Güncel

Yaz / Kış Saati Uygulamasını Sonlandırmanın Vakti Geldi De Geçiyor!

Birçoğumuzun saatlerin ileri ya da geri alınacağı gün eğer ki bir toplantıya, buluşmaya gidecekse ya da belirli bir saatte iş yapacaksa, diğer kişilerin saatin değişiminden haberi var mı, yok mu endişesi çektiği olmuştur. Bunun haricinde birçokları için saat uygulaması, senede bir gün 1 saat fazla uyku, bir gün 1 saat eksik uyku anlamına gelir. İyi ama bu uygulama gerçekten işe yarıyor mu? The Atlantic dergisinin buna yanıtı çok net:
“Saatlerle oynamak son derece müsriftir, gereksizdir ve hatta tehlikelidir!”

Fotoğrafta, yaz/kış saati uygulamasını yapan ve yapmayan ülkeler gözükmektedir. Mavi olanlar uygulayanlar, turuncu olanlar eskiden uygulayanlar, kırmızı olanlar ise asla uygulamamış olanlardır.

Bu uygulama ilk olarak 1895 senesinde, Yeni Zelandalı böcekbilimci ve astronom George Vernon Hudson tarafından tavsiye edilmiştir. Tahminine göre saatleri gün doğumu ve batımına bağlı olarak ileri veya geri almak, ülkelere daha verimli ve fazla çalışma imkanı verecek, böylece üretim payını arttıracaktır. İlk başta kimse Hudson’ın bu fikrini pek umursamadıysa da, ilk olarak 30 Nisan 1916’da Almanya ve Avusturya-Macaristan bu uygulamayı devreye sokmuştur. Böylece savaş zamanında gün ışığından daha fazla faydalanabilmek amaçlanmıştır. O zamandan sonra birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke, bu uygulamayı devreye sokmuştur. Fakat bu ülkelerin neredeyse hepsinde, bu yöntemin işe yarar olup olmadığı tartışma konusu olmuştur. Bu nedenle uygulamaya dahil olan çoğu ülkede aralıklarla uygulama sonlandırılmış ve yeniden devreye sokulmuştur. Örneğin Türkiye Cumhuriyeti bu uygulamayı 1916’da 1 sene boyunca, 1920-1922, 1924-1925, 1940-1942, 1945-1951, 1962, 1964 ve 1970-1983 yılları arasında uygulamış, arada kalan diğer yıllarda uygulamamıştır. Ülkemizde son olarak, 1985 yılında yaz/kış saati uygulaması devreye sokulmuş ve o gün bugündür uygulama devam etmektedir.

Yaz/Kış saati uygulamasının yarattığı sorunlar çok uzun süredir tartışılmaktadır. Bu uygulama, sadece zaman takibini zorlaştırmakla kalmaz; aynı zamanda seyahatleri, fatura işlemlerini, kayıt tutulma süreçlerini olumsuz etkiler; dahası, tıbbi cihazların, ağır ekipmanların, yüksek teknolojik cihazların ve bilgisayarlarını çalışmasını bozar ve tabii ki, uyku döngüsünün sapmasına neden olur.
Peki İşe Yarıyor Mu?

Bu konudaki araştırmaların ezici bir çoğunluğu, saat uygulamasının sıklıkla hiçbir işe yaramadığını, yarasa bile bunun önemsenmeyecek kadar küçük olduğunu, hatta kimi zaman beklenmedik olumsuzlukların etkisinin bir araya gelmesi nedeniyle, bu ufak faydanın da ortadan kalkarak zarara dönüştüğünü göstermektedir.

Örneğin, Avustralya hükümeti 2000 senesinde yaz saati uygulamasını deneme ve Sidney Olimpiyatları’na katkı sağlaması amacıyla 2 ay boyunca uzatmıştır. Berkeley’deki Kaliforniya Üniversitesi’nin bu zaman dilimi üzerinde yaptığı çalışmada, uygulamanın elektrik tasarrufu açısından hiçbir katkısı olmadığını göstermiştir. 2006 senesinden beri saat uygulamasını sürdüren ABD’nin Indiana eyaletinde yakın zamanda yapılan bir araştırma, bırakın bu saat uygulaması nedeniyle elektrik tasarrufu yapmayı, saatlerin kaymasından ötürü daha fazla kullanılan havalandırmalar, ısıtma sistemleri ve klimalar nedeniyle normalden %1-4 arası daha fazla elektrik harcandığını bile göstermiştir.

Bu uygulamanın “tatlı uykularımızı” bölmesi de, sanıldığından daha fazla zararlıdır. Örneğin, yapılan bir araştırmada Cumartesi günü değiştirilen saatlerin, Pazar gecesi uykusundan ortalamada 40 dakika çaldığını göstermektedir. “Eee, ne var bunda, çok sorun mu?” diyebilirsiniz. Aynı araştırma, ortalamda 40 dakikalık uyku kaybından kaynaklı yorgunluğun, ülke ekonomisinden yılda ortalama 434 milyon dolar çaldığını göstermektedir!

Her ne kadar bazı diğer araştırmalar, belli başlı sektörlerin maddi kazanç sağlayabileceğini gösterse de, ekonomi ve toplum genel olarak analiz edildiğinde, yaz ve kış saati uygulamasının dikkate değer hiçbir faydası olmadığı gibi, dikkate değer miktarda zarara neden olabildiği de gözükmektedir. Örneğin bazı araştırmalarda, yaz saati uygulaması sırasında meydana gelen trafik kazalarında %3-4 gibi düşük oranlarda azalma olduğunu gösterse de, aynı araştırmalarda bu saatin tekrar değiştirilmesini takip eden ilk 2 haftada trafik kazalarının %11’e kadar arttığı görülmektedir. Benzer şekilde, ABD Ulusal Golf Vakfı bu saat uygulaması sayesinde golf sektörünün yılda 200-300 milyon dolar kar edebileceğini, Avrupa Birliği ise hizmet sektöründe %3 civarında bir kar artışı olabileceğini açıklamış olsa da; saat uygulaması medya gelirlerini, arabaya servis yapan tüketim sektörünü, sinema ve tiyatroları maddi olarak olumsuz etkilemektedir. Örneğin, 2007 yılında bu saat uygulamasında yapılan değişimin, Kuzey Amerika kıtasına toplamda 500 milyon ila 1 milyar dolar arasında fırsat kaybı nedeniyle zarar ettirdiği hesaplanmıştır.

Uzun lafın kısası, eğer ki zorlanırsa bu saat uygulamasının birkaç ufak tefek faydası tespit edilebilir. Ancak tespit edilecek her olumlu taraf için, onu kısmen ya da tamamen egale edecek; hatta üstüne zarar bile birikmesine neden olabilecek olumsuz taraflar bulmak da mümkündür. National Geographic’in bildirdiğine göre, bu uygulama 1. Dünya Savaşı’nda bir miktar fayda sağlamış olsa da, sonrasındaki dönemlerde bunun herhangi bir işe yaradığına dair herhangi bir bilimsel veri bulunmamaktadır. Tufts Üniversitesi profesörü olan ve bu konuda önemli bir kitap olarak görülen “İleri Sarın: Yıllık Saat Uygulaması Çılgınlığı”nın yazarı Michael Downing, bunu çok hoş bir şekilde ifade etmektedir:

“Yüz yılı aşkın bir süredir bu diktaya boyun eğdik. Ama kimse, neden böyle bir şey yaptığımızı açıklayamaz bile!”

Tüm bu nedenlerle artık bu işlevsiz 19-20. yüzyıl uygulamasından vazgeçilmelidir.

Dünyalılar

Alıntı: Evrim Ağacı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu