Topyekun bir savaş başlarsa eğer, nelerin olabilirliği üzerine hemen hemen herkes, henüz devam eden Suriye ve Irak’ta olanlar nezdinde duruma bir hayli aşikar oldu sanırım. Peki varoluşumuz içerisinde bulunup da savaşın başlamasıyla birlikte, yaşamımızda bir daha var olmayacak olan şeyleri hiç düşündük mü acaba?
Ben biraz düşündüm. Mesela varolmanın garip bilmecesini sorgulayan düşüncem, savaşın nedenleri ve sonuçları yüzünden zihnimi terk edecek. Çocuklarımız okulda başlarından geçenleri gelip heyecanla anlatmayacak artık, Bir arkadaşın düğününde giyinip kuşanıp halay çekemeyeceğiz, güzel bir yemek yeme lüksümüz olmayacak, stres atmak için oltayı yemleyip huzur ve umut içinde suya savuramayacağız. Kısacası küçük şeylerin mucizevi etkilerini kesin bir şekilde kaybedeceğiz.
Mesela gelecek bireysel tasarımlarımız, savaş baronlarının büyük ve sahte vaatlerinin ağırlığı altında lime lime olacak. Savaşan tarafların kirli propagandası altında ruh bütünlüğümüzü kaybedeceğiz. İnsani kodlarımızın büyük bir çoğunluğunu oluşturan daha fazla şey yaşayabilme arzumuz, savaşma zorunluluğunun despotluğu altında kalacak, ezim ezim ezilecek.
Sanat saçma gelecek, felsefe gereksiz bir vızıltı olacak; tiyatro, sinema, kitap, konser, sergi gibi hayata renk katan etkinlikler, yakın tarihin içinde birer yaşantı kıvılcımı olarak kaybolup gidecekler. Aşık olma sevme, sevilme gibi maneviyatlar ezik bir uğraş gibi görünecek, dibine kadar savaş patlak verdiğinde. Bizi biz yapan bütün bireysel özeliklerimiz, toplumsal varoluşumuz ve şu kısa yaşam öykümüz, tek bir rengin bozgunculuğu altında yavaş yavaş eriyecek.
O gökkuşağı misali renkliliklerimiz olmayacak artık. Düşüncemiz, duygumuz, mantığımız, bedenimiz, saçlarımız, ruhumuz ve benzeri neyimiz var ise eskisi gibi özgür olmayacak.
Biraz daha düşünelim bakalım, dibine kadar savaş patlak verdiğinde, sizin şimdiki varlığınızdan neler gidecek, neleriniz olmayacak artık?
Rênas POLA
08.02.2016
www.dunyalilar.org