Tarih

Çılgın At ve İki Anıt

1492 yılında, bilinen ilk keşfi yapılan Amerika Kıtası’nda hızla kolonileşme ve sonrasında sömürgeleştirme süreci yaşandı. Kuzey Amerika’da çoğunlukla İngiliz kolonilerinden oluşan topluluklar süreç içerisinde bağlı oldukları İngiltere hakimiyetine son verdiler ve 1776 yılında bağımsızlık bildirgelerini yayınlayan Amerikalılar, George Washington komutasında, yaklaşık 6 yıl süren bir savaşın ardından 1783 yılında İngiltere’yi bağımsızlıklarını tanımak zorunda bıraktılar. Bu süreç, 1789 Fransız İhtilali’nin de tetikleyici unsurlarından biri olmuştur.

Sonraki süreçte beyaz adam, yerli halklar üzerindeki baskısını iyice artırdı ve özellikle, bulunan yeni altın/maden sahaları bu baskıları katliam boyutlarına taşıdı.

Yerli halkların en kapsamlı direnişleri, bugün Güney Dakota bölgesinde bulunan Black Hills bölgesinde gerçekleşti ve birleşen yerliler General Custer liderliğindeki Amerikan birliklerini 25 Haziran 1876 tarihinde, Little Bighorn Muharebesi‘nde bozguna uğratmışlardır. Ancak Amerikalılar bu yenilgiyi daha sonraki yıllarda, yerlilerin direncini kırmak ve mutlak Amerikan hakimiyetini geçerli kılmak için bir gerekçe ve motivasyon aracı olarak kullandılar.

black_hills
Harita üzerinde çembere aldığımız bölgelere dikkat!

1877 yılında Little Bighorn Muharebesi’nin yerli liderlerinden ve kendi halkı arasında bir filozof olarak kabul edilen Çılgın At pusuya düşürülerek öldürüldü, yine aynı zaferin başka bir komutanı ve lideri olan Oturan Boğa, önce halkıyla birlikte Kanada sınırlarına çekildi, ancak daha sonra yakalanan ve serbest bırakılan Oturan Boğa bir süre “Vahşi Batı Sirklerinde” yaşadı. 1890 yılında ise, sonradan Beyaz Adamın polisi olan kendi halkından insanlar tarafından öldürüldü.

Bu kısa girişten sonra sizlere iki anıttan hatta iki dağ anıtından söz edeceğim. Bu anıtların her ikisi de, yukarıda bahsettiğim son Kızılderili (Amerika Yerlileri) direnişlerinin yaşandığı ve o direnişlerin kırılarak, yerlilerin rezervasyonlarda yaşamayı kabul etmek zorunda bırakıldıkları Black Hills bölgesinde.

Sessizce de olsa sanki o direniş ve kabullenmeme ve Amerikalılar açısından düşünürsek, meydan okuma hala sürüyor gibi.

Rushmore Dağı Anıtı, Amerika Birleşik Devlyerletleri’nin Güney Dakota eyaletinde, Rushmore dağının Black Hills (Siyah Tepeler) denilen kayalıklarında bulunan anıt. Bu anıt Amerika Birleşik Devletleri’nin dört başkanını gösteren dev heykellerden oluşur. Anıt, heykeltıraş John Gutzon Borglum’un ve oğlunun eseridir. Heykellerin yapımına 1936’da oğlu ile birlikte sert granitleri yontarak başlayan Borglum eserini 14 yılda tamamladı. Black Hills’te yan yana kabartma heykelleri bulunan dört ABD başkanı soldan sağa doğru: George Washington, Thomas Jefferson, Theodore Roosevelt ve Abraham Lincoln’dür. Heykellerin her birinin yüksekliği 18-20 metre olup çok uzaktan görülebilmektedirler.

mount_rushmore

Crazy Horse Dağ Anıtı, Amerika Birleşik Devletlerinin Güney Dakota eyaletinde Black Hills’de yer alan 1948 yılından beri devam eden ve henüz tamamlanamamış bir anıttır. Lakotaların ünlü lideri Crazy Horse (Türkçe: Çılgın At) anısına inşa edilmektedir.

Bazı Amerikan yerlileri tarafından kutsal olarak kabul edilen anıt oymacılık sanatı ve ince işçilik kullanılarak imar edilmektedir.

Anıt dağın yüksekliği 195 metre genişliği ise 172 metredir. Crazy Horse anıtının boyu 27 metre olarak planlanmaktadır. böylece 18 metre olan Rusmore Dağı anıtından 9 metre daha yüksek olacaktır. Anıtın yapılmasına 1948 yılında başlanmış ancak henüz bitirilememiştir. Şu ana kadarki yapım süreci de göz önünde bulundurulduğunda 2030-2050 yılları arasında bitmesi beklenmektedir. Crazy Horse anıtı tamamlandığında dünyanın en büyük anıtı olarak tarihe geçecektir.

Crazy_Horse
Bir at üzerinde resmedilen Çılgın At’ın, şuana kadar yalnızca baş kısmı ve sol kolunun yapımı tamamlanmıştır.

Anıtın yapılmasında Amerikan devlet yardımları kesinlikle kabul edilmemektedir, dünyanın birçok yerinden yapılan gönüllü bağışlarla inşaat çalışmaları devam ettirilmektedir. Her iki anıt da, her yıl milyonlarca insan tarafından ziyaret edilmektedir.

Yazıyı Oturan Boğa’nın Beyaz Adam’a seslenişiyle bitirelim.

“Sahip olma isteği onlarda bir hastalık olmuş. Bu insanlar, zenginlerin bozabileceği ama yoksulların bozamayacağı birçok kural koymuşlar. Yönetici olan zenginleri güçlendirmek için yoksullarla güçsüzlerden vergiler alıyorlar. Bizim annemizin, toprağın, kendilerinin olduğunu söylüyor, komşularını çitler yaparak kendilerinden uzaklaştırıyorlar; toprağı binalarıyla ve öteki süprüntüleriyle çirkinleştiriyorlar. Bu millet, baharda yatağından taşarak, yoluna çıkan her şeyi yok eden bir ırmağa benziyor. ” 

Yönetmeni Yves Simoneau olan, 2007 ABD yapımı olan ‘Bury My Heart At Wounded Knee’ (Kalbimi Oraya Gömün ) filmini de izlemenizi öneririm.

Derleme: Deniz Kartal
Dünyalılar – www.dunyalilar.org

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu