Bir teorik fizikçi Robbert Dijkgraaf, Princeton Üniversitesi’nde profesör olarak görev yapıyor ve aynı zamanda ‘’Faydasız bilgilerin faydası‘’ kitabının yazarı.
Bu videoda Robbert Dijkgraaf, Albert Einstein’ın dünyayı, bilim insanlarının çoğunun gördüğünden nasıl farklı bir şekilde algıladığını açıklıyor.
“Einstein bir bilim insanı olarak hepimize örnek olan gerçek bir dahiydi. Aslında onun çocukken bile kendine özgü bir düşünme yöntemi vardı.
En başından beri Einstein için hayal dünyası çok önemliydi. Sahip olduğu kendine özgü düşünme yöntemi onu çok başarılı bir öğrenci yapmadı.
Bana göre, bu onun sahip olduğu sihirli bir dokunuş gibiydi. Hep tamamiyle özgün bir bakış açısı vardı. Her nasılsa, zamanının mevcut teorilerini takip etmedi ve düşündükleri kendi belirlediği yöndeydi.
Bir bilim insanı olarak düşünce deneyi en sevdiği akıl yürütme şekliydi. Ve buna örnek olarak, çok kritik bir an olan Genel Görelililik Teorisinin keşif anını, tarif ederek açıklıyor.
Kendisi bir binanın çatısındaki işçileri izliyorken, birden işçilerin düşmesi durumda ne olacağını düşündü. Ve sonra, işçilerin düşmesi durumunda artık yer çekimini hissedemeyeceklerini anladı.
Bir şekilde, bu olaydan yola çıkarak Genel Görelelik Teorisini oluşturduğu bu anı Einstein, hayatının en mutlu anı olarak tanımlıyordu.
Daha sonra beni kişisel olarak çok rahatlatan bir şey söyledi: Bilgi dağarcığı sadece bildiklerimizi tanımladığından, hayal gücü bilgi dağarcığından çok daha önemlidir. Hayal gücü, gelecekte potansiyel olarak bilebileceğimiz her şeye dairdir.”
Çeviri: Ciran Derya
Kaynak: http://www.businessinsider.com/einstein-unique-genius-way-thinking-2017-5
Dünyalılar (www.dunyalilar.org)