Arka Bahçemiz

Bizim yüzümüze nasıl bakacaksınız?

Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğundan bahsediliyor ve bazıları hala şaşırıyor. Pardon da neye şaşırdınız bu kadar? Kendi çocuklarını sokak ortasında öldüresiye dövebilen bir zihniyetin bütün bunları yapamayacağına mı? Bir insanı sokak ortasında tekmeleyerek öldürmenin neresini nerenizle meşru kılmıştınız ki şimdi bu kadar şaşırıyorsunuz?

Ağzını her açtığında insanların dinini, dilini, ırkını, cinsiyetini, cinsel tercihini, önüne ne gelirse yani, aşağılayarak anan bir devlet dilinin ve o dilin sahiplerinin böylesine devasa yolsuzluklara bulaşmayacağını mı sandınız? Sizin Türkiye’ye telefon bağlattı deyip severek okşadığınız, okşadıkça büyüttüğünüz Özal’ın binlerce prensinin Türkiye’den daha zengin olduğunu hep birlikte görmemiş miydik? Bunlar Özal’ın çocukları değil mi? Yaşını büyüttürüp çocuk asan Kenan Evren’i yargılamayıp da besleyenlerin samimiyetine mi inandınız yoksa? Her sözünün başı din, iman, Allah, peygamber olanların milyon dolarlarını ayakkabı kutularında saklamasından hicap mı duydunuz? Siz hala bu ülkede bazılarının kıblesinin kapitalist Batı, seccadesinin dolar olduğunu anlamayacak kadar salak mısınız?

Yoksa siz inandığınız dinin kitaplarını da mı hiç okumadınız? Yezid’in zulüm saraylarının şatafatını işitmediniz mi? Ve o şatafatlı saraylarda yaşayanların Allah’ın adını ana ana Hüseyin’in başını kestiklerini bilmez misiniz? 1990’larda bu ülkede faili meçhuller olurken sesini çıkarmayıp o cinayetleri onaylayanlar da sizdiniz değil mi?

Sizin yüzünüzde gözünüz yok mu kuzum? Hani gözleri olup görmeyenlerden misiniz yoksa? Kulakları olup duymayanlardan mısınız? Siz neye inanıyorsunuz? Müslümansanız bir “yargı” günü sizi rahatsız etmiyor mu? Öyleyse ve diyelim ki ufak da olsa bir yerinden Müslümanlığa ilişmişseniz, hangi yüzle şefaat dileyeceksiniz? Yoksa sizin yüzünüz yok mu? Yalnızca abdest ve namazla Müslüman olunduğunu sananlardan mısınız? Onun için mi Hırant öldüğünde ayakkabısındaki deliği görüp yerin dibine batar gibi utanmak yerine sessiz kalmıştınız? Ölen bir Ermeni diye sevinmiştiniz? Onun tabanları delik ayakkabısı size hiçbir şey anlatmadı belki ama 4.5 milyon dolarlık ayakkabı kutularıyla da mı ikna olmadınız? Sizin sıtkınız bu kadar sıyrıldı mı gerçekten? Ayakkabı kutularındaki milyon dolarlar sizin suratınıza okkalı bir küfür gibi çarpmadı mı? Yoksa siz bu kadar mı yüzsüzsünüz?

Daha dün 100 TL zam için kendileriyle onlarca görüşme yapılan, binlerce takla attırılan, alanlarda üzerilerine gaz atılan, su sıkılan, cop vurulan işçinin memurun hali ortadayken servetlerine servet katanlardan sizin hala umudunuz mu var? Yoksa siz onlara baka baka onlara mı benzediniz?

Benzemek böyle sinsi bir şeydir. Dünyanın en lanet şeyidir belki de. Hiç farkında olmadan bir hırsıza bakarken hırsız, bir katile bakarken katil oluverirsiniz. İzlediğiniz her şeye biraz daha benzersiniz. Ne kadar çok izlerseniz o kadar çok benzersiniz. Sonra yerinizden kalktığınızda sadece yıllarca izledikleriniz gibi oluvermişsinizdir. Hakikaten siz yıllardır neyi seyrettiğinizin farkında değil misiniz?

İngiliz emperyalizmi Hindistan’dan fiilen çekilirken bir bilge İngilizlerle işbirliği yapan Hindistanlılar için şunu söyler: Şimdi bizim yüzümüze nasıl bakacaklar. Peki bunca pisliğe bugüne kadar ses çıkarmayan sizler şimdi bizim yüzümüze nasıl bakacaksınız? Ar duygunuz azcık da olsa kalmadı mı?

Ali Murat İrat

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu