Ülkeyi niye severiz?
Bütün milliyetçi ezberleri bir kenara bıraktığımızda içinde doğduğumuz bir hikayedir ülke. Çok iyi bildiğimiz bir hikaye. Parçası olduğumuz. Giderek bizim bir parçamız olan.” Gitmek kaderi düzeltmektir” diyor Cemil Meriç. Ne kadar uzağa gidersek gidelim kaderimizin ülkenin kaderinden ya da benim deyişimle hikayesinden kopamayacağı için. Varoluşumuzla ilgili olduğu için, kimi kez dilini bile unutacak kadar uzaklaşsak bile.
Kimi kez başka hikayelere gönlümüz düşer. İyi bildiğimiz bir hikayeyse eğer, parçamız haline geldiyse o ülke artık haberlerine öfkelenebiliyor ve kimi hazin fıkralarına kederlenebiliyorsak, orası da az çok yurdumuz olur. Gönlümüzün konakladığı bir yer.
Belki çok sonra, insanlar içinde doğdukları değil, kalplerinin seçtiği hikayelerin parçası olabildiğinde, başka bir hal alacak ülkeyi sevmek dediğimiz şey. Herkesin belki bir kaç ülkesi olacak. Ya da kim bilir belki insan kalbinden ülkeyi sevmek, onun için kederlenmek, efkarlanmak diye bir şey kalkacak…
Ece Temelkuran – Kayda Geçsin kitabından derlenmiştir.
Leyla Çal