kıyamazsın babacığım, ders çalışırken ayağında sallayıp büyüttüğün bu küçük çocuğuna kıyamazsın babacığım. Öldürmezsin onu, atmazsın sokağa onu. Onun elinde olmayan durumundan dolayı onu suçlayıp kızmazsın ona. Sokağa terk etmezsin onu. Bir şans verirsin bana babacığım. Herkese tüm ikiyüzlü insanlara inat sen benim arkamda durursun. Bu acımasız hayatta “ne halin varsa gör” deyip acımasız insanların eline bırakmazsın beni. Lütfen arkamda ol babacığım, artık değişmek istiyorum, istediğim bedene kavuşmak istiyorum. Sen elimden tutup bana bir şans verirsen emin ol her şey çok güzel olacak. Son karar senin, hayatım, hayatımız sana bağlı. Kararın ne olursa olsun seni seviyorum. İstersen beni silip atabilirsin, kırılmam sana!

Dediğim gibi kusuruma bakma hiç gösteremedim ama SENİ ÇOK SEVİYORUM.”

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu