Güncel

Erdoğan ve diğerleri

Yargıyı mahkum eden yargı paketleri, demokrasi adına hiçbir şey barındırmayan demokrasi paketleri. Geçen aylara kadar nefret dolu okyanus ötesi söylemini rafa kaldırıp okyanus ötesinden oy kapma yarışına giren parti lideri. Kendini sol diye tanımlayıp bir türlü solcu olamayan, ortaya karışık  bir başka parti lideri. Hükümetin muhasebe bürosu haline gelen ve başbakanın talimatıyla evrimle ilgili araştırmaları yasaklayan sözde bilim merkezi TÜBİTAK. Gündemin hırsızlarla, yolsuzluklarla, kayıp milyarlarla çalkalandığı bu dönemde dansöze para taktırdığı gerekçesiyle muhalif tv kanalına ceza yağdıran ahlaktan bihaber ahlak bekçiliği yapan RTÜK. Şerefli olmayı başbakana itaat etmek zanneden genel yayın yönetmenleri. Ve tüm bunların gölgesinde yaklaşan 30 Mart seçimleri.

Başbakan; Gülen,  CHP ve MHP ile ayrı ayrı uğraşmaktansa hepsini aynı kazana koyup beraber kaynatıyor böylece hem bir taşla üç kuş vuruyor hem de daha az sözle daha çok şey anlatıyor! Galiba bu tutumu işe de yarıyor.

25 gün sonra 30 Mart… Ogün erken kalkılmayacak, en güzel elbiseler giyilmeyecek, süslenip püslenilmeyecek, kimileri umutla ama çoğumuz karamsarlıkla sandıklara gidip muhtarımızı seçeceğiz,  aa pardon bir de belediyeler vardı değil mi? Hani şu mahalleleri kategorilere ayırıp, mahallelerden aldıkları oy oranına göre hizmet götüren belediyeler.

Ama ondan önce meydanlara hayat veren mitingler var. Parti otobüsleriyle sürü halinde miting alanlarına taşınıp ellerine birer bayrak tutuşturulan, komutla alkışlayan, komutla slogan atan, miting alanlarından kameralara el sallayan böylece keşfedilmeyi bekleyen, bilinçli olarak düşünmemeyi tercih eden, antidepresanlarla ayakta duran, yaktığı kömürden  yediği makarnaya kadar her şeyi kayıt altında olan yurdun güzelim vatansever insanları; 30 Mart gelecek oylar kullanılacak ve resmi olmayan sonuçlar hemen açıklanacak.  AKP %37-38’lik oy oranıyla bana göre birinci parti olacak. 81 il belediyesinin yarısından fazlasını alacak. Peki sonra? Sonrası şu: Bir şeylerin yolunda gitmediğini gören halk bu sonuçları haklı olarak kabul etmeyecek ve meydanlara akacak. Bunca hırsızlık, yolsuzluk iddialarının gölgesinde yapılan seçimler ne kadar dürüst sonuçlar verebilir. Halk bu sonuçlara nasıl güvenecek,  hükümetin meşruluğu bile şaibeli görülürken, seçimlere nasıl şaibe karışmayacak veya halkı buna nasıl inandıracaklar, halkın bozulan ruh sağlığı için her mahalleye mini bir akıl hastanesi inşa etmek iyi bir fikir olabilir.

Peki ya ruh sağlığı bozulan hekimleri kim tedavi edecek?

Şemsettin Bingöl

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu