Güncelmanşet

Göğe Su İçiren Martı

 ”  İç ses, diye söylendim

 Ve ah dedim sonra,

 Böyle ah demeyi beli bükük bir ahlat

 ağacından öğrendim…”

Didem Madak-“Ah”lar Ağacı şiirinden..

Tahrir’de bir meydan, meydanda bir kadın, kadında bir çift göz, ah! “İç ses” diye söyleniyoruz “ah”ımızı katarak gözlerine. Madak’tan kalma öncesiz ve sonrasız “ah”larımız…Sahi biz “ah” demeyi ne zaman öğrendik? Bizim ahlat ağacımız yok ki. Bize “ah” demeyi cellatlar öğretti. Ama bu kez ah yok, bu kez tuz kokuyor gömleğimiz.

Shaima El Sabbagh_mısır
Shaima El Sabbagh, eylem sırasında….

Gözlerimizdeki bulutlar karardı, gerisin geri aktı bütün yaşlarımız. Türkülerimiz kesişmişti seninle ve sloganlarımız:  “حريٌة ” yani özgürlük… Özgürlüğün içinde umut,umudun içinde  yaşam ve hepsinin içinde bir kadınsın sen:

Shaima*… Sesinin en güzel tınısı koca meydanda vurulmuş, yerinde leş kargalarının bed sesleri barut kokuyor. Ardında bıraktığın çöl rüzgarları içimizi ısıtmıyor artık. Nil kadar özgür değiliz şimdi. Bizim dağlar da nicedir turna görmedi sizin Sina gibi. Sina hiç turna görmedi. Sina’da turnalar hiç bu kadar ölmedi. Kaldır başını ve son “ah”larımız adına tut ellerimizden. Biz seninle ne zaman dünyanın bir yanında sesimizi katsak özgürlüğe, yaşımız hep olduğu gibi kalıyor. Biz seninle ne zaman türküler söylesek binlerce yıllık “kader”imize sonramız çığlık oluyor. Biz seninle ne zaman yaşamdan konuşsak ölümler büyüyor. Uyan Shaima gözlerindeki sonsuz parlakla ışıyor yollarımız uyan. Sesin dağınık takvimlerde bir haziran resmi gibi göz kırpıyor bize. Gözlerin ay aydınlık, baktıkça tarihsel ‘kader’imize yıldırımlar yağıyor. Uyan Shaima uyan ve vurulduğun yerden öp bizi…

Düştüğün yerde ellerini tutan biz olamadık affet. Ama bak şimdi bir rüzgar büyüyecek, ‘fırtına’ olacak adı, bozkır tutuşacak. Göğü paylaşacağız seninle. Gittiğin yerde seninle aynı türküyü söyleyenler var unuttun mu? Bu dünyada rastlaşmadığınız ama sesini senin sesinle büyütmüş kadınlar var orada da: Arin var Shaima, bedenini senin de sesini kattığın özgürlük sloganın için feda etmiş, Barbara var binlerce yıllık rüzgar gülü gibi esmiş dağlarda,Pippa var gelinliği bıçaklara takılmış…

Yalnız değilsin, olmadın da. Çok olan tarafta olamadık ama yalnız da değiliz biz. İnsan yalnız ölür, öldükçe çoğalansın sen. Şimdi senin türkünü milyonlarca kadın söyleyecek. Takvimdeki haziran resmi binlerce karanfille süslenecek. Uyan ve haykır celladına:”Bizler bir kere öleceğiz ama sizler bin kere. Bizler çok kere doğacağız ama siz yok kere.” Hadi ver elini çiçekleri büyüteceğiz daha, martı kanadından su içireceğiz seninle göğe. Bağrına ismimizi yazacağız toprak ananın. Ver elini Shaima…

Dilini bilmediğimiz binlerce günebakana güneş ekmek için…

Eda Pınar

*Shaima El Sabbagh, 25 Ocak 2015 tarihinde Hüsnü Mübarek’in devrildiği eylemlerin dördüncü yıl dönümünün arifesinde Başkent Kahire’de düzenlenen yürüyüşte vurularak katledilen sosyalist kadın eylemci.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu