Oldu işte. Sizin dilinizde, başardınız. Sizce, kolay oldu. Sizce, olması gereken oldu. Peki nasıl oldu? Kopardınız. Çiçekleri kopardınız. Sonra o kopardıklarınızın üzerine tüm ağırlığınızı vererek bastınız. Başları şaşırtıcı idi. Zamanla alıştırdınız. Siz bunu da yaptınız. Sebebi oldunuz çığlıkların, baş etme telaşlarının.
Ama umursamadınız. Aldırmadınız. Seyrettiniz. Seyrederken de boş durmadınız, acıttınız. Sırıttınız. Bağırdınız. Sürekli bağıra bağıra bir şeyler anlattınız. Sizi birilerinin gerçekten, aslında hiç sevmediğini bile bile yaşamaya devam ettiniz. Öylece, el gibi durmayı sevdiniz siz.
Siz toprak kokusunu hiç almadınız. Çakmak çakmak bakan çocuk gözüne dalıp gitmenin anlamına varmadınız. Yağmur çiselerken içinizde karınca kadar kıpırdanan yaşama tutunma derdi nedir hiç ama hiç bilemediniz. Dans etmediniz. Hiç halay başı olmadınız. Siz baş olmayı istediniz; ölümüne istediniz.
Siz hep yüksek binalardan aşağılara baktınız. Daha yükseğinizdeki göğe bir an olsun yüzünüzü dönmediniz. Kaçırdınız; başınızı kaldırsaydınız ensenizdeki ürpermeyi hissedebilecektiniz. Geç kaldınız. Manzaralardan da mahrum kaldınız, hakiki hikayelerden de. Siz hep uzak kalmayı seçtiniz çünkü, kendinizden bile.
Ayırdınız. Ayrıldınız. Üzülmediniz. Çok üzdünüz. Gözünüzle birini okşayabilmenin hazzını bir türlü kavrayamadınız. Hani en ufacığından gönül koysaydınız bile deli divanelikten az biraz nasibini alabilecektiniz de, gönlünüz yoktu. Eksik kaldınız. Yanık bir türkünün can suyundan mahrum kaldınız.
Bıkmadan yaraladınız. Kör kuyular açtınız. Rızasız bahçelere daldınız. Talan ettiniz. Yağmaladınız. Kirlettiniz. Ayakkabılarınızı hiç çıkarmadan olanca ağırlığınızla çimenlerin üstünde zıpladınız. Ezdiniz. Nedeni basit. Galiba size kimse sımsıkı sarılmadığı için bilendiniz de bilendiniz.
Siz, her şey size ait olsun istediniz. Çok, hep daha çok olsun. Oldu da. Sahip oldunuz. Yükünüzü tuttunuz. Hep en önde oturdunuz. Hep en büyük tabağı kaptınız. Hep sizin kutunuzdan en büyük çıktı. Hep sizin takım maçı aldı. Tüm bunlara hastalık derecesinde tutuldunuz.
Ne oldu peki şimdi? Evet, hepinizin bir araya gelip kurabildiği tek düş gerçek oldu. Ama hesaba katmadığınız bir şeyiniz daha oldu: Çok kral yalnızlığınız ve/veya yalnız kralınız.
Ayça Güçlüten
Dünyalılar