Gelecekmanşet

Koronavirüsünün Ardından Dünyayı Neler Bekliyor?

Uzmanlar 2021 sonuna kadar dünyada yetişkinlerin yüzde 40 ila 70’nin virüse yakalanacağını tahmin ediyor. Ve aynı yıl içinde bir aşı ve ilaç geliştirileceğini de. Yani koronavirüsüyle yaşam yeni normalimiz olacak. 

Koronavirüs pandemisi gelişmiş ya da az gelişmiş pek çok ülkenin ne kadar hazırlıksız ve kırılgan olduğunu ortaya koydu. Ekonomik, siyasi, sosyal, teknolojik pek çok sistem sorgulamaya açıldı. 

Aşağıda koronavirüsünün ardından bizi bekleyen dünya düzenine yönelik tahminler ve senaryolar var:

‘KÜRESEL EKONOMİK SİSTEM KÖKÜNDEN DEĞİŞECEK, KAPİTALİZM ÇÖKECEK’

Koronavirüsünün dünya ekonomisine devasa etkileri olduğu tahmin değil bir gerçek. Uzmanlar salgının 1929’da başlayan Büyük Buhran kadar yıkıcı, Berlin Duvarı’nın çöküşü kadar dönüştürücü bir etkisi olacağını düşünüyor. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Ajansı 2020 yılı için virüsün dünya ekonomisine maliyetinin 1 trilyon dolar olduğunu tahmin ediyor. Kimi uzmanlara göre salgın 2008 finans krizinin olumsuz etkilerini bile geride bırakabilir. 

Ancak kapitalizmin bir anda çökeceği ve yerine daha adaletli bir sistem geleceği konusunda kuşkular var. Düşünce kuruluşu Chatham House Direktörü Robin Niblett pandeminin ekonomik küreselleşmeye darbe vuracağını, hükümetler, şirketler ve toplumların ekonomik izolasyona çekilebileceğini savunuyor. 

21. yüzyılın başında karşılıklı faydaların sağlanacağının savunulduğu, küreselleşme fikrinin giderek azalacağı ve uluslararası işbirliğindense bölgesel rekabete kayılabileceği görüşü öne çıkıyor. 

Öte yandan yoğun üretime dayalı savaş ekonomisi sistemine geçilme olasılığı da var. Bu noktada işçilerin sendikal hakları, çalışma koşulları ve devletlerin olağanüstü dönemde getireceği yönetmelikler konusunda soru işaretleri var. 

Ancak bazı ülkelerde düşük gelirli vatandaşlar için borçların ertelenmesi, ücretli izin ve ekonomik paketler hazırlanması daha eşitlikçi bir sistem için tabandan gelecek güçlü bir talebi de artırabilir. 

‘DEVLETÇİLİK ÖNE ÇIKACAK, OTOKRAT EĞİLİMLER ARTACAK’

Salgının en dikkat çekici etkilerinden biri her devletin mücadele konusunda kendi imkanlarına mecbur kalması oldu. İtalya hastanelerde malzeme ve solunum cihazı eksikliği çekerken AB ülkelerinden çok az yardım alabildi. ABD’de maske ya da temizlik malzemeleri üreten özel şirketler yüksek fiyatlandırmayla kendi ülkesine değil başka ülkelere satış yapmayı tercih etti. Kısa vadede özel sektörün ortadan kalkacağı beklenmiyor ancak devletler ileride bu tür olağanüstü durumlar için sıkı düzenlemeler getirebilir ve bizzat üretim faaliyetlerine geçebilir. 

Öte yandan acil önlemler çerçevesinde geçici sıkıyönetim koşullarında eli daha da rahatlayan baskıcı rejimler, virüs bahanesini kullanarak hem siyasi hem de ekonomik sert koşulları daimi hale getirebilirler. Temel özgürlükler uzunca bir süre askıya alınabilir. 

‘BİLİM GERİ DÖNECEK’

Yaklaşık bir kuşaktır spiritüalizm ve dindarlık yükselişteydi. Yaşadığımız post-truth (Gerçek ötesi) dönemde tarafsız gerçeklerdense inançlar hayatımızı kaplıyordu. 

İklim değişikliğinin uydurma olduğu, dünyanın aslında düz olduğu, evrim teorisinin bir yalan olduğu, aşıların çocuklara zarar verdiği gibi inançlar toplumun en üst düzeyinde dile getiriliyordu.

Koranavirüsü salgını bilime ve bilim insanlarına inancı yeniden tazeleyebilir. Hayatları kurtarmada kaderciliğin değil bilimsel yöntemlerin, erken tanı, hızlı önlem ve ileri sağlık teknolojisinin önemi anlaşılabilir ve adım atılabilir. 

‘KÜRESEL SAĞLIK İŞBİRLİĞİNDE ULUS-ÜSTÜ KURULUŞLAR’

Virüsle mücadele yalnız kalan ülkeler aşı üretimi, virüsler üstüne araştırmalar, ilaç yapımı gibi konularda kendilerine yol gösterecek eşitlikçi bir uluslararası örgütün kurulması için harekete geçebilirler. 

Virüs dünyada sınırları, ekonomik gücü, siyasi rejimleri ve rekabeti dinlemediğini açıkça gösterdi. Virüslerle küresel boyutta savaşım, gelecek kuşakların önceliği ve ortak noktası olabilir. 

Covid-19 ile mücadele ülkeler bazında bir başarı kıstası olarak değerlendirilebilir ve bundan sonraki süreçte bu ülkelerin liderliği öne çıkabilir. 

‘ABD LİDERLİĞİNİN SONU, MEVCUT ULUSLARARASI KURULUŞLARIN ÇÖKÜŞÜ’

ABD Başkanı Donald Trump virüsle mücadelede rekabetçi ve sorumluluktan kaçan tavrıyla ülkesinin bu krizde dünya liderliğinden vazgeçtiğini somut bir biçimde ortaya koymuş oldu. ABD uluslarası ticaret ve sözleşmeler konusunda da uzlaşmaz tavrını bir süredir devam ettiriyordu. 

Bu boşalan liderlik mevkisine uluslararası ticarete ve işbirliğine açık Çin’in geleceği anlamına geliyor. Kendine daha fazla güvenen bir Çin, küresel sağlık işbirliğinde ciddi adımlar atarsa bu krizin kahramanı olarak çıkabilir. 

Öte yandan koronavirüs kriziyle mücadelede NATO, BM, IMF, Dünya Bankası gibi kuruluşların yetkinliği ve işlevselliği sorgulanabilir ve değişim talepleri getirilebilir. 

Virüs nedeniyle, siyasi ve ekonomik birlik gösteremeyen, sınırları yeniden gündeme getiren Avrupa Birliği bir çözülme sürecine girebilir. 

‘DEZAVANTAJLI GRUPLAR İÇİN DAHA OLUMSUZ KOŞULLAR’

Koronavirüsle önlemler kapsamında evde izolasyon, çalışmak zorunda kalan kesimler için geçerli değil. Devlet desteği olmadığı için bu yoksul kesim ciddi sağlık ve ekonomik sorunlara maruz kalacak. 

Türkiye’de 10 günde 10 kadın evinde cinayete kurban gitti. Evinde kalan şiddet mağduru kadınların sayısı artacak. Kendi işini yapan ya da hizmet sektöründe çalışan kadınların çoğunun işlerini kaybetme olasılığı çok yüksek. 

Sınır kontrolleri geri geldiği, toplumlarda panik havası yaşandığı için yabancı düşmanlığının artma ve daha keskin bir göç karşıtlığı başlama olasılığı da var. 

Elçin Poyrazlar

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu