OLAYIN ASIL AKTÖRÜ/KURBANI TÜRKİYE HALKININ BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU MEDYA SAYESİNDE OLAYI “KOMPLO” OLARAK ALGILIYOR
Asıl konu halkın çoğunluğundan medya sayesinde olayların gizlenmesi.. Demokratlar taraf alarak değil ilkesel bazda, olayın özünü görebilen bir derinlikte saflarını almalılar. Yani halkın yanında…
Ruşen Çakır diyor ki “Cemaat neden daha önce böyle bir iş yapmadı, sadece hırsıza bakın demek olmaz”
Bizim misyonumuz bir kenara çekilip taraflar arasındaki kavgayı seyretmek mi? Çakır daha çok bu tarafta duruyor, bir kenara çekilip kavgayı tarafsız bir gözle izleyelim. Oysa alınacak tutum, demokrasi, şeffaflık ve ifade özgürlüğü cephesinde olmalıdır. Yani siz “demokratik bir güç olmayı tercih ederseniz, muhatabınız da demokratik olur, siz otoriterliği seçerseniz muhataplarınız da ona göre oluşur.”
Ya da The Guardian’ın dediği gibi “Türkiye (iktidar) yarattıklarıyla yaşamak zorunda kalır.”
Durum budur. Kendi dünyalarımızda asıl can yakıcı gerçeği göremiyoruz. Bugün halkın büyük çoğunluğu tek taraflı bir medyadan olup bitenleri “haber alıyor”. Yani olayı sadece “AKP’ye karşı bir komplo olarak servis eden” TV’leri seyrediyor, gazeteteleri okuyor. Hepimiz biliyoruz ki, bu operasyonda deliller sağlam, buna karşı hiç bir şey söyleyemiyor yetkililer. Ama halkın en az yarısı “başka bir dünyanın haberlerine” inanıyor. Yani biz burda üç beş entelektüel gevezelik ederken, özgür bir medyanın olmaması nedeniyle olup biten bu korkunç şeylerden halkın haberi olmuyor.
Tüm dünya medyasında bir numaralı gündem maddelerinden birini komplo diyerek algılamak ve algılatmak, asıl konunun otoriterlik, demokrasiden uzaklaşmak ve son tahlilde halkın cebinden yüzmilyarlarca euro çalınmasının üstünü örtüyor.
Olayın vehametini algılayamayan, Türkiye halkının asıl aktör/kurban olduğunun üstünü gizlemeye yardımcı oluyor bu eksendeki tartışmalar. Yani, sen demokratik olsan, yolsuzluğa batmasan hiç bir iç/dış güç sana komplo yapamaz. Bilmem anlatabildim mi Sn. Ruşen Çakır