.”Yalnızlık nedir?” diye sordu çocuk
Gülümsedi kadın
“Memeden kestiğimde seni
İçimde doğan boşluk gibidir” dedi
“Kokundan uzak kaldığım an gibi mi?” dedi çocuk
“Ses sağnağında yüreğine tek bir tınının değmemesi gibi,
Düşsüz uyku gibi,
Renksiz düş gibi,
Çocuksuz ana kucağı gibi” dedi kadın.
“Yalnızlık nedir?” diye yeniden sordu çocuk
“Aşksız bahar gibi,
Kokmayan çiçek gibi,
Arı konmayan renk gibi” dedi kadın.
Hüzünlendi çocuk,
Gamzelerine iki büyük çaresizlik doldurarak
“Yalnızlık yavrusunun gözlerindeki çaresizlik gibidir” dedi kadın.
“Ağlatacak kadar güçlü müdür?” dedi çocuk,
Sarıldı kadın çocuğa
“Sana akan bu sevdam kadar keskindir” dedi
“Gülümsemene büyüttüğüm umudum kadar güçlü..”
“Acıtır mı insanın canını?” dedi çocuk
“Seni kaybetmenin korkusu kadar acı,
Senin gözyaşlarının ateşinden daha yakıcı” dedi kadın.
“Hep yalnız mıydın?” dedi çocuk
Daldı anılara kadın,
Eski bir aşkın kalıntılarında dolaştı biraz,
Biraz eski mutluluklara dokundu.
Çekingen.. Biraz da özlemli
Bugündeki yalnızlığını yaratan büyük aşkını düşündü.
“Hiç bitmez mi yalnızlığın?” dedi çocuk
O’nun gibi bakmayan
O’nun gibi gülümsemeyenler geldi aklına.
O’nun sarmalarındaki sıcaklığı yaşatamayanları düşündü.
“Büyük aşklar büyük yalnızlıklar doğurur` dedi kadın
Sarıldı çocuğa kadın
Umuda sarılır gibi
Yalnızlığını yıllara gömer gibi
Sarıldı sevdasının en güzel meyvesine…
Gassan Satar