Güncel

Biyolojik Evrimin İntikamı

Amerika’da yapılan araştırmalar, her 10 yılda kız çocukları arasında ergenliğe erişme yaşının düştüğünü gösteriyor. Bilimadamları bu trendden değişen beslenme alışkanlıkları ve çevre faktörlerini sorumlu tutuyor. Son yıllarda kız çocuklarının ergenliğe erişme yaşı ciddi bir şekilde düşüyor. Amerika’da onyılları kaspsayan bir araştırmada, kızlar arasında genel olarak 11 ve üstü civarında olduğu düşünülen ergenlik yaşının, dokuza düştüğünün açığa çıkması, bilim ve sağlık çevrelerinde büyük yankı uyandırdı.

AFRO AMERİKALI KIZLAR 9’UN ALTINA İNDİ

Pediatrics adlı sağlık dergisinde yayınlanan araştırma, 1990’dan bu yana ergenlik yaşına erişmede en büyük düşüşün Afro Amerikalı kızlar arasında olduğunu gösteriyor. Araştırma sonuçlarına göre, Afro Amerikalı kızlarda ergenlik bu dönemde birkaç ay daha gerileyerek dokuzun hemen altına düştü. Araştırmacılar Afro Amerikalı kızların ortalama olarak dokuz yaşını devirmeden önce göğüslerinin gelişmeye başladığını belirtiyor. Diğer yandan Amerikalı beyaz kızlar arasında da ergenliğe erişim yaşı gerileyerek 9,5’a indi.

1980’DE FARKEDİLDİ

Onyıllardır süren bu trend ilk defa ciddi olarak 1980’lerde North Carolina’daki Duke University Medical Center’de çalışan bir pediatri uzmanı tarafından farkedildi. O zamana kadar kızların ortalama 11 ve üzeri yaşlarda ergenliğe eriştiği bilim çevrelerinde kabul görüyordu. Kiliniğe gelen 8-9 yaşındaki kızların göğüslerinin gelişmesini ve pubik bölgedeki tüylenmeyi şaşkınlık içinde gözleyen pediatri uzmanı Marcia Herman Giddens, bu konuda veriler toplamaya başladı ve nihayetinde American Academy of Pediatrics kuruluşu ile ortaklaşa olarak 17 bin Amerikalı kızı kapsayan bir araştırma üretti. Araştırmanın ilk sonuçları göğüs gelişmesinin beyaz kızlarda ortalama 9,9, Afro Amerikalılarda ise 8,8 yaşında başladığını ortaya koydu.

ÖNCE KİMSE KABUL ETMEK İSTEMEDİ

Araştırma sonuçları toplum ve blim çevrelerinde şiddetli bir reaksiyonla karşılaştı, adeta bir bomba etkisi yarattı. Kimse kızların anatomik olarak 10 yaşından önce biyolojik bir yetişkinliğe eriştiğini kabul etmek istemiyordu. Ancak pek çok araştırma bu bulguları desteklemeye başlayınca ergenlik yaşının düştüğü kabul görmeye başladı. Herman Giddnes, daha sonra yaptığı başka büyük bir araştırmayla bu trendin sadece kızlarla sınırlı olmadığını erkek çocukların da ergenliğe erişme yaşının giderek düştüğünü kanıtladı.

1929’DE ERGENLİK YAŞI 14.4 İDİ

Bu alanda çalışan Alman araştırmacıların verileri de trendi destekliyor: Buna göre 1860 yılında ortalama bir kızın ergen olma yaşının 16.6 olduğu belirlendi. Bu rakam sürekli gerileyerek 1920’de 14.6, 1950’de 13.1, 1980’de 12.5, 2010’da 10.5’a düştü. Aynı trend erkek çocuklar içinde geçerli. Ancak erkekler ortalama olarak kızlardan bir yıl daha geç biyolojik ergenliğe erişiyor.

BİLİMADAMLARI VE AİLELER HUZURSUZ

Tabii çocukların son bir yüzyılda biyolojik yetişkinliğe erişme yaşının dramatik bir şekilde düşmesinin nedenleri bilimadamlarını ve ve aileleri son derece huzursuz ediyor. Araştırmacılar bu sorunun nedenleri üzerinde çalışırken, 19. yüzyılın sonlarında itibaren başlayan sağlık koşullarının iyileşmesinin bu trende ilk ivmeyi verdiğinde anlaşıyorlar. Ancak daha sonra bu eğilimin hiç durmadan devamlı hale gelmesi hala açıklanamamıyor.

SORUMLU DEĞİŞEN BESLENME ALIŞKANLIĞI MI?

Yine de pek çok bilimadamı bu durumdan insanoğlunun değişen diyetini sorumlu tutuyor. Doğal gıdalardan uzaklaşma, bol yağlı, şekerli unlu, hazır gıdalara yönelme ve dolayısıyla ortalama kilo ağırlığının yükselmesinin çocukların hormon üretim makenizmalarında değişikler yaptığı görüşü ağırlık kazanıyor. Buna kentlerde sıkışan çocukların eski dönemlere göre daha az fiziksel akvite yapması da ekleniyor.

YOKSA DOĞADAN UZAKLAŞMANIN BEDELİ Mİ…

Bir başka grup bilimadamı da çevre kirlenmesinin bu durumdan sorumlu olduğunu iddia ediyor. Balıklar ve diğer hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar, çevrenin endüstriyel ve kimyasal kirlenmesinin bu hayvanların seksüel gelişimine zarar verdiğini ortaya çıkarıyor. Bu durumıun nasıl bir bireysel ve toplumsal etkilere yol açacağı ise sağlık sektörünü aşan bir devasa bir toplumsal, sosyolojik bir alan. Eğitimciler, anne babalar, herkesi huzursuz edecek, çocuklar, eğitim üzerine yeniden düşünmeye itecek bir gelişmeyle karşı karşıya olduğumuz konusunda tüm uzmanlar birleşiyor. Acaba doğanın dengelerini bozmamızın bedelini evrim çocuklarımıza mı ödetiyor? Bilimadamları şimdi bunu tartışıyor.

Ahmet BUĞDAYCI

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu