Savaşa gitmemiz buyruldu
“Toprak için aslanlar gibi dövüşün” diyerek
Toprak için! Ama kimin toprağı? Söylenmedi bu
– Dere beyinin toprağı olsa gerek!
Savaşa gitmemiz buyruldu
“Özgürlük adına” diyerek
Özgürlük adına! Ama kimin özgürlüğü? Söylenmedi bu
Halkın özgürlüğü olmasa gerek!
Savaşa gitmemiz buyruldu
“Bizden” dendi “yardım bekliyor müttefik uluslar”
Ama en önemli şey unutuldu:
Kimin cebine girecek banknotlar?
Savaş kimisi için hayatla ödenen bir fatura
Milyonluk kazançtır kimisine
Çocuklar, daha ne kadar –
Katlanacağız bu ağır işkenceye?
Demyan BEDNY
Çeviri: Ataol Behramoğlu
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) 2012’deki askeri harcamalara ilişkin raporuna göre; tüm dünyada askeri harcamalar geçen yıla göre yüzde 0,5 azalarak 1,75 trilyon dolara gerilerken Türkiye yüzde 1,2 artırdığı askeri harcamalar açısından 18,2 milyar dolarlık rakamla ilk 15’inci. Türkiye dünya askeri harcamalarının yaklaşık yüzde 1’ini gerçekleştiriyor.
2013 için belirlenen net asgari ücret 774 lira. Her Türk vatandaşı yıllık gelirinin 239 dolarını yani 478 TL’sini silahlanmaya ayırıyor. Devasa ordumuzun diğer masrafları hariç tabii. Türkiye silah ithal eden ülkeler içinde 15. sırada. Dünya silah üretimindeki en büyük 200 firma içinde sermayelerinin büyük çoğunluğunu yabancılara kaptırmış olsalar da 2 Türk firması, Aselsan ve MKEK yer alıyor.
CIA’ya yakınlığı ile bilinen Washington enstitüsünün yayınladığı Richard Outzen imzalı bir rapora göre, İzmit, Balıkesir, Eskişehir, Konya, Ankara, Malatya ve Erzurum’da ABD’nin nükleer silah depoları yer alıyor.
Türkiye’nin tam 16 noktasında ise ABD’nin irili ufaklı üsleri yer alıyor. 15 farklı noktada ise NATO radarları Türkiye’yi sarmalamış durumda. Ayrıca 5 farklı noktada da ABD’nin füze ve nükleer bomba kontrol merkezleri konuşlanmış.
Bu tabloya göre; halkların kanıyla beslenen yayılmacı devletlerin ekonomik çıkarlarının barıştan ve insan hayatından daha değerli olduğunu görüyoruz. AKP iktidarı savaş çığırtkanlarının taşeronluğu görevini büyük bir gururla sürdürüyor. Suriye’deki iç savaşı emperyalist devletlerle birlikte körükleyen AKP iktidarı, müdahalenin öznesi olmayı çok istedi ancak Rus ve Çin’in ağırlığı ve yeni dengeler AKP’nin bu utanç verici iştahını kursağında bıraktı. Savaş tek çözüm olarak öne sürülürken, halklara verilen rol barış için ölmek ve öldürmek.
Başka ülkeler için de tablo bundan çok farklı değil. Parayı veren de, ölen de öldüren de bizleriz, halklar…
Peki kimin savaşı bu? Sahi biz ne yapıyoruz?
Bu yazı Karşı Bisiklet (karsibisiklet.org) sporcularının bir süre önce Suriye savaşına, emperyalizme karşı çıkmak ve halkların kardeşliğini haykırmak için yaptıkları bisikletli eylemin açıklama metninden alıntılanmıştır.
Deniz KARTAL