Son 35 yılda üçte biri kuruyan ve su seviyesi 12 metre 25 santim düşen Burdur Gölü’nün yok oluşu birçok canlıyla birlikte insan yaşamını da tehdit ediyor.
Havzada 1995’ten bu yana yağışlı bir döneme geçilmesine karşın gölün su seviyesinin düşmeye devam etmesi sorunun çok daha büyük olduğunu gösteriyor. Gölle ilgili bilimsel çalışmaların sonuçlarına göre, gölü besleyen akarsulardaki suyun barajlarda tutulması ve yer altı sularının sondaj kuyularıyla aşırı miktarda çekilmesi, gölün sonunu hazırlıyor.
Tarım zarar görecek
Burdur Gölü kuruduğu takdirde dünyada sadece burada yaşayan Burdur dişli sazancığı adlı balığın nesli yeryüzünden silinecek. Öte yandan, gölün ev sahipliği yaptığı nesli küresel ölçekte tehlike altındaki dikkuyruk ve öteki su kuşu türlerinin yaşam alanı daralacak. Gölün yarattığı nem ve mikroklima etkisinin ortadan kalkmasıyla, Burdur’un lokomotif sektörleri tarım ve hayvancılık da büyük zarar görecek.
Acilen harekete geçilmezse, Akşehir Gölü, Tuz Gölü ve diğerleri gibi Burdur Gölünü de kaybedeceğiz. Burdur Gölü’nü korumak için hazırlanmış bir sulakalan yönetim planı var ancak 2012 sonlarına kadar bu plan henüz sonuç verebilmiş değil.
Burdur Gölünün suyu tuzludur. Son yıllarda gölü besleyen akarsuların göle ulaşmaması ve gölün buharlaşma ile su kaybetmesi tuzluluk oranını artırmıştır. Göl denizden 2 kat daha fazla tuzludur. Bu tuzluluk oranına rağmen gölde yaşamaya adapte olmuş Burdur dişli sazancığı (Aphanius Sureyanus) dünyada sadece Burdur Gölünde yaşamaktadır ve Gölün yok olmasıyla birlikte nesli tehlike altına girmiştir. Bununla birlikte nesli küresel ölçekte tehlike altında olan dikkuyruk ördeğinin (Oxyura Leucocephala) dünya populasyonunun büyük bir bölümü kışlamak için gölü kullanmaktadır.
Gölün su seviyesi 1970 yılından beri düşüşe geçmiştir. Bunun en önemli nedeni tarımsal sulama amacıyla plansız bir şekilde gölü besleyen akarsular üzerine inşa edilmiş baraj ve göletlerdir. Öte yandan yer altı sularının aşırı derecede sondajlarla çekilmesi göldeki su seviyesi düşüşünün en önemli nedenidir.
Havzadaki meteoroloji istasyonlarının ölçümlerine göre uzun yıllar yağış ortalaması 447 mm’dir. 1995’ten bu yana havzada yağışlı bir döneme geçilmiş olmasına rağmen havzaya düşen yağışın neredeyse tamamı baraj ve göletlerde tutulduğu göl seviyesindeki düşüş yağış artışına rağmen devam etmektedir. 1980-1995 döneminde havzada 500 mm üzeri yağış görülmezken; 1995-2010 döneminde havzada 500 mm üzeri yağışlar 6 defa kayıtlara geçmiştir (Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürülüğü).
1970 yılında göle fiili su girişi 243 hektometreküp iken 2000 yılında su girişi 34 hektometreküpe düşmüştür. 2009 yılında Karaçal Barajı’nın su tutmasıyla birlikte göle su girişi yok denecek kadar azalmıştır.
Gölü korumak için yerel sulak alan komisyonu üyesi kuruluşların katkılarıyla 2008 yılında hazırlanan Burdur Gölü Yönetim Planı’nın amaçları arasında “gölün hidrolojik seviyesinin dengelenmesi” yer almasına rağmen bu güne kadar bu yönde bir faaliyet gerçekleştirilmemiştir. 2012 yılında süresi dolacak yönetim planın revizyonu sürecinde göle buharlaşma miktarından daha fazla su girmesini sağlayacak faaliyetler belirlenmeli ve bu faaliyetler uygulanmalıdır. Öncelikle barajlarda tarımsal sulama için gerekli olan sudan daha fazlası tutulmakta ve bu suların bir an önce göle bırakılması gerekmektedir. Orta vadede havzada sulu tarım alanlarında devam eden salma sulama yöntemi yerine kapalı taşıma basınçlı sulama yöntemlerine dönüş için ilgili kurumların gerekli yatırımları yapması gerekmekte. Tasarruf edilecek su göle bırakılmalıdır.
Burdur Gölü, Söğüt Dağ’ı ve Suludere Yayla dağ kütleleri arasında bulunur. Kapladığı ortalama alan 153 km2 ama bu rakam 35 yıl önce 228 km2‘ydi. Rakımı 842.87 metredir. Türkiye’nin en büyük yedinci gölüdür. Uzunluğu 34 km ve genişliği 9 km’dir. Suyu binde 24 oranında tuzludur. Prehistorik yerleşim yeri olan Kuruçay Höyük’üne 7 km uzaklıktadır.
Oluk şeklindeki tektonik bir çöküntünün suyla dolmasıyla oluşmuştur. Batı kısmında bir fay olduğu için göl burada bir anda derinleşir ve daralır.
Burdur Gölü kuş gözlemciliğine, yelken sporlarına, plaj kurulmasına ve sağlık turizmine uygundur.
Burdur Gölü 100’e yakın kuş türü ve 300000’e yakın su kuşuna (özellikle nesli tükenmekte olan Dikkuyruk ördeklerinin %70’ine) ev sahipliği yapmaktadır. Göl çevresinde bulunan mermer ocaklarına aktarılan su rezervlerinin gölü besleyememesi de gölün küçülmesinin nedenlerinden biri.
Derleyen : Deniz KARTAL
Ocak 2013
Yayınladığımız son yazılara göz atmak isterseniz…