Arka Bahçemiz

Toplumun Kürt Algısı: Folklorik-İyi Kürtler ve Politik-Kötü Kürtler

Toplumun Kürt algısında genel olarak bu iki görüşün egemen olduğu söylenebilir: Folklorik-İyi Kürtler ve Politik-Kötü Kürtler

kürtler

Birinci grupta yer alan Kürt modeli kimi zaman kentli-orta sınıf veya kentli burjuva olarak karşımıza çıkabilir. Bazense devletine bağlı bir bürokrat bile olabilir. Bu iyi Kürt modelindeki insana göre devlet baba iyidir, fakat Kürt de iyidir. Bu Kürt modelinde Kürtçe müzik falan dinlenir, esprilerde, şakalaşmalarda günlük kullanımda bir iki Kürtçe kelime araya sıkıştırılır. Fakat bu Kürtçenin bir anadil olduğu ve bir anadile gösterilmesi gerek özenin-saygının Kürtçeye de gösterilmesi gerektiği bu Kürt modelinde pek de önemsenmez, hatırlanmaz ,bilin(e)mez. Çünkü bu Kürt modelinde Kürt olmak folklorik bir zenginlik, farklılıktan öteye geçemez.

Gelelim ikinci Kürt profiline, yani ‘’politik-kötü Kürt’’ modeli. Bu model ise sistemle kolay kolay barışamamış genelde sosyo-ekonomik anlamda orta sınıf veya altına tekabül eder. Dolayısıyla bu Kürt modelinin kimi reaksiyonlarındaki isyanın sebeplerinde sosyo-ekonomik ötekileştirme ile etnik ötekileştirmenin iç içe geçtiği görülür. Hatta göç üzerine çalışan bir psikologun bu tespite yönelik şu cümlesi dikkate değerdir’’Batıda Kürt’ün adı yoksul.’’

kurt-kadinlari

Kötü Kürt modeli genelde travmatik bir politizasyon sürecinden geçmiştir. Günümüzde bu sürecin etkilediği belirli bir kitlede ezilmişliğin hırçın dışavurumu olarak kimi zaman tepkisel olarak radikal-milliyetçi söylemlerle karşılaşıyoruz. Siyasi bir kültüre sahip olunduğu ve bilinçli bir entegrasyon süreci oluştuğu oranda ve meseleye sol bir pencereden bakılabildiği ölçüde bu gösterilen tepkinin daha politik bir tepkiye dönüştüğü ve milliyetçi dilin etkisinden kurtulunabildiği söylenebilir.

Kürt profillerini tanımladıktan sonra gelelim bu Kürt profillerinin Türk toplumunda oluşturduğu algıya. Öncelikle belirtilmelidir ki ; halkların birbirini anlamasında ‘’kötü Kürt’’ modeli kesinlikle çok önemli bir yer tutar. Nitekim ’’kötü Kürt’’ modelini ve o hale geliş sürecini anlamaya çalışan bir Türk toplumu kesinlikle’’ kötü Kürt’’ ün aslında kötü olmadığını , o hale getirildiğini anlayacaktır. İyi Kürtler ile Türk halkı arasında politik anlamda pek bir sorun olmadığı için halkların birbirini anlaması anlamında temsil misal , Aydınlı bir teyzenin Vanlı bir bürokrat olan iyi bir Kürt’le konuşması pek de bir anlam ifade etmeyecektir. Fakat Yozgatlı bir çiftçinin ‘’kötü Kürt’’e örnek olan Şırnaklı bir meslektaşının köyünün yakılması sebebiyle artık çiftçilik yapamadığını konuşması Yozgatlı çiftçinin kafasında bir soru işareti oluşturmaya yetecektir. Şüphesiz benzer durumdaklerin birbirini ve öfkelerini anlaması anlamlandırması daha kolay olacaktır.

Türkiye’deki mevcut savaş ortamı için kabul edilen hakim bir görüş vardır. Her ideolojik tartışmanın sonunda toplumun büyük bir mutabakata vardığı ender konulardandır: Her iki tarafın gariban çocukları ölüyor.

Bu düşünceden hareketle bakacak olursak halkların barışmasında ve empati sürecinde bir’’ kötü Kürt’’ ile bir Batılı yurdum insanı –ki muhtemelen ikisi de o gariban veya garibanlığa namzet çocukların anne babasıdır-ile ortak bir paydada buluşması çok zor olmayacaktır.. Bu anlamda denilebilir ki Türkiye’de gerçek bir barış o gariban çocukların anne-babalarının birbirini anlamasıyla mümkün olur. Çorumlu Mehmet’in annesini en iyi Diyarbakırlı Azad’ın annesi anlar. Yani Türkiye’nin barışı ‘’kötü Kürtleri’’ anlamaktan ve onlarla barışmaktan geçer, umarım çok gecikmiş olmayız.

Ulaş SAYGIDAR,  JİYAN.org

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu