Güncel

Mülteci Fenomeni – Kimin Krizi?

MÜLTECI FENOMENI – KIMIN KRIZI?

Dünyanın en büyük krizlerinden biri olan mültecilik krizi geçtiğimiz iki yıla damgasını vurdu ve hâlâ da vurmaya devam ediyor. UNO’nun 2015 yılı raporu Global Trends verilerine  göre dünyada bu yıl içinde 63,5 Milyon insan kaçış yollarındaymış. Bu rakamın yarısını ise çocuk mülteciler oluşturmuş.

ezidiler_yezidiler_multeci_suriye

Mülteci krizinin temelini oluşturan temel sebep geçtiğimiz 5 yıl içinde başlayan 15 yeni savaş ve/veya çatışmalar olarak raporda yer alıyor. Bunların başında elbette Suriye savaşı var. Suriye’nin yanı sıra Irak, Güney Sudan, Burundi, Yemen, Ukrayna, Burma ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde var olan silahlı çatışmalar mülteci krizinin oluşmasına neden olarak gösteriliyor.

Hepimizin bildiği gibi Türkiye’de bu krizde en çok mülteci alarak, Avrupa Birliği ülkeleri için iyi bir işbirliği ortağı oldu. Ülkede son 2 yıldır yaşanan tüm insan hakkı ihlallerine rağmen Avrupa Birliği adeta mülteci sorunundan kaynaklı üç maymunu oynayarak tabiri caizse yaşanan ve yaşanmakta olan tüm hak ihlallerine suç ortaklığı yapmıştır desek, çok da ileri gitmiş olmayız.

Bu yazıda aslında irdelemek istediğim ana tema şu; gerçekten Avrupa Birliği ülkelerinin bu krizden ne kadar mağdur olduğudur. Çünkü Global Trends raporuna göre 63,5 Milyon mültecinin %86′ sı gelişmekte olan ülkelerde yaşamaktadır. Bu da şu demek oluyor Avrupa Birliği ülkelerinde ve/ veya doğru bir ifade ile dünyadaki tüm gelişmiş ülkelerde mültecilerin sadece %14’ü bulunmaktadır. Bu da şu demek oluyor dünya gelir kaynaklarının en yüksek olduğu ve gelir dağılımına göre refah ülkeler düzeyinde bulunan Avrupa ülkeleri ve Kanada,  hala mülteci krizini yaşamış değil.

multeci_refugee

OECD* raporuna göre fakirlik seviyesinin en alt düzeyde yaşandığı  ülkeler sırasıyla şöyle:

1- Çek Cumhuriyeti

2- Danimarka

3- Izlanda

4- Finlandiya

5- Hollanda

6- Norveç

7- Fransa

8- Irlanda

9- Almanya

10- Lüksemburg

11- Slovakya

12- İsveç

13- İsviçre

Fakirliğin en üst düzeyde yaşandığı ülkeler ise şöyle:

1- Meksika

2- Israil

3- Türkiye

4- Şili

5- ABD

6- Japonya

7- Yunanistan

8- Kore

9- İspanya

10- Avustralya

Tüm bu raporlara dayanan verilerden yola çıkarsak gerçekten Avrupa ülkelerinin kendileri adına yarattığı bu yaygara neye hizmet etti ve/veya hali hazırda ediyor. Dünya gelirinin en büyük kısmının kümelendiği ve 2015 verilerine göre 743.1 milyon nüfusa sahip olan bu zengin adacık gerçekten mülteci nüfusunun yarısına bakamayacak düzeyde mi? Yoksa ellerinde var olan bu zenginliği mağdur ettikleri mülteciler ile paylaşmayacak kadar bencil ve sömürü kültürünü (sözde atmış olduklarını iddia ettikleri) yenebilmiş değiller mi?

Öte yandan silah ticaretinde en büyük parsayı toplayan ülkelerden biri olan Almanya, krizde en çok yaygara koparan ülke olmuştur. Bu şu demek oluyor: Krizi beslerim, oradan gelir kaynağı elde ederim ama mağdurlarını asla istemem. 800.000 mülteciye sınırlarını açan bu modern ve demokrasi timsali olan ülke uyguladığı mülteci yasaları ile ülkesine gelen hiç kimseye kalıcı sığınma statüsü vermemiş, sadece geçici oturum belgeleri ile insanları savaş travmasından belirsizlik travmasına hapsetmiştir. Türkiye’yi bu süreçte kendisine partner ülke olarak seçmesinin belki de nedenlerinden biri budur, kötünün iyisi olabilmek. Çünkü Türkiye’de resmi rakamlara göre yaşayan 2,5 milyon mülteci adeta ölüm-kalım mücadalesi vererek, başka bir ifade ile kaderine terk edilerek ve her türlü insanlık dışı sömürü, baskı ve şiddete haps edilerek, aslında Almanya veya diğer Avrupa ülkelerindeki mülteci yaşam koşullarına hayran edilerek, çok büyük bir gerçekliğin üstü de kapatılmış oluyor.

multeci_belirsizlik

Türkiye gibi ülkelerin mültecilere dayattığı bir başka gerçeklik ise insanların Avrupa’ ya ulaşma çabaları ve istekleri oluyor. Tüm tehlikeleri göze alarak; Akdeniz’de boğulma, organ mafyalarına peşkeş olma, tecavüz ve aklınıza gelebilecek her türlü şiddet ve aşağılamaya karşın göç yollarına düşüyorlar. Ve ulaşabilenleri bekleyen asıl derin kriz Avrupa mülteci kamplarında başlıyor. Belirsizlik ve bekleme krizi.

*: Ülke nüfusunun yarısı asgari ücretin orta düzeyinin altında aylık gelire sahip. Fakirlik sınırı bu şekilde tespit ediliyor.

Kaynaklar:

1- UNO- https://www.uno-fluechtlingshilfe.de/fluechtlinge/zahlen-fakten.html

2- OECD-  http://www2.compareyourcountry.org/inequality?cr=oecd&lg=de

Derleyen: Arzu Güngör – MSc -Science Education

Dünyalılar (www.dunyalilar.org)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu