Ölümsüzlük mümkün mü?
Nerden mi aklıma geldi?
Hiç aklımızdan çıkmaz ki…
İnsanoğlu olarak bizi oluşturan her şeyde
Dinlerimizde, felsefemizde, sanatta, mal mülk edinme merakında,
Hatta bilimin önemli bir kısmında, hep bu ölümsüzlük arzusu vardır!
Neler yapmamışızdır ki?
Çin imparatorları ölümsüzlük ararken, simyacıları ölümsüzlük iksiri diye barutu bulmuş,
İlginç bir ironi, barut o zamandan beri, milyonlarca ölü yaratmış!
1920’lerde bir Fransız cerrah, genç maymunun testisini yaşlısına takınca, yaşlısının gençleştiğini sanmış,
Bunu ortalığa yayınca, 500 meraklı adam, kendisine ameliyatla genç maymun testisi taktırmış!
Fransız cerrah 1920’lerde çok popülerken, 1930’larda bunun işe yaramadığı anlaşılınca, ortalıkta maymun testisiyle dolaşan bu 500 kişi, ciddi madara konusu haline gelmiş!
İspanyol bir kaşif ölümsüzlük çeşmesini bulacağım diye, Floridayı bulmuş.
Bu durum dünyanın en ölümcül kasırgalarına sahip topraklara, birçok insanın yerleşmesine vesile olmuş!
Vb…
Peki, bedenen ölümsüzlük mümkün mü?
Bir tıp adamı olarak buna inanmamam mümkün değil!
Yaşlılığın normal bir süreç olmadığına, yaşlanmanın aslında bir hastalık olduğuna inanan, ciddi sayıda tıp bilim insanı, genetikçi, doku mühendisi bu konu üzerinde çalışıyor!
Genetik kodumuz, DNAmız günbegün çözülüyor!
Yaklaşık 60 organımızı oluşturan, sayısı 15 trilyona yakın çeşitli tipte hücreler aslında ana karnında sadece tek bir kök hücreden türemekte…
İşte bu hücrelerin köklerini hiçbir zaman unutmadıkları, yine her türlü hücreye dönüşme potansiyellerini kazanabilecekleri, ataları olan kök hücrelere, istediğimiz zaman dönüştürülebilecekleri keşfediliyor!
Kodlar tam anlamıyla çözülünce, farklılaşmış yaşlı hücrelerimizden kök hücremizi,
kök hücreden de istediğimiz hücre tipini ve organı oluşturarak, yaşlanan organları yenilemek için kullanabileceğiz!
Dr. Murat Tuğrul EREN (doktormurateren@gmail.com)