Çevre

Kullan – At yani kasıtlı eskitme yöntemi

Diyelim, üretim yapacaksınız. Cep telefonu, bilgisayar, buzdolabı…  Bunları, eskilerin deyimiyle, “evladiyelik” mi yapmak istersiniz?  Yani dayanıklı olsun, yıllar boyu gitsin, çocuklara kalsın diye mi?  Ya da “Çabuk eskisin, yenisine gerek olsun!” diye mi? 

Soru anlamsız duruyor, ama öyle anlaşılıyor ki, ‘çabuk eskisin’ yöntemi yıllardan beri ekonominin ana temellerinden biriymiş.  Fransız parlamentosu bu konuda yasaklama getirdi.

Türkçe’mizde bu tür üretime ‘planlanmış eskitim’ deniyor. İngilizcesi ‘planned obsolescence’. Fransızcası ise ‘obsolescence programmée’.

Nedir bu yaklaşım?

Ürettiğinizi sapasağlam, dayanıklı, uzun ömürlü yapmıyorsunuz.  Böyle bir hedeften bilinçli olarak kaçınıyorsunuz.  Uyguladığınız stratejinin ana ilkesi şöyle: “Tüketici bunu birkaç yıl rahat kullansın, ama garanti süresinin bitiminden sonra bazı zorluklarla karşılaşsın, tamir ettirmenin fazla işe yaramadığını görsün, hatta yedek parça bulamasın, tamir ettirmenin çok pahalıya geleceğini anlasın ve gidip yenisini satın alsın.”

Bu yaklaşıma ‘yenileme döngüsünü kısaltmak’ da deniyor. Yani bir malı üretirken öyle yapmalı ki, tüketicinin eskiyen malın yerine bir yenisini alma süresi, diyelim, on yıldan, beş yıla düşsün. Böylece firma olarak siz de zaman içinde daha fazla satış yapma fırsatına kavuşun.

İmalatçının bunu bile bile, sinsi sinsi, tüketiciyi aldatarak yapması çok rahatsız edici elbette, ancak yeni bir yaklaşım değilmiş bu. En az 80 yıldan beri geçerli olan bir yöntemmiş. 1930’lardaki büyük kriz sırasında yaygınlık kazanmış. Bazı ekonomi kuramcıları “Satışlar krizden dolayı düşük gidiyor. Ekonomiyi canlandırmak için malınızı asla ‘evladiyelik’ yapmayın ki, aynı mal kısa sürelerde tekrar tekrar satılsın.  Bu, ekonomiye canlılık getirir!” demişler.

Bu stratejinin ortalığa düşmüş çarpıcı örnekleri var. Bunlardan biri bilgiyazar (printer) üreticilerinin numarası. Bu aygıtları çok ucuza satın alabiliyorsunuz. Örneğin bugün ülkemizde 200 TL’nin altında yazıcılar var. Ama bunların mürekkep kartuşlarını yenilemek istediğinizde her seferinde 300-400 TL ödüyorsunuz. Üstelik bunların içine iki mikroçip gizlemişler. Bunlardan biri mürekkep bitmeden ‘Bitti!’ mesajı veriyor. Öteki de birilerinin kartuşun içine yeni mürekkep eklemesini önlüyor.

Tarihe geçmiş başka bir örnek, elektrik lambaları. Bunları 1.000 saat çalıştıracak bilgi ve teknoloji olduğu halde firmalar kendi aralarında gizlice anlaşarak süreyi 500 saate çekmişler. Başka bir uygulama da büyük savaş sonrasında naylon çoraplarda yaşanmış.  Bunların çok dayanıklı olduğunu, bu nedenle kadınların çoraplarını yenilemeye yönelmediğini gören fabrikalar kullanılan maddeyi kolay yırtılır hale getirmişler. Haydi, başka bir örnek daha verelim: Üretilen malın onarıma yarayacak yedek parçalarını garanti süresinin bitiminden iki, üç yıl sonra piyasadan çekiyorlar.

Konu uzun zamandan beri gündemde ve durmadan tartışılıyor. Ünlü İngiliz yazarı Aldous Huxley’in şöyle bir sözü var: “Silahlanma, uluslararası borçlanma ve tasarlanmış eskitim Batı dünyası refahının temelini oluşturur.”  Bu olgu kimi zaman, aşağıda görüldüğü gibi, mizah konusu da oluyor.

Tabii, “Kullan, at!” söylemli bu stratejinin durmadan gereksizce ürettiği atıklar ağır çevre sorunları yaratıyor. Bu nedenle Fransa’daki tüketici dernekleri ve çevreci oluşumlar bu sorunu uzun zamandan beri gündemde tutuyorlardı.  Sonunda Fransız Millet Meclisi bunu 14 Ekim 2014’te yasa konusu yaptı.  Tasarlanmış eskitme yöntemine başvurmak artık sahtekârlık sayılıyor. Bunu yapanları 2 yıla kadar uzanan hapis ve 300.000 € kadar para cezası bekliyor. Bundan böyle, satış değeri 500 €’dan fazla olan her malın yaşam süresi mutlaka üzerinde belirtilmiş olacak. Ayrıca yedek parçaların hangi tarihe kadar piyasada var olacağı da mutlaka açıklanacak.

Çevreciler bu yasayı selamlıyorlar, ama yetersiz buluyorlar. Yeni düzen etkili uygulanabilecek mi? Malların garanti süreleri bir ya da iki yıldan beş, hatta on yıla niye çıkarılmıyor ki? Şimdi gündemde bu sorular var.

Atila Alpöge, Ekogazete

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu