Güncel

İtiraf Edelim: Bilmiyoruz!

Türkiye, büyük ve  bulanık bir değişimden geçiyor. Değerler sistemini alt üst eden bütün büyük toplumsal değişimlerde olduğu gibi ”sağduyu” felç oluyor. Türkiye’de ”kitlesel kenetlenme” ülkedeki yoksullaşmanın  da etkisiyle giderek daha şiddet dolu, irili ufaklı çatışmalara neden oluyor, yeni çatışmalar olabileceği korkusu yayılıyor.

Şimdi bize ”Büyük Tanışma”  gerekiyor. İçinden geçtiğimiz kör topal sürece içtenlikli, açık sözlü bir katkı. Her kesimin beklentilerinden, korkularından söz etmesi, kalbini açması gerekiyor. Seksen yıldır ertelediğimiz bir tanışmayı, evet şimdi, gündem bu kadar tepetaklakken, evet şimdi yeni bir toplumsal sözleşmeye niyetlenmişken yapmak gerekiyor. Çoğumuz, çoğumuz hakkında hiçbir şey bilmiyoruz… Bilmemeye, görmemeye yemin etmişler bir kenara dursun. Ama hakiki anlamda bir bilmeme hali de bu kör dövüşü besliyor. Kürtler, her gün yirmi dört saat Kürt meselesiyle yatıp kalkıyor, ama Rize’ deki bir genç kendi yaşında ki Kürt gençlerinin neye öfkelendiğini, çocukların neye taş attığını bilmiyor. İslamcılar, yılların mağduriyet alışkanlığıyla Atatürkçü bir kadını hakikaten korkutabildiklerine  inanmıyor; Atatürkçü kadın bir Müslüman’ın kendini mağdur hissettiğine ikna olmuyor. Aleviler dededen toruna fısıltıyla geçen Dersim acısını sessizce saklarken Nevşehir’de bir adam Dersim’in Tunceli olduğunu bilmiyor. Ermenilerin Türklere diş bilediğini sanan Milliyetçiler, Satenik’in  canını en çok yakan şeyin dedesinin açlıktan ölmesini bir de ispatlamak zorun da bırakılmak olduğunu bilmiyor ve ismini hep fısıldayarak söylemek zorun da kalmanın sızısını…

Bir imparatorluktan bir cumhuriyet olmaya doğru yaşanması gereken süreci, seksen yıl boyunca bir mermere hapsedilerek dondurulmuş bir değişimi yaşıyoruz. Konuşmak gerekiyor. Siyasi yasaklarla geleneksel sessizlik alışkanlığıyla elimizden alınmış, unutulmuş sözcükleri hatırlamamız gerekiyor. Silahların, sözcüklerin yerini  çok hızlı alabildikleri bir toprakta insanların şimdi konuşması gerekiyor.

Benzerlikten Korkma

Hepimiz, birbirinden farklı toplumsal projelerin ürünüyüz. İslamcısından Atatürkçü’süne Kürt’ünden Türk’üne…Hepimizin içinden geldiğimiz toplumsal projeye dışarıdan bakarak konuşmayı öğrenmemiz gerekiyor. Birbirimize yaralarımızı göstererek tanışmak zorundayız. Niye birbirimizden saklanıyoruz? Farklılıklarımızdan korkuyoruz. Ama bu, meselenin sadece bir tarafı. Esasın da korktuğumuz başka bir şey daha var :

Benzerliklerimiz! Kendimizi ”ötekinden” ayırmak için onunla olan benzerliğimizi reddediyoruz. 

Biz aslında benzerliklerimizin ortaya çıkmasından da korkuyoruz. Ya birbirimize tamamen karışırsak!

Ece TEMELKURAN – Kayda Geçsin Kitabından

Derleyen: Leyla ÇAL

Dünyalılar 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu