Güncel

Toplumsal Acılarda Popülizm

Dostoyevski, insan ya hatalarınla yüzleşir ya da yüzsüzleşir, diyor. Biz yüzleşmeye hazır mıyız?

popu0911

Hani popüler şarkılar vardır; ömrü bir mevsim kadardır ve mevsim geçince ne kimse o şarkıyı bir yerlerde duyar, ne de mırıldanır.

Popülizmin doğası böyledir. Fakat eğer konu toplumsal bir olay ve olaya tepkiler üzerinden oluşan bir gündem ise bu kalıcı olmalıdır.

Bizim ülkemizde de hepimizi yakından ilgilendiren toplumsal bir olay gerçekleşir, gündemleşir, o süre zarfında tepkiler verilir ve sonra kimse tıpkı o popüler şarkılar gibi ne duyulur ne de söylenir; unutulur gider.

Gelinen noktada acı bir gerçekle şöyle söyleyebiliriz: Berkin’in türküsünü tıpkı popüler bir şarkı gibi bir mevsim söyledik ve sonra unuttuk o türküyü. Özgecan’ı da öyle, Soma’yı , Roboski’yi ve daha nicesini de öyle.

Popüler bir şarkı gibi bir ara söyleyip unuttuğumuz bu toplumsal acılar aslında toplumsal bir yüzsüzleşmenin kanıtıdır.

Türkiye’de her hafta bir çok futbol maçı milyonlarca kişi için önemli bir gündemken işçilerin, kadınların, çocukların ölümü gündem değildir.

Dostoyevski, insan ya hatalarınla yüzleşir ya da yüzsüzleşir, diyor. Biz yüzleşmeye hazır mıyız?

Öncelikli savunmamız, ”Biz Özgecan’ı unutmadık” olmamalıdır. Çünkü sorun unutmak veya unutmamaktan ziyadedir. Bu tür acılar ülkemizde hemen hemen hergün yaşanmaktadır.

Hepimiz Özgecan’ın ismi hafızamıza kazınsa da örneğin Fatma, Çiğdem, Hanım, Ayşegül isimleri bize birşeyleri anımsatıyor mu? Bunlar da ve hatta çok daha fazlası erkekler tarafından hunharca katledildi, ama yeteri kadar halk nezdinde gündemleşmedi.

Berkin’in ismi de hafızamıza kazınmıştır fakat Berkin’den sonra İbrahim, Kadir, Barış, Ümit, Nihat isimleri bize birşeyleri anımsatıyor mu? Bu isimler de tıpkı Berkin gibi, Berkin’den sonra polis tarafından hunharca katledilmiş çocuklardır.

Soma, Roboski ve daha nicesi için de hiçbiri ne ilkti ne de son oldu.

susturma

Peki bunları görmemezlikten gelmemize sebep olan şey neydi? Yeteri kadar popüler değil miydi? Bir kez karşı çıktık, hepsine nasıl karşı çıkalım mı diyoruz? Zamanımız mı yok diyoruz? Acılarda seçicilik mi yapıyoruz? Değiştiremeyeceğimizi mi düşünüyoruz?

Evet; yeteri kadar popüler değildi, hepsine karşı çıkamazdık ya, zamanımız da yok üstelik, acılarda da seçicilik yapıyoruz, öyle ya bir çocuğun kırmızı akıyordur kanı, öteki çocuğun lacivert, değiştiremeyeceğimizi düşünüyoruz: yüzsüzleşmenin itirafı, yüzleşmeye açılan kapı.

Toplumsal bir olay yaşanıp buna toplumsal bir tepki gösterdiğimizde de tepkilerimizde gözle görülür bir sığlık var.

Ataerkiye karşı çıkmak için ille de bir kadının öldürülmesi mi gerekiyor? Kapitalizme karşı çıkmak için ille de yüzlerce işçinin ölmesi mi gerekiyor? Devlet faşizmine karşı çıkmak için ille de bir çocuğun ölmesi mi gerekiyor? Fakat bu ölümler yaşansa bile biz ne ataerkiyi, ne kapitalizmi ne de faşizmi tartışıyoruz. Sadece gündemleşen bir ölüme karşı çıkıyoruz. Bu ölümlerin hiçbiri bireysel nedenlere dayanmamaktadır. Hepsinin toplumsal bir koşulu vardır. Kadınlara yönelik cinayet, şiddet, tecavüz, köleleştirme ataerkinin bir sonucudur. İşçilere sefil bir yaşamı dayatan, onları sömüren, öldüren kapitalizmdir. Karşı çıkmamız, yıkmamız gerek bunlardır. Ötesi, vicdan rahatlatmaktan, popüler olmasından kaynaklı tepki göstermekten, kendimizi aklamaktan öte birşey değildir.

Peki ana akım medyanın toplumsal olaylar ve tepkiler üzerindeki rolü nedir? Ana akım medya öncelikle sistemin kendini ayakta tutması için bir propaganda aracıdır. Genellikle toplumsal olaylar çok zorunlu olmadıkça gündemleşmez. Gündemleşse de medya bu olayın nedeni ve sonuçları üzerinden bilinçli bir çarpıtma faaliyeti yürütür. Bu faaliyetinde de oldukça başarılıdır. Toplumsal bilincin dumura uğraması bunun kanıtıdır.

Gündem olanlar genellikle toplumsal bir sorunun sonucudur. Bu sonuçları oluşturan nedenleri doğru bir şekilde çözümleyip bu nedenleri yok edecek programlar, teoriler geliştirip pratiğe geçmezsek daha çok Berkin’ler, Özgecan’lar, işçiler ölecek. Bu toplumsal sorunlarla yüzleşmediğimiz sürece de yüzsüzleşecek; şiddet, tecavüz, ölüm haberlerini bile bir dizi izleyip popüler bir şarkı dinler gibi dinleyeceğiz.

Baran Sarkisyan

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu