Ceres : Volkanların buz püskürttüğü bir küçük dünya.
Ahuna Mons, 3.962 metre yüksekliğinde ve yaklaşık 17 km genişliğinde bir volkan. Dünyada böyle bir volkan ilginç olabilirdi. Fakat Ahuna Mons, Mars ile Jupiter arasındaki yörüngesiyle Güneş sisteminde, 965 km’den küçük çapıyla bir cüce gezegen olan Ceres üzerinde. İlginç olan, Ahuna Mons’un lavların karasal yüzeyde birikmesiyle değil de buzdan meydana gelmiş olması.
“Ahuna, Ceres üzerinde bulunan tek gerçek dağdır.” diyor Arizona Devlet Üniversitesi’nden David Williams, “Yakın incelemelerimiz sonrasında bunu ‘cryovolcanism’ olan yükselen bir kubbe olarak yorumladık.”
Bu bir çeşit düşük sıcaklıklı volkanik hareketlilik şeklidir. Genellikle tuz ve amonyak ile karışmış olan erimiş buz ve su, gezegen üzerinde bulunan volkanlar tarafından püskürtülen erimiş silikat kayaların yerini almıştır. Devasa bir dağ olan Ahuna, donmuş tuzlu suyun tekrar eden püskürtmeleri sonucu oluşmuş volkanik bir kubbedir.
Williams, bu hafta Science dergisinden yayınlanmış olan NASA’nın Dawn ekibini oluşturan bilim insanlarından biridir. Volkanizma onun uzmanlığı olduğundan, Ahuna Mons bilinmezine yönelmiştir. “Ahuna’nın gerçekten kendine özgü bir yapısı var ve Ceres’de bu türdeki tek dağdır.“diyor. “Tektonik forma işaret eden hiçbir şey göstermez bu yüzden bu bizi ‘cryvolcanism’in Ahuna’nın orjinal yapısı içinde olduğunu düşünmeye iter.”
Dawn bilim insanlarından Ottaviano Ruesch (NASA Goddard Space Flight Center, Greenbelt, Maryland) Ceres volcanizması hakkında Science dergisindeki yazının baş yazarıdır. “Bu jeolojik olarak yakın geçmişte oluşmuş ve tuzlu çamur karışımı ile şekillenmiş bilinen tek cryvolcano örneğidir” diyor.
Williams bunu şöyle açıklıyor “Ahuna’nın dış yüzeyinde sadece bir kaç krater bulunuyor ve bunların yaşı en fazla birkaç yüz milyon yıl.”
Dawn ekibine göre, Ahuna Mons’un merkezinin volkanik olmasının anlamı çok büyük. Ceres’in dış yüzeyinin ortalama sıcaklığı -40 derece olmasına rağmen (Celsius ya da Fahrenheit derecelerinde; bu ölçeklerde sıcaklık ortak bir noktada birleşir) iç katmanda yeterli bir periyot süresince tuzlu su karışımı tutulur. Ve bu nedenle yakın jeolojik zamanda dış yüzeyde volkanik hareketlilik meydana gelmiştir.
Ahuna Mons, Ceres’de buz volkanizmasının meydana geldiği tek yer değildir. Dawn’nın bulguları şu göze çarpan önemli noktayı gösterdi ki; ‘cryvolcanic’ hareketlilik uzun yapılar inşa etmekten çok dış yüzey bölgesinin yeniden görünmesidir. Bazı kraterler, göktaşlarının onlarda bıraktığı sıkıştırma etkisinden dolayı daha yassı görünen zeminlerdir. Bunlar muhtemelen daha alçak bir yerde sular altında kalmıştır. Ek olarak, yassı zeminli kraterler genellikle buz ‘magma’nın onları ittiği ve daha sonra yatıştığı fikrini veren çatlakları gösterir.
Ceres’de bazı yerler jeolojik müze özelliği sergiler. “Occator Crater kendi zemininde birçok parlak noktalara sahiptir.” diyor Williams. “Merkezdeki cryvolcanic kubbe gibi görünen nokta sodyum ve karbonat bakımından zengindir.” Diğer bir parlak nokta ise, tuz ile karışan su buharının delikler açması ile büyük kırılmalar ve çatlaklar meydana getirmesi sonucudur diyor.
“Su buharlaştığı zaman, tuz ve karbonat mineralleri arkasında bırakır.” diye açıklıyor.
İç Yapısı
Ceres’in dış yüzeyinde görünen volkanik özelliklere rağmen, bilim insanları için en ilginç çeken konu bu özelliklerin, cüce gezegenin iç yapısı hakkında ne söylediğidir. Dawn gözlemcileri, Ceres’in saf bir buz ya da kayadan oluşan bir dış yapıya sahip olmadığını, ikisinin karışımı bir yapıda olduğu fikrini ileri sürer.
Son zamanlardaki Williams araştırmalarda, geniş kraterlerinin büyük ihtimalle yüksek iç ısı nedeniyle kaybolduğu keşfedildi fakat daha küçük kraterler varlığını koruduğunu keşfetti. “Bu da bize, Ceres’in kabuğunun değişken bir yapıya sahip olduğunu gösterir- büyük ölçekli olanlar zayıf ancak daha küçük ölçekli olanlar güçlüdür.” diyor Williams. “Ayrıca jeolojik olarak da evrim geçirmiştir.”
Büyük resme baktığımızda Williams, “%30-40 oranında buzlu su ile silikat kaya ve tuzların karışımdan yapılmış, kompleks bir kabuk ve çekirdekten meydana gelen Ceres, iç yapı olarak farklılaşmış görünür.” diyor. Ve muhtemelen tuzlu su keseleri hala onun içinde var olmaya devam ediyor.
“Ceres’in iç yapısını daha iyi anlamak için veriler üzerinde çalışmaya devam etmemiz gerekiyor.” diyor Williams.
2007’de fırlatılan Ceres, Dawn operasyonunun ikinci arama limanıdır ve diğer bir küçük gezegen olan Vesta, 2011’den 2012’ye ziyaret edilmişti. Uzay aracı 2015 Mart ayında Ceres’e ulaştı. Yanında kameralar, spektrometre, gama-ray ve nötron detektörleri götürmüştü.
Bunlar, Ceres’in dış yüzeyinin materyalleri ve şeklinin ölçümlenmesi, harita ve görseller için kurulmuştu. Bunlar, bilim insanlarının bu küçük gezegenin hikayesini anlamasına yardım etmekte ve güneş sisteminin doğuşunun bize anlatılabilmesi için bilgileri bir araya getirmekte.
NASA, Dawn için Ceres’in yörüngesinde kalmaya devam ediyor ve gelecek yıllar için bilgi topluyor. Bu cüce gezegen, Güneş’e doğru yavaşça hareket ediyor , perihelion ( bir gezegen ya da kuyruklu yıldız yörüngesinin güneşe en yakın olan noktası) denilen noktaya 2018 yılı Nisan ayında geleceği düşünülmekte. Bilim insanları, bu ısı artışının ceres’in dış yüzeyinde gözlemlenebilir değişimlere sebep olabileceği ya da volkanik hareketliliği tetikleyebileceği beklentisindeler.
“Umuyoruz ki Ceres’i gözlemleyerek, o periheliona ulaştığında, bazı aktif bulgulara ulaşabiliriz. Görevimizi bitirmenin en ideal yolu bu olurdu.” diyor Williams.
Kaynak: http://phys.org/news/2016-09-ceres-tiny-world-volcanoes-erupt.html#jCp
Türkçe çeviri: Seyhan Başkaya
Konu ile ilgili başka yazılar için:
http://www.kuark.org/2013/11/ceres-bir-cuce-gezegen-gunes-sisteminin-essiz-bir-parcasi/
http://bilimfili.com/ceres-buz-volkan/
http://www.yukselkenaroglu.com/tr/ceresin-buzlu-volkanlari-ice-volcanoes-of-ceres/