AB ülkelerinde anayasal güvenceye alınmış olsa da kadınların eşitlik mücadelesi önemli taleplerden biri: Yaşanacak Dünya…
Kadına karşı şiddet mi dediniz? Ortalama sıradan Avrupalı bunun AB ülkelerinde istisna olduğunu düşünür. Avrupa’da yaşayan göçmen kadın yerli kadınların kendisinden çok daha özgür olduğunu düşünür. Oysa Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı tarafından AB üyesi 28 ülkede, 18-74 yaş arası yaklaşık 42 bin kadınla görüşülerek yapılan çalışmanın sonuçları ikiyüzlü “Burjuva demokrasisinin” bu konuda da sınırlarını gösterir. AB üyesi ülkelerde kadınlara karşı cinsel, fiziksel ve psikolojik şiddetin korkunç boyutunu ortaya koyuyor. “Teknolojik gelişkinlik özgürlüklerin önünü açıyor” diyenlere inat, kadınlar bu kezde sanal alem üzerinden taciz ediliyorlar.
Bu bir araştırma, rakamlar uçuşuyor. Araştırmalara yansımayan yanları da düşünüldüğünde korkunç boyutlar daha bir belirginleşiyor. Araştırmaya göre fiziksel veya cinsel şiddetin duygusal ve psikolojik etkileri yıllar sürebiliyor. Yapılan bu araştırmaya göre, 62 milyon kadın şiddet mağduru. 42 bin kadınla yapılan mülakatlara dayanarak hazırlanan raporun, konuyla ilgili olarak hazırlanmış en büyük çalışma olduğu belirtiliyor.
AB içinde, kadınlara yönelik ve polise bildirilen fiziksel ve cinsel tacizin en yüksek olduğu ülkelerin başını, Danimarka (yüzde 52), Finlandiya (yüzde 47) ve İsveç (yüzde 46) gibi, cinsiyet eşitliği uygulamalarıyla övülen ülkeler çekiyor. İngiltere ve Fransa yüzde 44 ile 5. sırada yer alırken, Polonya yüzde 19 ile en düşük oranda şiddet olayının yaşandığı ülke olarak sonuncu sırada anılıyor.
Avrupa’da her üç kadından biri fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor ve kadınların yüzde 5′i tecavüze uğruyor. Bu tablo, kadına karşı şiddetin gerçekliğini bir kez daha ortaya koydu. Buna göre AB üyesi ülkelerde yaşayan her 10 kadından biri, 15 yaşından önce cinsel şiddete maruz kalıyor. Her 20 kadından biri ise tecavüze uğruyor. Her beş kadından biri de eşleri tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor.
Raporda, Avrupa Birliği ülkelerinden, ev içi şiddeti, özel bir sorun olarak değil, bir toplumsal sorun olarak ele almaları isteniyor ve cinsel tacizle ilgili yasaların gözden geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Avrupa Birliği Temel Haklar Kurumu’nun araştırmasında, kadınlara, evlerinde ve işyerlerinde yaşadıkları fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet olayları, takipçilik ve cinsel taciz mağduru olup olmadıkları, çocukluk yıllarında şiddete uğrayıp uğramadıkları soruldu. Yapılan araştırma, her 10 kadından birinin 15 yaşından bu yana bir tür cinsel taciz kurbanı olduğunu; her 20 kadından birinin tecavüze uğradığını ortaya çıkardı. Kadınların yüzde 22‘sinin, birlikte yaşadıkları kişinin fiziksel ve cinsel şiddetine hedef olduğu, ancak bu kadınların yüzde 67‘sinin en ağır ev içi şiddet olaylarını bile polise bildirmediği saptandı. Rapor, yoğun alkol kullanımıyla ev içi şiddet arasında bağlantı olduğunu da vurguluyor.
Tacizlerin hedefi gençler ve kadınlar
Araştırma kapsamına alınan kadınların yüzde 18 kadarı 15 yaşından beri takip edilmekten mağdur olduklarını, yüzde 55‘i de, çoğunlukla çalıştıkları yerlerde cinsel tacize uğradıklarını anlattılar. Avrupa Birliği Temel Haklar Kurumu raporu, genç kadınların özellikle saldırılara hedef olan kitleyi oluşturduğunu kaydetti. Araştırma, kimi ülkelerde, bu sorunun açığa çıkarılmasına iyi gözle bakılmadığının da altını çiziyor. Temel Haklar Kurumu Başkanı Morten Kjaerum, “Görünen o ki, yaygın bir taciz uygulaması birçok kadını etkiliyor. Ama birçok olay yetkililere duyurulmuyor. Bu araştırma kadınlara yönelik şiddetin tüm AB üyesi ülekelerde önemli bir insan hakkı ihlali olduğunu ortaya koydu. Bu sorun her gün toplumları etkiliyor; dolayısıyla AB ülkeleri sorunla mücadele için harekete geçmeli.” dedi. Raporda sorunla mücadele için yürütülen kampanyaların kadınlar kadar, erkekleri de kapsaması gerektiği vurgulandı.
Anayasa neyin güvencesi
AB ülkelerinde anayasal güvenceye alınmış olsa da kadınların eşitlik mücadelesi önemli taleplerden biri. Örneğin Almanya’da kadınlar erkeklere göre yüzde 23 daha düşük ücret alıyorlar. 7,5 milyon insan güvencesiz işlerde alışıyor, bunların üçte ikisini kadınlar oluşturuyor. Tezgahtarlık, temizlik, yaşlı bakımı gibi güvencesiz işkollarında çalışanların yüzde 80‘ini kadınlar oluşturuyor.
alinteri.org