İçindeki kinden öteki yaratmak… “DÜŞMAN” algısı yaratarak öteki dediği Türk vatandaşlarını hedef göstermek… Ölümlerden, hapislerden, şantajlardan kurulu bir sicil üzerinde iktidar olmak…
Etnik ve mezhep kaşıması… Gerilim ve kaos üreterek milletin sinir uçları ile oynamak…
Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve kurucularına olan nefretini intikamcı bir siyaset izleyerek işleme koydu. Ülkeyi karpuz gibi ikiye böldü. Yandaş yaratarak yandaş olmayanları hedef gösterdi. Yandaş olmayanlar yandaşlar nezdinde düşmandır. Yani ötekidir. Bazı partililer hiç utanmadan, vicdanları sızlamadan edepsizce;
“Bize karşı olanlar biz dindar olduğumuz için düşmanlık yapıyor” dedi.
Alevi-Sünni kaşıması yaparak mezhep boğazlaşmasına yatırım yaptılar. Erdoğan Kılıçdaroğlu’nun mezhebine vurgu yapmıştı. Esad’ı Alevi olmakla suçladı. Reyhanlı’da katledilen vatandaşlarımız için“57 Sünni vatandaşımız öldü” diyerek mezhep kışkırtması yaptı.
Ergenekon tezgahını halk arasında ve sosyal medyada “Alevi subay ve pilotları temizliyoruz”diye ahlaksızca savundular.
Etnik ve mezhep çatışması kimin planı?
Küresel çetelerin siyonist planı…
Erdoğan ve ekibi hangi projeye hizmet ediyor?
Türkiye’nin de içinde olduğu İslam coğrafyasında 22 ülkenin bölünme projesi olan Büyük Ortadoğu Projesine.
Büyük Ortadoğu Projesi 22 ülkeyi etnik ve mezhep bazında bölmeyi amaçlıyor.
Erdoğan ve ekibi 11 yıldır etnik ve mezhep kışkırtması yapıyor.
Ülkeyi karpuz gibi ikiye bölerek algı yanılsamasıyla yarattığı düşmanlık üzerinden suç ve günahlarını taraftarına alkışlatıyor.
Erdoğan ve ekibinin suçlarını, günahlarını, ihanetlerini, yalanlarını dile getirenler “düşman” olarak damgalandığı için AKP taraftarınca itibar görmüyor. Çünkü AKP sözcüleri sürekli karalama ve iftira kampanyası yürütüyor.
Kendileri giderse ulusalcıların dindar insanlara eziyet edeceği bile söyleniyor. Kara propagandaya inananlar düşman olarak gördüğü insanların uğradığı hükümet terörünü meşru görüyor. Soygunlara, talana, acımasız cinayetlere aldırmıyor.
Türk Milleti Cumhuriyet tarihindeki ihanetlerin en büyüğünü yaşıyor.
Gencecik fidanlarımız AK terör nedeniyle toprağa düşüyor. Mısır’da ölen Esma’ya ağlayan Erdoğan, bizim çocuklarımıza kefen biçiyor.
“Gezi” eylemleri ve ODTÜ protestolarına destek vermek için düzenlenen gösteride başına gaz kapsülü isabet eden 22 yaşındaki Ahmet Atakan hayatını kaybediyor. Bir ocağa daha ateş düşüyor. Anaların gözyaşı dinmiyor.
Yüreğimiz bir daha, bir daha kavruluyor.
Dost ve düşman algısı ters yüz edilen yandaş, AK terörün bütün cinayetlerine ortak oluyor.
Oysa bu ülke yanarsa hepimiz yanarız. Muhalefetin yaşayamadığı bir ülkede kimseye yaşama alanı kalmaz.
Taksim, Ankara, Eskişehir, Adana, İzmir gibi illerimizde başlayan Haziran direnişinde beş vatandaşımız polis şiddeti ile öldürüldü. Birçok vatandaşımızın gözü çıktı. Binleri geçen insanımız yaralandı. Erdoğan ne dedi?
“Emri ben verdim. Polisimiz destan yazdı.”
Dedi değil mi?
Yetmedi;
Öldüren, göz çıkaran, vuran, yaralayan, küfür eden polisleri bir maaş tutarında ikramiye ile ödüllendirdi.
Dolayısı ile;
Erdoğan öldürülen 5 vatandaşımız gibi, Ahmet Atakan cinayetinin de azmettiricisidir!!.
Erdoğan ne yaptığını bilemeyecek kadar hırs ve kinine esir olmuştur. Nasıl bir tuzağa çekildiğini anlayamayacak kadar bilgisizdir.
Kurt puslu havayı sever, çakallar sırada bekler.
Erdoğan yarattığı polis terörünün tuzağına çekiliyor.
12 Eylül öncesi olaylarını görmüş bir insan olarak diyorum ki;
Polis içine yerleşmiş yabancı istihbarat elemanları, siviller içine girebilecek ajanlar ülkeyi iç savaşa sokacak eylem ve cinayetlere imza atabilir.
12 Eylül öncesi gençleri cinayete azmettiren, silah veren, adres gösteren MİT elemanlarını, polis ve akademisyenleri, sivil görevlileri unutmadık. Binlerce gencimiz kıyıma uğradı, öldürüldü. Kalanlar işkencelerden geçirilip hapislere tıkıldı.
Ülke yeniden bir genç kıyımına doğru gidiyor.
Dün Sağcı-solcu tuzağına düşürüldük. Bu sefer “ÖTEKİ” üzerinden aynı tuzağa düşürülüyoruz.
Bu ülke bir iç savaşı daha kaldıramaz!!.
Gençlerimizin bir kıyım daha yaşamasına izin veremeyiz!!.
Herkes aklını başına alsın!!.
Düşman pusuda elini ovuşturuyor.
Oyun bitince bütün taşlar aynı kutuya konur da, kutuyu koyacak bir ülkemiz kalır mı?
Bakınız; savaş naraları atan, ülkemizi cephe ülke haline getirerek hedefe oturtan iktidar tedbir alıyor mu?
AL-MI-YOR!!.
Öncelikle sınır illerimizden başlayarak bütün illerimizde ilk yardım eğitimi verilmeliydi.
Sığanak yok, gaz maskesi yok.
Bu demektir ki;
Yandaşıyla, öteki ilan edilen vatandaşıyla, Türk Milleti’ni umursayan yok!!. Bunu ne zaman anlayacaksınız!?.
Korunmasız, sahipsiz bir şekilde bizim olmayan bir savaşın hedefindeyiz.
Kısacası Türk Milleti olarak hepimiz hedefteyiz.
Artık ANLASANIZA!!..
Kaynak : İLK KURŞUN