Bizim ellerde zeytin ağaçları da evlat acısı çeker Cumartesi Anneleri gibi; Cumartesi Anneleri yavrularının kemiklerini talep ederken efendilerden, zeytin ağaçları, yavrularından incecik bir dal yalnızca…
Bizim ellerde zeytin ağaçları da çocuktur Berkin gibi, Ceylan gibi; çocukluktan erken kesilirler, kökleri körpecikken kurutulur.
Bizim ellerde zeytin ağaçları da güvercin tedirginliği yaşar Hrant gibi; heder edileceğini duyumsar da dupduru, tertemiz bakar yeryüzüne de, gökyüzüne de.
Bizim ellerde zeytin ağaçları da katledilir Ezidiler gibi, Rojavalılar gibi; yaftalanır Aleviler gibi, azınlıklar gibi…
Bizim ellerde zeytin ağaçları da yok hükmündedir Süryaniler gibi, Çingeneler gibi…
Soma`da madenci olmakla zeytin ağacı olmak birdir; tez soldurulursun kâr için, rant için.
Bizim ellerde zeytin ağaçları da sersefildir mülteciler gibi, evsiz barksız canlar gibi…
Biz can diyoruz, efendiler kamu malı diyor!
Biz vicdan diyoruz, patronlar rant diyor!
Biz zeytin ağacı diyoruz, onlar termik santral diyor!
Barış uzaktır bizim ellerde; barışın simgesi zeytin dalına dahi tahammül edilemez gayrı…
Bizim eller böyledir işte iki gözüm; nehirler,yaylalar, ormanlar can`dan sayılmaz.
Zeytin ağaçlarına kıyılması revadır, Roboskili genceciklerimize kıyılması revadır.
Bizim ellerde insan olmakla zeytin ağacı olmak birdir; güvenlik gerekçesiyle, rant gerekçesiyle soluksuz bırakmak ezberindedir sistemin.
Kıyıldı zeytin ağaçlarımıza dostlar; insanlarımıza, halklarımıza, hayvanlarımıza, derelerimize kıydıkları gibi zeytin ağaçlarımıza da kıydılar.
Altı bin canımız, altı bin zeytin ağacımız kurutuldu bir anda; can kaybımız büyük dostlar, acımız tarif edilir gibi değil.
Gün, zeytin ağacı olma günüdür gayrı; can`a kıymet verilene kadar, canlar kıymet görene kadar direnişe, dayanışmaya, mücadeleye devam dostlar!
Ergür Altan
erguraltan@gmail.com
Dünyalılar