Honduras’ta her sene onlarca eylemci, insan hakları savunucusu katlediliyor. Geçtiğimiz sene 3 Mart’ta, çevre ve insan hakları eylemcisi ve yerli halkı lideri Berta Caceres, kendi evinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Caceres’in kızı annesinin ölümünden Berta Caceres’in protesto ettiği hidroelektrik şirketini ve devleti sorumlu tuttu.
Bu yazı yoksul yerli halklar için mücadelesinden yılmayan ve bu uğurda toprağa düşen Berta Caceres’e, parmaklıklar ardında direnişi sürdüren Francisca Linconao, Leonard Peltier ve daha nicelerine adanmıştır.
BM’den umut yok, çare örgütlenme ve birleşik mücadele
Bu yıl Mayıs ayında gerçekleştirilen 15. Yerli Sorunları Forumu yine hayal kırıklığı yarattı. Foruma katılan yerli halk temsilcileri BM Forumu’nun kritik konular ve yerli halklarının taleplerinin bastırılması konusunda devlet kontrollü bir mekanizma haline geldiğini düşünüyor.
Forumu protesto eden Onkwehonwe eylemcisi şu sözleri sarfetmişti: “Biz ne istediğimizi biliyoruz. Biz kendi kaderimizi nasıl belirleyeceğimizi biliyoruz. Bizim kimsenin iznine ihtiyacımız yok.”
Toprak hakkı, hemen şimdi!
Sömürü, talan ve işgallerle yerlerinden edilen yerli halklar yaşadıkları topraklar, su ve doğal kaynakları için mücadele veriyor. Oxfam’ın (Uluslararası Toprak Koalisyonu)’nun yayınladığı rapora göre yaşadıkları 5 milyar hektar toprağın ‘yasal mülkiyetine’ sahip olmayan yerli halklar her an yoksulluğa, çatışmalara ve istikrarsızlığa yol açacak toprak gaspları tehlikesi ile karşı karşıya. İşte bu nedenle yerli halkları ve yerel komiteleri çatısı altında toplayan üç yüzün üzerinde örgüt bütün dünyada toprak hakkı mücadelesini yükseltmek için güçlerini birleştirme kararı aldı.
Yerli halklar için ‘sahibi’ olmadıkları toprakları, suyu, ormanları korumak yaşam ve özgürlük mücadelenin ta kendisi. ‘Toprak Hakkı Hemen Şimdi’ kampanyası dünyadaki 300’den fazla yerli örgütü çatısı altında topluyor.
ABD: Duran Kaya Kampı direnişi
ABD’nin Kuzey Dakota eyaletindeki petrol boru hattına karşı yadigar topraklarını ve su kaynaklarını korumak için harekete geçen Sioux yerlileri ve destekçileri 2016 yılında Duran Kaya (Standing Rock) kampı ile direnişi bir yaşam alanına dönüştürdüler.
Yaz ayları boyunca, direniş ve boru hattının güzergahı üzerinde yer alan Duran Kaya Kampı işgal hareketi katlanarak büyüdü ve yerli halkları birleştiren bir kalkışmaya dönüştü. Direniş 300’den fazla yerli kabilesini bir araya getirirken dayanışma eylemleri de artarak devam etti. Projeyi finanse eden ve dolayısıyla suç ortağı konumunda olan şirketlerin önünde protestolar düzenlendi, yol kesme eylemleri yapıldı, metro istasyonları, bankalar işgal edildi. Merkezinde yerli halkların olduğu direniş, etrafında çevre eylemcilerini, ezilenleri ve özgürlük mücadelesi veren başka halkları da kenetleyen bir birleşik mücadele platformuna evrildi.
Sürekli devam eden tacizleri, özel güvenlik saldırılarını 28 Ekim ve 20 Kasım’daki ağır askeri polis saldırıları izledi. 20 Kasım’daki polis saldırısında 167 eylemci yaralandı, 7 kişi ciddi kafa travması sebebiyle hastaneye kaldırıldı.
ABD Ordusu Mühendisler Birimi’nin kampın boşaltılması için tanıdığı 10 günlük sürenin dolmasına yakın kamp boşalmak şöyle dursun daha da büyüdü. 5 Aralık’ta yapılması planlanan zorla boşaltmaya ve 20 Kasım’dakine benzer olası bir saldırıya karşı 2 bin’in üzerinde eski asker ve eylemci kampa akın etti, kamp yolu üzerinde uzun araç kuyrukları oluştu. Oluşan kamuoyu nedeniyle çekinen Amerikan Ordusu Mühendisler Birliği ise geri adım attı ve yeni bir rotanın belirlenmesi için müzakerelerin yürütülmesi amacıyla projenin durdurulduğunu açıkladı. Fakat bu bir zafer sayılmazdı. Zira 20 Ocak’taki yemin töreniyle görevi devralacak Trump yönetimi petrol boru hattını desteklediğini ve kararı gözden geçireceklerini duyurdu. Görünen o ki hükümetler gelip geçici ancak direniş baki.
Kanada: Kinder Morgan boru hattı yeni Dakota direnişi mi?
Kanada Başbakanı Justin Trudeau çizmeye çalıştığı ‘yerli haklarına saygılı’ profile rağmen Aralık başında Kinder Morgan boru hattı projesine onay vererek hangi kumaştan olduğunu ortaya koydu. Trudeau, günde 890 bin varil ham katran kumu taşıyacak boru hattını savunurken Kanada’nın yine de 2030 yılı emisyon hedeflerini tutturacağını ve yeni iş imkanları yaratacağını iddia etti. Çevre eylemcileri ve 60 yerli kabilesi projenin hayata geçirilmesi girişimine karşı Duran Kaya direnişinin benzerini Kanada’da yükseltme sözü verdi.
Kanada’da başka bir gözden kaçırılmaması gereken direniş de Muskrat Şelalesi direnişi. Kanada’nın doğusunda yer alan Newfoundland ve Labrador eyaletinin yerli halkları çevreyi tehdit eden ve inşaatı tamamlanmak üzere olan Lower Churchill hidroelektrik projesine karşı inşaat alanını kapatarak direniş kampı kurmuştu.
Meksika: Zapatistalar, Kapitalist Köleliğe Karşı Yerli Halkların Birliğini Talep Ediyor
Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu (EZLN)’nin Ekim ayında Chipas’ta düzenlediği Ulusal Yerli Halklar Kongresi’ne Meksika dışında Kolombiya, Guatemala gibi ülkelerden de yerli toplulukları katıldı. EZLN kongrede, özellikle halk ile yerli topluluklar bedel öderken, bir avuç egemenin çıkarı için sürdürülen sosyal ve çevresel yıkıma karşı yerli toplumların birliği için çağrısını yeniledi.
Peru: Petrol ve maden şirketlerine karşı yaşam mücadelesi
Aralık başında Peru hükümeti, Santiago menşeili GeoPark’ın devlet enerji şirketi Petroperu ile ortaklaşa yürüteceği yatırım için yeşil ışık yakmıştı. Hükümetin yatırımın önünü açmasının ardından yerli federasyonu FENAP başkanı Jeremias Petsein, 64 numaralı bölgede yaşayan 45 Achuar kabilesinin hepsinin petrol şirketinin topraklarına girmesi durumunda direnişe geçeceğini duyurdu.
Peru’da madencilik ve petrol şirketlerine peşkeş çekilen toprakları için direnen yerliler ve köylüler, devlet ve özel şirketlerin şiddetine uğruyor. Bu sene içerisinde maden karşıtı protestolarda yarım düzineden fazla köylü katledildi.
Ekvador: Sağ darbe tehlikesine karşı hükümeti desteklemenin bedeli yerli halklarını feda etmek mi?
2010 yılında başkentte havaalanını, meclisi ve ana otobanları işgal eden polis merkezli bir darbe girişimini Correa hükümeti ve devrimci toplumsal muhalefet başarı ile püskürttü.
Ancak ne var ki 2015 yılında petrol fiyatlarının düşmesi ile birlikte sosyal programlarda kesintiler başladı. Hükümetin ekonomik büyüme baskısını madencilik yatırımları ile aşmaya yönelmesi ise yerli halkların topraklarını tehdit eden projelerin önünü açtı. Bu da önceden Correa hükümetini destekleyen yerli hareketi ile hükümeti karşı karşıya getirdi.
En son ve en ciddi saflaşma Kasım ayında patlak verdi. Shuar yerli halkı, Morona Santiago ilinde Çinli şirket Explorcobres tarafından işletilecek Panantza-San Carlos madencilik projesine karşı maden arama ruhsatı alınan bölgeyi işgal ederek direnişe geçti.
Correa hükümetinin zayıflatılmasının Brezilya’dakine benzer bir sağ darbeye kapı aralayacağından endişe duyan kesimlerin dışında, birçok sosyal hareket ile hükümet arasındaki kopuş Shuar krizi ile daha da derinleşti. Görünen o ki Bolivya ve Venezuela örneklerinde olduğu gibi özel mülkiyet, toprak gaspları ve sömürü bertaraf edilmedikçe Latin Amerika’daki ‘sol’ hükümetlerin kendilerini iktidara taşıyan halk tabanı ile ayrışmaları kaçınılmaz. Brezilya örneği hiçbir şey söylemiyorsa şunu anlatmalı: Sağ darbe tehlikesi asıl halk desteği kaybedilirse engellenemez.
Venezuela: Yerli Halklar OAS Müdahalesine Karşı
Latin Amerika’da sağ darbe tehlikesine karşı birleşik halk cephesinin örülmesi hayati önem taşıyor.
Geçtiğimiz Haziran ayında Venezuela’nın tarihsel halkları, Amerikan Devletler Örgütü OAS’ın emperyalist müdahalesine karşı Başkan Maduro’nun yanında olduklarını göstermek için başkent Caracas’ta bir gösteri yürüyüşü düzenlediler.
Şili ve Arjantin’de Kadim Mapuçe Direnişi
Mapuçeler Şili ve Arjantin tarafından toprakları paylaşılmış olan yaklaşık 1 milyon nüfusa sahip bir halktır.
Şili’nin güneyinde Araucania bölgesinde topraklarını korumaya çalışan Mapuçe savaşçıları, işgalci şirketleri, yerleşimcileri ve onları koruyan güvenlik güçlerini, orman işletmelerini, altyapıları, hidroelektrik santrallerini hedef alan saldırı eylemleri düzenliyorlar. Francisca Linconao de dahil olmak üzere onlarca Mapuçe savaşçısı toprakları için verdikleri haklı savaştan ve bu saldırı eylemlerinden dolayı tutuklandılar.
Arjantin’de sağcı Macri hükümeti dönemindeki ilk politik tutsak yerli hareketinin önde gelen isimlerinden Milagro Sala’dır.
Arjantin’de yağmalanan ve şirketlere peşkeş çekilen Mapuçe toprakları için direniş devam ediyor. Mapuçeler, 1.400 yıllık tarihlerinin bir parçası olan Arjantin’in Chubut Eyaleti’ndeki Patagonya topraklarına geri dönerek tarihi yeniden şekillendirmeye başladılar. Mapuçe topluluğu bu sefer de Luciano Benetton tarafından topraklarından çıkmaya zorlanıyor.
Guatemala: Su Hayattır
Quekchí yerli halkı beş fazda inşa edilmesi planlanan Renace hidroelektrik projesinin yarattığı çevresel etkilere karşı direnişe geçti. Açılan yeraltı tünelleri nedeniyle ırmağın debisi her geçen gün düşüyor ve ırmak boyunca yaşayan yerli topluluklar su sıkıntısı ile baş etmek zorunda bırakılıyor.
Panama: Kalkınma mı yaşam hakkı ihlali mi?
Kalkınma, ekonomik büyüme adı altında sömürünün, emperyalizmin, neoliberal saldırının yeni biçimleri olarak yerli halkların topraklarını işgal, yaşam haklarını ihlal eden baraj, maden, altyapı, enerji projelerine her gün bir yenisi daha ekleniyor.
Ngäbe kabilesinden eylemciler Ağustos’ta onayları alınmadan dayatılan Barro Blanco barajı için düzenlenen töreni bastı. Barro Blanco barajının hayata geçmesi durumunda on binlerce kişinin yerinden edilmesinden, yerel tarımın ölmesinden ve Ngäbe-Bugle topraklarının tamamıyla sular altında kalmasından endişe ediliyor. Balıkçılık ve tarım ile geçinen yerli halklar için Tabasara nehri hayat demek.
Brezilya: Neoliberal saldırı karşısında yerli halklar ön saflarda yerini alıyor
Temer darbe hükümetinin neoliberal saldırılarına karşı yükselen birleşik halk cephesi içinde yerli örgütleri de yer alıyor. 22 Kasım’da başkanlık sarayı girişini kapatan yerli halklarından 500 kadar eylemci, yerli topraklarının gasp edilmesine ve yabancı yatırımcılara satılmasına yönelik yasal reform planlarını protesto etti.
Avustralya: Kaya gazı Aborijinlerin hayatını tehdit ediyor
Dünyanın en büyük şirketleri Avustralya’nın kaya gazını çıkarmak için hükümet ile anlaşmanın peşine düşerken çevre hakları savunucuları ve yerli halklar şirketlerin doğal hayatı ve topraklarını tehdit etmesine karşılık savaşmaya karar verdi. Kaya gazı çıkartılması planlanan topraklarda yaşayan dört büyük Aborijin toplumu şirketlerin faaliyetlerinin su kaynaklarının ve toprağın zehirlenmesine yol açacağını savunuyor.
Yeni Zelanda: TPP karşıtı protestolarda yerli halklar en önde
Uluslararası şirket karlarının kamu yararının, çevrenin, gıda egemenliğinin, yerel ekonominin, halkların üstünde tutulduğu TPP, Avrupa’daki karşılığı TTIP (Trans-Atlantik Ticaret Yatırım Ortaklığı) gibi taraf olan ülkelerin halkları tarafından uzun soluklu protestolarla karşılandı. Şubat ayında On iki Pasifik ülkesinin heyetleri TPP anlaşmasını imzalamak üzere Yeni Zelanda’da bir araya gelirken Auckland şehrinde yerli halkın ön safları tuttuğu eylemlerle Trans Pasifik Ortaklık anlaşması protesto edildi.
Derleme: isyandan.org
Dünyalılar (www.dunyalilar.org)