Cep telefonunuza yeni mesaj, e-mail vb. iletilerin gelip gelmediğini gün içinde takıntılı bir biçimde kontrol ediyor musunuz?
Telefonunuz çekmediğinde veya şarjınız bittiğinde kendinizi çaresiz ve huzursuz hissediyor musunuz?
Yanınızda olduğunu bilmenize rağmen sıkça evde veya başka bir yerde unuttuğunuz hissine kapılıyor musunuz?
Banyoya giderken bile yanınıza telefonunuzu alma ihtiyacı duyuyor musunuz?
O zaman dikkat. Dünyada hızla yayılan, 21. yüzyılın yeni illeti “Nomofobi” sizi de etkisi altına almış olabilir.
Nereden çıktı bu yeni tanım diyorsanız aslında açılımını incelemeniz yeterli. Nomofobi yani “No mobile phone fobia” yani cep telefonsuz olamama fobisi.
Günümüzde teknolojik araçların gelişimi hızla devam ediyor. Peki, cep telefonlarımızın bu değişimden etkilenmediğini söyleyebilir miyiz? Eskiden kullandığımız cep telefonları ile şu an kullandıklarımız arasında dağlar kadar fark var. Cep telefonlarımız sadece bir iletişim aracı olmaktan çıktı; adres defteri, kişisel hatırlatıcı, video kamera, saat, takvim, kronometre, pusula, video oynatıcı, usb bellek, navigasyon cihazı hatta kredi kartı gibi farklı görevler gören kompleks cihazlar haline geldi. Bu kadar çok uygulamanın telefonlarımızın içinde entegre olması onu cazip hale getirdi. Biz bu duruma yakınsama diyoruz. Teknolojide yakınsama, farklı cihazlarda yaptığımız işleri gittikçe gelişen teknolojik tek bir cihazla yapabilmenin terminolojik bir tanımıdır [1]. Ya da başka bir anlamda, tüm cihazların giderek birbirine benzemesi, birbirini besler hale gelmesi.
Günümüzde yaygınlıkla kullanılan akıllı telefonlar yakınsamaya iyi bir örnek. Bu sebepten dolayı cep telefonu sahipliği gün geçtikçe artıyor. Türkiye’deki cep telefonu sahiplik oranları incelendiğinde, hanelerde cep telefonu sahipliği oranının 2011 yılı itibariyle %90,5’e ulaşması ve bu sahipliğin kentsel ve kırsal alanda (%92,8 ve %85) birbirine yakın değerde olması, cep telefonu sahipliğinin ülke genelinde yaygınlığını gösteriyor [2].
Cep telefonlarımız günlük hayatta pek çok işe yarıyor ve yaygın olarak kullanılıyor. Fakat, birtakım problemleri de beraberinde getiriyor. Örneğin bireylerin bir kısmı cep telefonu kullanımını ihtiyaçları doğrultusunda sınırlayabilirken, bir kısmı da sınırlayamamasından dolayı problemler yaşıyorlar. Cep telefonu kullanımından kaynaklanan problemler incelendiğinde, aylık cep telefonu faturası ödeyememe, cep telefonunu hırsızlık yaparak yenileme, düşük özsaygı gibi pek çok davranışsal ve psikolojik problemler raporlandığı görülüyor [3].
Bir araştırmada, aşırı cep telefonu kullananların, konuşma yaparken harcadıkları zamanı kontrol etmede güçlük çektiklerinden zaman yönetimi konusunda problemler yaşadıkları ve bu sebepten dengelerinin bozulmuş oldukları belirtilmiştir [4]. Aşırı cep telefonu kullanımının klinik seviyelere ulaşıp ulaşmadığı halen tartışılsa da, bu kişilerin suçluluk, hassasiyet, depresyon gibi özellikler göstermesi dikkat çekmektedir. Yine bu kişilerde, kişilerarası ilişkilerindeki başarısızlıklarından dolayı, bağımlı davranışlarda da sık görülen düşük özsaygı durumu görülmektedir. Bağımlılık ile ilgili yapılan pek çok araştırmada bağımlı kişilerin aynı zamanda düşük özsaygı göstermesi bu durumu doğrulamaktadır [3, 4, 5, 6]. Örneğin, internet bağımlılığı ile ilgili bir araştırmada internet bağımlısı genç bir grupta depresyon, düşük öz saygı, aşırı hassaslık, suçluluk, umutsuzluk gibi benzer davranışlar gözlenmiştir [5].
Psikolojik ve davranışsal problemlerin yanı sıra, cep telefonundan kaynaklanan fiziksel hastalıklar da raporlanmaya başlamıştır. Bir örnek olay raporunda, 25 yaşındaki bir cep telefonu kullanıcısının yüzünün belirli bölgelerinde deri lezyonu görülmüş olup, hastaya “Allerjik Kontakt Dermatit” tanısı koyulmuştur. Bahsi geçen rahatsızlığa nikelin yol açtığı ve cep telefonu aracılığıyla hastaya alerjik etkide bulunduğu bildirilmiş olup, araştırmada, buna benzer 2 örnek olay raporlanmıştır [7].
Cep telefonunu kullananlar incelendiğinde, özellikle cep telefonunu aşırı kullanan grup olarak gençlerin önce çıktığını görürüz. Gençler açısından cep telefonu özellikle onu cazip ve teşvik edici kılan pek çok niteliğe sahiptir. Gençler için cep telefonuna sahip olma ve kullanma, onların kişisel özelliklerini göstermektedir. Özellikle, internet ve sosyal ağ paketlerinin cep telefonlarımızın içine girmesiyle, cep telefonları, gençlerin sosyal ilişkilerini sağlayacakları uygun bir platform olmuştur. Bu durumda, bağımlılık telefona mı yoksa içinde bulundurduğu uygulamalara mı sorusu akla gelmektedir.
Bu konu tartışıladursun, aşırı cep telefonu kullanan gençlerin bağımlılık açısından riskli grup olduğunu söyleyebiliriz. Bu konuda yapılan bir araştırmada gençlerin cep telefonlarına aşırı bağlı olduğu, birtakım bağımlılık belirtileri gösterdikleri ortaya çıkmıştır [8]. Dolayısıyla, gençler, cep telefonuna olan bağlılıklarından sınıf ortamında da vazgeçmemekte, cep telefonlarıyla ders esnasında da meşgul olmakta ya da cep telefonu zihinlerini meşgul etmektedir. Yapılan başka bir araştırmada üniversite öğrencilerinin günde 50-100-150 gibi sayılarda mesaj alıp gönderdiği ortaya çıkmıştır. Bahsi geçen gruptaki gençlerin cep telefonlarına günlük olarak 5 saat ve üzeri zaman ayırdıkları belirlenmiştir [9]. Sonuç olarak, özellikle gençlerin, cep telefonu kullanımlarını sınırlayamamasından dolayı akademik, ailevi ve sosyal çevrelerinde, maddi, davranışsal ve psikolojik seviyede ciddi problemler yaşamakta olduğunu söyleyebiliriz.
Cep telefonu bağımlılığına dair yapılan araştırmalar incelendiğinde, diğer bağımlılıklarla benzer birtakım davranışlara rastlanmakta ve bu davranışların çoğunun kişide görülmesiyle bağımlılığa bir eğilimi olup olmadığı tespit edilmektedir. Örneğin, Kimberly Young, 1996 yılında internet bağımlılığı için tanı ölçütleri geliştirmiştir. Kişi, 8 ölçütten 5’ini bulunduruyorsa internet bağımlısı olarak nitelendirilmiştir [10]. Günümüzün telefonlarının nitelikleri düşünülürse internet bağımlılığa dair davranış ölçütleri cep telefonu bağımlılığına da uyarlanabileceğini düşünebiliriz.
Peki siz de bir cep telefonu bağımlısı mısınız? Buradaki bağımlılık ölçütlerinden yola çıkarak cep telefonu bağımlılığımızın olup olmadığı hakkında öğrenebilirsiniz. Aşağıdaki cümlelerin en az 5’ine katılıyorsanız bir cep telefonu bağımlısı olduğunuzu söyleyebilirsiniz:
1 Uyuduğumda cep telefonum ulaşabileceğim yerde durur.
2 Sık sık cep telefonu melodimi değiştiririm.
3 Cep telefonumu her zaman yanımda taşırım.
4 Cep telefonumu sık sık kontrol ederim.
5 Cep telefonumu kullanmaktan günlük işlerime vakit ayıramıyorum.
6 Kendimi kötü hissettiğimde cep telefonumu kullanmak bana iyi gelir.
7 Başkalarıyla sohbette veya yemekte birlikteyken bile cep telefonumu sık sık kullanırım.
8 Cep telefonumu kullanmadığım zamanlarda kendimi kötü hissederim.
Aylin Tutgun Ünal
Yazar Hakkında: Marmara Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi bölümünde lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. Maltepe Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümünde Öğretim Görevlisi ve Bölüm Başkan Yardımcısı olarak çalışmaktadır. Aynı zamanda Marmara Üniversitesi Bilişim bölümünde doktora eğitimine devam etmektedir
Kaynaklar:
[1] Taşdelen, A. (2011). Teknolojide Yakınsama Nedir? http://aykuttasdelen.wordpress.com/2011/12/07/teknolojide-yakinsama-nedir/ web adresinden 31 Ocak 2013 tarihinde erişilmiştir.
[2] Türkiye İstatistik Kurumu (2011). Bilgi Toplumu İstatistikleri, http://www.dpt.gov.tr/DocObjects/View/12808/Bilgi_Toplumu_Istatistikleri_2011.pdf web adresinden 12 ocak 2012 tarihinde erişilmiştir.
[3] Ha, J.H., Chin, B. and et al (2008). Characteristics of Excessive Cellular Phone Use in Korean Adolescents. Cyber Psychology and Behavior, 11 (6), 783-786.
[4] Bianchi, A. and Philips, J. G. (2005). Psychological Predictors of Problem Mobile Phone Use, Cyber Psychology and Behavior, 8, 39-51.
[5] Ha, J.H., Kim, S.Y., Bae, S.C. and et al (2007). Depression and Internet Addiction in Adolescents. Cyber Psychology and Behavior, 40, 424-30.
[6] Tutgun, A, Deniz, L. and Moon, Man-Ki (2011). A Comperative Study of Problematic Internet Use and Loneliness Among Turkish and Korean Prospective Teachers. TOJET (The Turkish Online Journal of Educational Technology), Vol: 10, issue:4.
[7] Livideanu, C. (2007). Case Report: Cellular Phone Addiction and Allergic Contact Dermatitis to Nickel, Contact Dermatitis, 57: 130-131.
[8] Walsh, S.P., White, K.M. and Young, R.M. (2008). Over-connected? A Qualitative Exploration Of The Relationship Between Australian Youth And Their Mobile Phones, Journal of Adolescence, 31(2008), 77-92.
[9] Arslan, A. & Tutgun Ünal, A. (2013). Eğitim Fakültesi Öğrencilerinin Cep Telefonu Kullanım Alışkanlıkları ve Amaçlarının İncelenmesi, International Journal of Human Sciences, 10 (1), 182-201.
[10] Tutgun, A. (2009). Öğretmen Adaylarının Problemli İnternet Kullanımlarının İncelenmesi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi
Dünyalılar