Çevre

Deprem Gerçeği ve Kocaeli/İzmit

Öncelikle bir soru ile başlamak istiyorum. Hiç düşündünüz mü, gündelik hayatınızda kaç kez ‘deprem’ kelimesini duyuyorsunuz? Televizyondan, çevrenizdeki insanlardan, bilim insanlarından ve hatta kendi kendinize düşünürken, özellikle Marmara Bölgesi’nde büyük bir şehirde yaşıyorsanız eminim ki bu kelime kafanızı ara ara meşgul ediyordur. Peki bir soru daha, bu kadar hayati önem arz eden ve her daim gözünüzün önünde duran bu gerçeklik karşısında ne yaptınız?

17 Ağustos yıl dönümlerinde sosyal medyada duygu dolu paylaşımlar yapmak ve dularınıza Allah tarafından korunmayı eklemek haricinde tabi ki.
Bu yazımda alışılagelenin aksine, İstanbul örneği yerine Kocaeli/İzmit örneği üzerinden gideceğim. Tabiki Kocaeli, İstanbul’a yakınlığı, Asya ve Avrupa şehirleri arasında köprü vazifesi görmesi, barındırdığı sanayi potansiyeli ile birlikte hem İstanbul hem de Türkiye için yüksek öneme sahip bir şehir. Gelin olası bir depremin ne denli büyük bir zarara yol açabileceğini görmek açısından yararlı olabilecek bir kaç istatistik görelim.

Örneğin ilin nüfusu, 2014 yılı itibari ile 1.722.795 ve en az bu rakam kadar önemli bir diğer rakam ise kilometrekareye düşen kişi sayısı, 398! Bu demek oluyorki, Kocaeli, İstanbul’dan sonra Türkiye’nin en kalabalık ikinci ili. Kafanızda daha net bir resim belirmeye başlamıştır diye düşünüyorum.

Gelin bir de ekonomi ve sanayi açısından önemine bakalım. İlde, Sanayi Odası’na bağlı yaklaşık 300 sanayi kuruluşu faaliyet göstermektedir. Bu kuruluşlar ağırlıklı olarak Gebze, İzmit ve Körfez ilçeleri içerisinde bulunmaktadır. Ülkemizin en büyük 100 sanayi kuruluşundan 18’i Kocaeli’nde bulunmaktadır. Kocaeli’nin imalat sanayi açısından ülke içindeki ve dış ticaretteki payı ise %13’tür (TÜİK,2015). Bu da demek oluyorki olası bir depremde Kocaeli ili içerisinde oluşacak maddi ve manevi hasar, ülke genelinde büyük bir şok etkisi yaratacak, burada binlerce insan hayatından ve milyonlarca liradan bahsediyoruz.

Nüfustan, sanayiden bahsettik, bir de işin genç nüfus ve eğitim noktasına göz atalım. İlde faaliyet gösteren Kocaeli Üniversitesi Bugün bünyesinde 12 fakülte, 6 yüksekokul, 21 meslek yüksekokulu, 3 enstitü ve devlet konservatuarı bulundurmaktadır. 2014 itibariyle, 1382 öğretim elemanı (242 Profesör, 190 Doçent, 486 Yardımcı Doçent, 274 Öğretim Görevlisi, 167 okutman, 23 uzman), 717 Araştırma Görevlisi, 1765 idari personeli vardır. Öğrenci sayısı 72.400 civarındadır.

Kocaeli/İzmit’de 4. yılını doldurmak üzere olan bir öğrenci olarak biraz şehirde yaşayan öğrencilerin konutları hakkında bilgi vermek isterim. Yalnızca Kocaeli örneğinde değil, bütün ülke genelinde yaşadığımız bir problem olan öğrenciye yüksek fiyata kiralanan yaşlı ve hasarlı binalar ilimizde de bolca bulunmaktadır. İzmit ilçesinde merkeze yakın bir noktada, görece uygun fiyata ev bulmak isteyen öğrenciler genellikle bu yaşlı ve hasarlı binalara yönelmek zorunda kalıyorlar.

1. dereceden deprem bölgesinde bulunan Kocaeli ili hakkında verdiğimiz bu bilgiler ışığında oluşacak hasarı ve can kayıplarını hayal etmek zor olmasa gerek. Tarihi büyük depremlerle dolu olan Kocaeli, 1999 depreminde çok büyük acılara sahne olmuş, Türkiye’nin bir travması haline gelmiştir. Kocaeli dediğimizde insanların aklına ilk gelen kelime de yine ‘deprem’dir.

Pekala merak ediyorsunuzdur, bunca gerçekliğe, riske ve tecrübeye dayanarak ne tür önlemler alınmıştır, Kocaeli depreme ne kadar hazırdır? Yıllardır gündemimizde olan ”Kentsel Dönüşüm Projeleri” malesef yeterli derecede etkili değil ve hayata geçirildiği yerlerde bir çok probleme sebep oluyor. Yıkıp yeniden yapmak üzerine yoğunlaşan bu projeler, insanlar üzerinde çok daha çeşitli sıkıntılar ortaya çıkartıyor, yaşadıkları yerden, işlerinden, ait hissettikleri her şeyden uzaklaştırılan yoksul yığınlar meydana getiriyor. Bu projelerin halkla, sivil toplum kuruluşlarıyla, meslek odalarıyla bir araya gelinerek oluşturulması gerekirken, ihaleyi alan şirket ve devlet yetkilileri arasındaki bir trafikten ileriye gidilemiyor.

Bunun yanında bizlere umut veren gelişmeler de yaşanmıyor değil, 2014-2018 yıllarını kapsayan, hükümetin hazırladığı 10. Kalkınma Planı kriz ve afet yönetimi konusunda içerdiği başlıklar ile kalkınma planları arasında farklı bir yere sahiptir, konunun bu denli yer aldığı ilk kalkınma planı olarak da adlandırılabilir. ‘’Yaşanılabilir Mekanlar, Sürdürülebilir Çevre’’ başlığında kentlerin ‘’afetlere dayanıklı’’ olacak şekilde tasarlanmasına ve inşa edilmesine dikkat çekilmiştir.
Yine ‘’Kentsel Dönüşüm ve Konut’’ başlığı altında sağlıksız yapılaşmalar, eskiyen ve yıpranan yapı stoku ön plana çıkartılmış, hedef olarak da afet riski taşıyan, işlevini yitirmiş, mekansal kalitesi düşük bölgelerin ‘’sosyal, ekonomik, çevresel ve estetik’’ boyutları ele alınarak yenilenmesi, dönüştürülmesi ve yaşam kalitelerinin yükseltilmesi belirtilmiştir.

Bu iki başlığından ardından konuyla direk bağlantılı, daha ayrıntıyı işleyen ve anlatan ‘’Afet Yönetimi’’ başlığı da 10. Kalkınma Planı içerisinde yer almaktadır. Başlık altında afetlerin getirdiği sosyal, ekonomik ve fiziki altyapı zararlarına dikkat çekilerek afet sonrasına yönelik müdahaleler yerine, afet öncesi risk azaltmaya yönelik politikaların izlenmesi gerekliliği vurgulanmıştır. Merkez-yerel ilişkisinin geliştirilmesi, STK’ların rolünün daha da aktifleştirilmesi, afet stratejilerinin hazırlanması konularına eğilinen bu başlık altında şu ana kadar gerçekleştirilen ve 2018’e kadar yapılacak olan projelerden bahsedilmiş, ‘’Bütünleşik Afet Tehlike Haritası Tamamlanan İl Sayısı’’ 2013 itibari ile ‘’6’’ olduğu gösterilerek 2018 hedefinin de ‘’81’’ ilin tamamı olduğu belirtilmiştir. Yine aynı başlık altında 5.4 milyon konut ve iş yerinin zorunlu deprem sigortası dahilinde olduğu hatırlatılarak, 2018 hedefi 9.5 milyon olarak belirlenmiştir. Kulağa çok hoş gelen, bir şeyleri değiştirmesi beklenen 10. Kalkınma planını aklımızda tutalım ve Kocaeli/İzmit ölçeğinde bir kaç korkutucu rakama yer verelim;

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin 13.09.2012 tarih ve 550 sayılı meclis kararı öncesinde kentimizde bulunan orta hasarlı bağımsız bölüm sayısı; 13577. İlçemiz İzmit’te ise; 2599
Meclis kararına istinaden onarım güçlendirme yapı kullanım izin belgesi alan bağımsız bölüm sayısı; 6856. İlçemizde ise; 1662.
Kalan orta hasarlı bölüm sayısı; 6721. İlçemizde; 937.

Gördüğünüz üzere 1999 depreminin üzerinden 15 yıl geçmesine, Kentsel Dönüşüm Projelerinin tam gaz devam etmesine ve 10. Kalkınma Planı’nın amaçlarına rağmen halihazırda 6721 orta hasarlı bölüm(Son bir kaç ay içinde yaşanmış olabilecek gelişmeleri göz önüne alırsak bir miktar azalma olmuş olabilir) bulunmakta. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili birimleri ile yaptığım görüşmeler ve bazı araştırmalarım ışığında son durumu özetlemek gerekirse;

İzmit ilçesinde, 937 bağımsız yapı, 433 orta hasarlı binanın ve bina sakinlerinin geleceği hakkında mevcut proje ya da yıkım kararı henüz bulunmamaktadır. Kocaeli ölçeğinde tek örnek 2012 yılında Çayırova Belediyesi Başkanlık’ına çekilen tebligattır, ama bu tebligat işleme konmamıştır. Tebligatta, ilçedeki binaların yapı tespitlerinin yapılması, Kocaeli Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ne onaylattırılması istenmiştir. Riskli yapıların onarılamayacak durumda olması halinde ise ilgili kanunlar dahilinde tahliye ve yıkım işlemlerinin gerçekleştirilmesi istenmiştir.

Sonuç olarak binlerce insan önümüzdeki olası bir depremi hasarlı binalarında hiç bir önlem almadan beklemekte, bu gerçek karşısında ne hükümet, ne belediye yeterli düzeyde ve hızda bir gelişim sergilememekte. Yıkım ve dönüşüm süreçlerinin nasıl işlediğini merak edenler ”Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun”u ve yönetmeliği okuyabilirler. Binlerce liraya mal olan laboratuar testlerinin nasıl orta ve alt gelirli insanların üstüne yüklenildiğini, devlet kurumlarının yapılması gereken işleri nasıl birbirlerinin sorumluluğuna bıraktığını rahatlıkla görebilirsiniz.
Bir an önce hızlı ve etkili bir şekilde dönüştürülme çalışmalarına başlamalı, yardımları artırmalı ve halkı, üzerindeki sorumlulukları azaltarak süreç içine almalıyız. Aksi taktirde büyük bir deprem ile kaybedeceklerimizi geri getirmemiz mümkün olmayacak ve yıllar sonra yaşanacak depremin yıldönümünde duygu dolu paylaşımlar yapmaya devam edeceğiz.

Mehmet Öney (mehmet.oney@hotmail.com)

www.dunyalilar.org

KAYNAKÇA;
http://www.kocaeli.bel.tr/
http://www.kocaeli.edu.tr/
TUİK, (2014). İstatistiklerle Türkiye 2014
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2013/07/20130706M1-1-1.doc

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu