Rohingyalar, çoğunluğu Sünnilerden oluşan bir Müslüman azınlık. Kendi dillerini konuşuyorlar. Dünya genelindeki sayılarının 1,4 ile 3 milyon arasında olduğu tahmin edilen bu halk, kelimenin tam anlamı ile yurtsuz.
Köklerinin nereden geldiğine dair iki teori var.
İlki, onların Birmanya’nın Rakhine şehrinin yerlileri olduğu. Diğeri ise, aslen Bangladeş’ten geldikleri ve Birmanya’nın İngilizlerin egemenliği altında olduğu yıllarda oraya göç ettikleri.
Birmanya otoriteleri ikinci olasılığı varsayıyorlar.
“Buranın yerlileri biziz,” diyorlar. “Sizi kabul edersek eğer, insan muamelesi yapmamız, topraklarımızı sizlerle paylaşmamız lazım. Yok öyle yağma. Ya gideceksiniz, ya da öleceksiniz.”
Koca dünyada bir karış yerleri yok Rohingyaların. Bir başınalar.
Ne bir vatandaşlık hakları var, ne öğrenim, ne iş, ne de bir kaşık aşları. Göz göre göre, açlığa ve ölüme terkedilmişler.
‘Bizim için yoksunuz’ diyor Birmanya onlara. ‘Tanımıyoruz sizi. İstemiyoruz da. Bangladeş’e gidin. Göçmen istemiyoruz ülkemizde. Zorla değil ya. Yok, illa da var olmak istiyorsanız eğer, o da sizin kendi tercihiniz. Buda bize, biz de size.”
BM’ye kalmış yine iş.
Müslüman ülkelerden, alışık olduğumuz üzere, yine çıt yok.
BM’nin raporlarına göre, Rohingyalar bugüne kadar yaşadıkları hiçbir yerde eşit muamele görmemişler. Irkçılık,şiddet ve açlıkla baş etmeye çalışmakla geçmiş ömürleri.
Şu anda, kamplardaki hastalıklar, çocuk ölümleri korkunç boyutlarda. Şubat ayından beri, neyse ki, imaj korkusundan olacak, BM’nin yardımlarına izin verilmeye başlanmış.
Yaşadıkları ülkeler ve sayıları…
Myanmar: 800.000 Bangladesh :300.000 Pakistan: 200.000 Thailand: 100.000 Maleisië: 24.000 |
Nafiye Gölbaşı
Kaynak, Nrc, Wikipedia