Bir kadın toplu tecavüze uğradıktan sonra yakılarak öldürülür. Bu vahşetin ataerkinin sonuçlarından biri olduğunu göremeyen çoğunluk, bu durum karşısında en fazla vicdan masturbasyonu yapar; ağlanır, sızlanır, ah der, vah der, hatta eyleme bile katılabilir. Bu süreç en az bir dakika en fazla bir hafta sürer.
Ama hüzne ve öfkeye boğulan bu çoğunluk tecavüzcü kişi veya kişilere küfretmekten öteye gitmemekle birlikte zihinleri işgal eden ne ataerkil zihinle ne de yaşadıkları sistemle hesaplaşmayı akıllarının ucuna getirmezler. Rahatladıktan sonra ise katledeceği bir sonraki kadın için tüm toplum devlet çatısı altında el birliğiyle çalışmaya başlar.
Bilinçli veya bilinçsiz olsun; bu çalışma daha istikrarlı ve kolektif bir süreci izler. Her sokak başında ağızdan bir balgam gibi çıkan tecavüzün bir nevi teorisi olan küfürlerle; ”Yemek hazırlanmadı mı lan daha!” diyen eril seslerle; erkeğin hala egemen olduğu ekonomik gücüyle; köleci, feodal ve kapitalist olan değer yargıların sahiplenilmesiyle; cinsel özgürlüğün yasaklanmasıyla; dine ve devlete olan koşulsuz itaatle; vajinayı ayıp ve namus sayıp da penisin yüceltilmesine dair oğluna ilk ders olan ”Göster bakalım amcana çükünü” diyen babayla; faşist düşüncenin yaygınlığıyla; kadın bedenini metalaştıran kapitalizmle; tecavüze teşvik eden burjuva medyayla; zulme susan dille; en çok da ataerkiyle her gün, her saat, her dakika bir kadının tecavüzü, bir kadının katliam zemini hazırlanmaktadır bu toplumda. Ataerkiye karşı her gün savaşım vermeyen her kişi potansiyel tecavüzcü ve katildir; bir sonraki katliam ve tecavüzün sorumlularından biridir.
Bu sebeptendir ki; erk’ini yıkmak için hiç bir adım atmayan erkeğin kadın cinayetlerini lanetlemesi, öldürdüğünün cenazesine katılan katile benzer.
Ataerkinin en vahşi sonuçlarından biri olan tecavüz ve katliam ancak ve ancak ataerkinin yıkımıyla çözümlenebilecektir.
Erkekler herşeyden önce kendi erk’ini yıkmak için kollarını sıvasın; kadınlar ise çok daha fazla okumalı, yazmalı, bilinçlenmeli, örgütlenmeli, direnmeli, savaşmalı… Çünkü toplum olarak hüzünden çok isyana ihtiyacımız var.
Baran Sarkisyan
Dünyalılar