Devletten, jandarmadan, polisten, karakoldan, müdürden, amirden kork ve ona itaat, buna itaat…
İşte böyle bir eğitimden geçtik. Bunun etkisi var aldığımız eğitimde. İlmihal kitaplarından İmam Hatip’teki kitaplara; hocaların vaazlarından cemaat ve tarikat yapılarına kadar her yerde itaat kültürü var.
Özellikle cemaat ve tarikatlar bu yapıyı körüklüyor. Çünkü bu yapılarda “gassalin elinde meyyit olmak”, yani tam bir kölelik vardır. Çünkü o sistemin sürebilmesi için kölelik şarttır.
Cemaat ve tarikatlarda hem nüfuz istismarı hem de maddi sömürü var. Bunların kokuları ileride çıkacak. İtaat kültürü olduğu için bugün Türkiye’deki cemaat kesimi Büyük Ortadoğu Projesi gibi projelere eklemlenmiştir. Ve bugün o cemaatin mensuplarının hiç sesi çıkmamaktadır.
Hatta öyle cemaatler vardı ki; cemaatin lideri başörtüsüne “teferruat” dediği zaman hiç kimse sesini çıkarmamıştır. Yarın bir gün hanımlara, “bikini giyebilirsiniz” dense “Hocamız dediğine göre bir hikmeti vardır.” diyebilirler.
İslam ülkelerinde genellikle krallıklar, despotluklar var. Bizde devlet sınırları içinde iyi-kötü %30 demokrasi var. %70’ini de anayasal kuruluşları istila etmiş durumda. Bazıları %30 bile çok diyor. Dolayısıyla İslam Dünyası’nda mağripten maşrığa, Orta Asya’dan Yemen’e, Afrika’nın içlerine kadar böyle bir zihniyet var. Bunun değiştirilmesi lazım.
Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu