2011 yılının ilk günleriydi. Uzun süredir hayalini kurduğumuz Suriye gezisi için, 7 kadından oluşan bir grup olarak yola çıkmaya hazırdık. Hatay, Halep, Şam, Beyrut ve Byblos’u içeren bu gezinin programını kendimiz oluşturmuştuk. Gezi boyunca tanık olduğum görüntülerin, kokuların, seslerin etkisi unutulmaz.
Halep kentinin 5.000 senelik tarihini havasında, yılbaşı olması nedeniyle hem kiliselerin hem camilerin ışıklı süslerinde, kakule kahvesinin tadında, tarihi çarşısındaki safran kokusunda, Ermeni mahallesindeki Sissi House’ın leziz yemeklerinin yanında içtiğimiz şarapta, Baron Otel’in yıllarca korunmuş olan dekorasyonunda, savaştan önce ailesiyle Halep’te yaşayan Manuel’in sesinden, Halep Kalesi’nin geniş kubbeli ve kapalı bölümünün akustiği eşliğinde dinlediğim aryada yaşayabilmiş olmak ne büyük mutluluk.
Halep’ ten Şam’a tarihi Hicaz tren yolundan, yataklı tren konforuyla gittik. Kompartımanlar arasında üzerimizde pijamalarımızla mekik dokumalar ve şakalaşmalarla sabah oldu. Şam Çarşısının tavanından, tarihin derinliklerinden süzülüyormuşçasına gelen ışık demetleri arasında yürüyen insanları gördüm. Emevi Cami-i avlusunda koşturan çocukları, bir köşesinde tespih çeken yaşlıları da. Kasiyun Dağı’na çıkarken yol boyu piknik yapan aileleri gördüm. Güneş batarken teker teker yanmaya başlayan ev ve sokak lambaları ile oluşan Şam’ın gece manzarasını da.
Savaş patlak verdiğinde ve Suriye’deki hava alanları kapatıldığında, Manuel’in zaten 1915′ de her şeye sıfırdan başlamış olan ailesi için nasıl endişelendiğini, İngiliz dilinde yazdığı “… Bir ülkeden diğerine taşınmak kolay değil biliyorsun ve her seferinde sıfırdan başlamak…” mesajında gördüm. İnsanların gözü gibi koruduğu, flaşların zarar verebileceği endişesiyle fotoğraf çekimine izin verilmeyen, geçmişlerine ait tabloların yakılıp, tarihi ve kutsal mekanların bombalandığını gazete haberlerinden okudum.
Bu yıkıcı, yok edici savaşın bir coğrafyayı insanlarıyla, tarihiyle, doğasıyla nasıl alt üst ettiği hakkında, aşağıdaki karşılaştırmalı fotoğraflar ancak küçük bir fikir verebilir.
Not: Yazıda kaynak gösterilmeyen fotoğrafların tümü gezi boyunca çektiklerim arasından seçtiklerimdir.
Ciran Derya
Dünyalılar (www.dunyalilar.org)