İnsan beyni ve bilgisayarlar yıllardır süregelen bir karşılaştırma içerisindeler. Günümüz teknolojisi veri işleme hızı konusunda teoride insan beyninin hızına ulaşmış durumda. Peki hiç beyinlerimizin gerçekte ne kadar veri depolayabildiğini düşündünüz mü?
Bu sorunun cevabı aslında biraz da kime sorduğumuza bağlı. Bazıları bu kapasitenin ortalama 1 TB (1000 GB) olduğunu düşünüyor. Bu günlerde bu kapasitenin 3 katını sadece birkaç yüz lira ödeyerek satın alabiliyoruz. Başka bir tahmin ise bu rakamın 100 TB’a yakın olduğu yönünde. Washington Post’tan Forrest Wickman bunu şöyle açıklıyor:
“İnsan beyninde yaklaşık 100 milyar nöron bulunuyor. Bu nöronların her biri ortalama 1000 bağlantı kuruyor ve bu da yaklaşık 1000 potansiyel sinaps anlamına geliyor. Verilerin depolandığı bu sinapsların toplam sayısına baktığımızda 100 trilyon veri noktasına yani 100 TB’lık bir alana ulaşıyoruz.”
Bu tahmin her sinapsın 1 byte veri depoladığı kabul edilerek yapılmış. Gerçekte her biri daha az veya daha çok veri depoluyor olabilir .Beyin aktivitelerini modellemek için kullandığımız bilgisayarların işlemcileri ikilik sayı sistemini (binary) temel alıyor. Fakat beynimiz büyük ihtimalle bu şekilde çalışmıyor. Ayrıca sinapsların birbirlerine bağlı olarak çalıştığını ve büyük bir sinir ağı kurduklarını biliyoruz. Birkaç yıl önce bazı araştırmacılar insan beyninde bir saniye içerisinde gerçekleşen sinir impulslarının sayısını 6.4*1018 olarak tahmin etmişlerdi ki teknolojimiz bu rakama gündelik bilgisayarlarımız ile 2007 yılında zaten ulaşmışlardı.
Northwestern Üniversitesi’nden psikolog Paul Reber buna karşı çıkıyor ve daha önceki tüm tahminleri şu şekilde aşıyor:
“…nöronlar birbirlerine her biri tek başına birçok hafızayı işleyebilecek ve bunu kendi aralarında çok yüksek bir hızda paylaşabilecek şekilde bağlılar. Bu da beynimizin depolama kapasitesini 2.5 Petabayt (1 PB = 1000 TB) seviyelerine çekiyor. Örnek vermek gerekirse beynimiz bir televizyondaki dijital video kaydedicisi olsaydı, bu televizyonu izleyenler 3 milyon saat boyunca aralıksız olarak en sevdikleri şovu seyredebilirlerdi. Bunu sağlamak içinse televizyonu 300 yıl boyunca açık tutmanız gerekirdi.”
Sizce bu tahminlerden hangisi gerçeğe en yakın? Bir terabayt? 1000 terabayt? 2.5 petabayt? Ya da tüm insan zihnini 300 MB’a (3 dakikalık 60 adet mp3) sığdırabilir miyiz? Bazı anılar diğerlerinden daha mı fazla yer kaplıyor? Unutulan anılar beyinlerimizden siliniyor mu yoksa bilinçaltımızın tozlu köşelerindeki unutulmuş klasörlere mi kaydediliyor. Geçmişten gelen önyargılarımız geçici bir rüyadan daha mı fazla yer kaplıyor? Her veri farklı bir formatta mı kodlanıyor? Biz veriler arasında dolaşırken örneğin bir GIF (hareketli resim) dosyasının kavramsal karşılığı beynimizde ne olarak yer alıyor. Bu soruların cevapları belirsizliğini hala koruyor.
Belki de anılarımızın boyutlarının ve insan beyninin depolama kapasitesinin ölçülebilir değişkenler olup olmadığını sormamız daha doğru olur. Beynimizin kapasitesi sınırlı olduğundan bu teorik olarak ölçülebileceği anlamına geliyor. Fakat tam olarak ne ile sınırlandığını ve bunu nasıl ölçebileceğimizi anlamak sinir bilimi, robot bilim ve bilgisayar bilimi alanlarında araştırmalar yapan bilim adamlarına düşüyor.
Kaynak: http://io9.com