Arka Bahçemiz

İnsanın Tanrıyla İmtihanı

İnsan, varoluşundan bu yana varoluşunu mücadele dışında anlamlandıramamış ama bir başarı da kazanamamış, kazanamadığı için de kendine binlerce tanrı icat edip ona tapınmış, o da cehaletten.

Dinin bugün toplumlar içerisinde sürekliliğini sağlayan şey toplumların genel cehaletidir. Cehaleti de cehalet olarak kalmamış, ötekilerek yaratarak kendinden olmayana vahşet saçmıştır. Vahşet ise, tarafsızları da vahşet saçanların saflarına eklemleyerek ama illa ki ötekileri belli bir kitlesellikte sabit kılarak hiç’ten büyük bir güç elde etmiştir. Mayasını cehaletten alıp hamurunu bol suyla yoğurduğu devasa bir güç.

İnsan yaşamı için illa bir tanrı inancına gerek yok. Zaten tanrı diye tabir edilen şey yaşamın içinde anlamını daha çok kocada, parada, vatanda, patronda, babada buluyor: tanrı baba, tanrı devlet, tanrı para… Zaten bu daha mantıklı. Bunun böyle olmasının sebebi ilahi bir tanrının yaşam içerisinde bulunamayışı, yerinin maddeye havale etmesidir. Söz konusu durum, ‘ilahi’ olanın maddede vücut bulmasıdır.

Doğru ve yanlış, iyi ve kötü değer yargıları da toplumların yaşadıkları sisteme göre şekillenmekte ve bu bağlamda ahlakı da dinin değil, sistemin belirlediği aşikardır. 1400 yıl önceki değer yargılarını bugüne uyarlama-güncelleme çalışmaları hep bu yüzdendir.

Bu yüzdendir ki, insanın tanrıyla imtihanı değil, hiç’in hiç’le imtihanı vardır ki bu imtihanın sonucu da hiçtir.

Baran Sarkisyan

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu