Güncel

Kara Kadınların Beyazlaşma Rüyası

k-abKüçük bir siyah kızın önüne en beyazdan en karaya doğru farklı ten rengi tonlarında dört bebek resmi koyuluyor ve hangisinin en güzel olduğu soruluyor. Siyah kız hemen ilk sıradaki beyaz kızı işaret ediyor. “Neden onu seçtin” diye sorulduğunda “çünkü o beyaz” diyor küçük kız. “Hangisi sence en çirkin” dendiğinde ise eliyle en sağdaki siyah bebeği işaret ediyor: “Çünkü o siyah”

Deneyi izlemek için:https://dunyalilar.org/icsellestirilmis-irkcilik-oyuncak-bebek-deneyi.html

Amerika’dan Afrika’ya pek çok siyahi kadın, uykularından uyanıp yüzlerini yıkadığında beyaz olduklarını gördükleri düşler görüyor. Düşler gerçeklikle karışıyor, her sabah ayna karşısında, kirli elbiselerine yaptıkları gibi, umutsuzca yüzlerini toksin yüklü beyazlaştırıcı ürünlerle ağartmaya çalışıyorlar. Onlar için karalık aşağı, çirkin olmayı temsil eden bir sembol, temizlenince buharlaşacak bir karanlık…

IRKÇILIKTAN COLORIZM’E

Amerika’da tüm Afro-Amerikanlar hala pek çok açıdan kendilerini ikinci sınıf vatandaş hissediyor. Ama bu yasalarla sindirilen biyolojik ırkçılık, zarif bir örtüyle sarılmış, sinsi bir ten rengi ayrımcılığıyla insanlık vicdanının karşısına dikiliyor. Yasaların değişmesinin aslında yaygın algıları değiştirmediğini de başka bir insanlık gerçeği olarak önümüze seriyor.

Ten rengi tonlarına dayalı ayrımcılık (colorizm), sadece Amerika’da değil, dünyanın pek çok köşesinde koyu renkli kadınların hayatını karartan, psikolojilerini çarpıtan adı konulmamış bir tür “hastalık”. Medyanın yaydığı beyaz güzellik görselleri ile sürekli bombardımana tutulan, gerçekliği yeniden şekilendirilen zihinlerimizin yok saydığı bir kara veba.

KAĞIT TORBA KURALI

Aslında 246 yılllık kölelik döneminde, sahiplerinin tecavüzüne uğrayan siyah kadınların doğurduğu, daha açık renklerdeki “mulata” adı verilen çocuklarla ortaya çıkan  “ten rengi hiyerarşisi” yaygın bir uygulamaydı. En koyudan en açığa titizlikle adlandırılan 65 farklı ten rengi tonuna göre, beyazların altındaki dünyanın kast sistemi çiziliyordu.

Bir-Şeyleri-Yanlış-Yapıyoruz-670x448

Bu tür ayrımcılığın günümüzde en büyük kurbanları ise siyah kızlar, kara kadınlar. Ten rengi saplantısı o hale varmış ki, 1950’lere kadar Amerikalı kara renkli kızların sosyal yaşama kabulü “kağıt torba çantası” testiyle belirleniyordu. Bu teste göre, bir kız  kahveremgimsi kağıt  torbanın renginden daha açık bir renge sahipse güzel olarak değerlendiriliyor, sosyal ortama kabul ediliyor, eğer ten rengi  torbanınkinden daha koyuysa “çirkin” sayılıyor, sosyal ortamlardan dışlanıyordu.

Uzun mücadelelerden sonra siyahlar sivil haklarını 1965’te alsa da, ABD toplumunda toplumsal piramidin neresinde yer alındığı, derinin rengiyle yakından ilişkili olmaya hala devam ediyor. İstatistiklere göre, daha açık derililer koyu siyahlara kıyasla, daha iyi okullarda okuma, yüksek eğitim görme, daha çok kazanma, “daha yüksek statüdeki” bir eşle evlenme, daha “nezih mahallelerde” yaşama şansına sahip.

ırkçılık

SİYAH ERKEKLER SİYAH KADINDAN KAÇIYOR

Daha da acıklısı, siyahların kendileri de Avrupalı beyazlar tarafından belirlenen bu hiyerarşiyi kabullenerek, öz nefrete dayalı, siyahlığından kaçmaya çalışan bir yabancılaşmaya uğramış. Örneğin, siyahi kızlar okula başladıklarında renkleriyle ilgili en büyük tacizi yine siyahi çocuklardan görüyor

Bunun sonucunda, siyahi erkekler ezici bir çoğunlukla daha açık renkli kadınları partner olarak seçiyor. Artık iş o hale gelmiş ki, kara tenli bir çiftin eşleşmesi neredeyse bir tabu. Siyahların siyahlarla eşleşmekten kaçınmalarının temelinde ise doğacak çocuğun açık renkli olması arzusu yatıyor. Aynı şekilde siyah kadınlar da, bu koşullanmanın etkisiyle bebeklerinin daha açık bir renkle doğmasını istiyor. Ne de olsa, doğacak çocuğun ten renki onun geleceğini belirleyecek. Ayrıca ten ne kadar koyu olursa, erkeklerin onlara yaklaşımı bir ilişki, evlilik arayışından çok seks yönelimli oluyor.

Bu ayrımcılığın kara kadınlar üzerindeki etkisi çok sarsıcı: Amerika’daki Afro-Amerikan  kadınların yüzde 42’si hiç evlenmemiş. Aynı oran beyaz kadınlarda yüzde 21’e düşüyor. Bir başka deyişle Afro-Amerikalı kadınlar Amerika’nın en az partner bulan grubu.

Eş bulamamakla iş bitmiyor: Yapılan bir araştırmaya göre, 8-17 yaş arasındaki koyu ten renkli kızlar arasında 10 kızdan 7’si güzel olmadıklarını düşünüyor, dış görünümlerinden dolayı iyi hissetmediklerini belirtiyor. Kızların yüzde 75’i yeme bozukluğu, bedenlerine zarar verme, uyuşturucu ve kendinden nefret gibi sendromlar yaşıyorlar.

KARALAR BEYAZLAŞMAYA ÇALIŞIYOR

Küresel medya ve Hollywood ise “beyaz güzellikle” simgelenen kendi estetiğinin mesajlarını yayarak, bu küçük kızları, kadınları en hassas yerinden vuruyor ve ten ayrımcılığını “olağanlaştırıyor.” Derilerinin rengi nedeniyle kendilerini güzel hissetmeyen milyonlarca kadın, on milyarlarca dolarlık çeşitli beyazlaştırıcı kremler, haplar pazarının zorunlu tüketim köleleri haline gelmiş bile.

Gana, Senagal, Gambiya, Güney Afrika, Hindistan, Tayland, Filipinler gibi koyu tenlilerin yaşadığı birçok ülkede billboardlar ten beyazlatıcıları reklamları ile dolup taşıyor. Kanser yaptığı bilinmesine rağmen, kara kadınlar umarsızca açık tenli TV yıldızlarına benzemeye çalışarak kendilerini kimyasallara  boğuyor.

Son yıllarda siyahi şarkıcı ve mankenlerle, Obama ailesiyle bir farklılık yaşansa da, kolonizasyonla başlayan siyahların kimliklerini, algılarını değiştiren kültürel işgal, kara kızların, kadınların yaşamlarını, ruhlarını elinden almaya devam ediyor.

Dünyalılar

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu