Arka Bahçemiz

Her Resmi İdeoloji, Özgürlüğün Boynundaki Zincirdir

Bir kutsalım yok benim, tek bir isteğim, amacım var: Sonsuz ve nihai özgürlük. Yalnızca kendim için değil, tüm insanlık için.  Özgürlükten daha değerli hiçbir şey yoktur bu dünyada ve de olamaz. Çünkü diğer tüm şeyler talidir özgürlük idealinin yanında. Birbirini sınırlayan değil, tam anlamıyla birbirini çoğaltan ve sonsuzluğa kadar giderek genişleyen bir özgürlük.

Bir idolüm yok benim. Bir önderim, bir liderim yok. Elbette insanlığın özgürlüğü için mücadele edenlere saygım var. Ama saygıdan öte kimseye hiçbir borcum, minnetim yok. Herkese ve her şeye eleştirel yaklaşıyorum. Bilime, diyalektik metaryalizme inanıyorum.

İnsanların kendi düşünce, ideoloji ve inançlarını başkalarına dayatmalarına karşıyım. İsteyen, istediğine özgürce inanabilmeli, ama bunu başkalarına dayatmamalı. Kendi inançlarını, ideolojisini, standartlarını kendi dünyasında yaşamalı. İşte özgür toplum böyle şekillenecektir. Elbette özgür bir toplum kendiliğinden olmayacaktır, bunun için mücadele etmek gerekir.

“Eğer özgürlük yoksa, gerisini konuşmaya bile değmez.”

Resmi ideolojilere karşıyım, ister sağ, isterse sol etiketli olsun. Her resmi ideoloji, resmi tarih, özgürlüğün boynundaki zincirdir.

İnsan ekonomik  ve her anlamda eşit olmalı, buna inanıyorum. Ama benim ölçütüm, insanın karnının doyması değil. Tarihe baktığımızda görürüz ki, insan aç da yaşar, ama tutsak olarak yaşayamaz. Bir ülkede, bir toplumda, bir toplulukta, grupta ilk baktığım şey özgürlüktür. Özgürlük var mı, bireyler kendilerini eşit biçimde özgürce ifade edebiliyorlar mı? O ülkedeki resmi ideolojiye aykırı görüşleri dile getirebiliyorlar mı? Yoksa cezaevleri muhaliflerle mi dolu? Bir ülkeden insanlar kaçmaya çalışıyor ve hayatını bunun için riske ediyorsa, o ülkede özgürlük yoktur, gelecekte de olmayacaktır var olan sistemle.   İsterse “komünist, sosyalist” olsun adı o ülkenin, hiçbir şey değişmez.  “Eğer özgürlük yoksa, gerisini konuşmaya bile değmez.”

Bir kutsalım yok benim, tek bir isteğim, amacım var: Sonsuz ve nihai özgürlük. Yalnızca kendim için değil, tüm insanlık için.  Bir gün bu ütopyanın gerçekleşeceğine yönelik inancım tam. Özgürlükten daha değerli hiçbir şey yoktur bu dünyada ve de olamaz. Çünkü diğer tüm şeyler talidir özgürlük idealinin yanında. Birbirini sınırlayan değil, tam anlamıyla birbirini çoğaltan ve sonsuzluğa kadar giderek genişleyen bir özgürlük.

Bakunin’in bu konuda dediğine katılıyorum: “Bir insanın özgürlüğünün, bir başka insanın özgürlüğüyle sınırlandığı doğru değildir. İnsan, tümüyle hemcinslerinin serbest rızasıyla akseden ve tanınan kendi özgürlüğünce gerçekten özgürdür, onların özgürlüğünde doğrulama ve genişleme bulur. İnsan yalnızca eşitçe özgür insanlar arasında gerçekten özgürdür; bir tek insanın bile köleliği tüm insanlığı çiğner ve herkesin özgürlüğünü etkisiz hale getirir. Herkesin özgürlüğü bu nedenle yalnızca herkesin eşitliği halinde gerçekleşebilir. Özgürlüğün eşitlikle gerçekleşmesi, hem ilkece hem de gerçekte, adalettir. Eğer insan ahlâkının bir temel ilkesi varsa, o da özgürlüktür. Hemcinslerinin özgürlüğüne saygı duymak görevdir, onları sevmek, onlara yardım etmek, hizmet etmek ise erdemdir.”

Tek bir liderim var, tek bir önderim: O da kendim. Kendi ayağımın üstünde, hiçbir değere, kuruma ve inanca yaslanmadan duruyorum. Ve de sonuna kadar kendi ayaklarımın üzerinde duracağım hiçbir şeye, hiç kimseye ve hiçbir kuruma asla boyun eğmeden.

Tek bir liderim var, tek bir önderim: O da kendim. Kendi ayağımın üstünde, hiçbir değere, kuruma ve inanca yaslanmadan duruyorum. Ve de sonuna kadar kendi ayaklarımın üzerinde duracağım hiçbir şeye, hiç kimseye ve hiçbir kuruma asla boyun eğmeden.

Bütün iktidarlara karşıyım, hangi çeşit ve kim adına olursa olsun; her iktidar, her yasa, kural, tabu, hiyerarşi  kaçınılmaz olarak köleleşmeyi getirir, ve özgürlüğü kelepçeler, yok eder. Nihai olarak, bireyin üzerinde tek bir iktidar olmalıdır: O da kendi özgür iradesi. Bireye hiçbir şey zorla dayatılmamalıdır. O, özgür ve gönüllü olarak toplumsal yaşama uyum sağlamalıdır.

Hiyerarşinin olduğu yerde eşitlik olamaz. Hiyerarşinin olduğu yerde elitizm ve ayrımcılık vardır. Eşitliğin olmadığı yerde, özgürlük de olmaz.

Yarına ertelenmiş bir özgürlüğü değil, bugün, şimdi ve hemen burada olan özgürlüğü istiyorum.

Ben yarına ertelenmiş bir özgürlüğü değil, bugün, şimdi ve hemen burada olan özgürlüğü istiyorum. Onun koşullarını oluşturmak için insanlık mücadele vermelidir. Yarına ertelenen bir şeyin, gerçekleşme şansı hemen hemen hiç yoktur.

Aşağıdan yukarıya, doğrudan demokrasinin uygulanması gerektiğine inanıyorum. Daha doğrusu aşağısının yukarısının, hiyerarşinin, cezanın, yaptırımın olmadığı bir doğrudan demokrasi istiyorum. Hiyerarşinin, eşitsizliğin, sömürünün olmadığı özgür bir toplum olacağına yürekten inanıyorum. Onun için özgürlük yapabildiğimiz kadarıyla hemen şimdi burada başlamalıdır. Kendi içinde özgür olmayan bir grubun, kurumun toplumun, ülkenin özgürlük getirme şansı yoktur.

Ben liberter (özgürlükçü) sosyalizme inanıyorum. Bireyin, toplumun içinde boğulduğu, sürünün bir üyesi olduğu bir sistemi değil; bireyin birey olmaktan gelen özgün kişiliğini, haklarını koruduğu ve kendi kişiliğiyle, gönüllü olarak toplumun bir parçası olduğu bir sisteme inanıyorum. Hapishanelerin, korkunun kılıcının, zorunluluğunun değil, insanların gönüllü olarak bulundukları özgür bir toplumun eninde sonunda gerçekleşeceğine inanıyorum.

Herkes kendi kültürünü, inancını özgürce yaşamalıdır, üzerinde hiçbir baskı olmaksızın. Ama benim tek bayrağım özgürlük bayrağıdır, son bireyine kadar  tüm insanlık için.

Dinim özgürlüktür, inancım özgürlük, ulusum ve bayrağım özgürlüktür.

Bakunin’in bir sözüyle bitirelim: “Bizler sosyalizm olmadan özgürlüğün ayrıcalık ve adaletsizlik olduğuna, ve özgürlük olmadan sosyalizmin kölelik ve şiddet olduğuna inanıyoruz.”

Erol Anar

Kasım-Aralık 2017

Paraná

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu