Kelimelerin bittiği yerde, tutkunun, aşkın, isyanın, hüznün, neşenin, iktidar kavgasının kısaca her türlü duygunun hayatın bir yansıması olan müzik ve pistle buluştuğu tango…
Kendini ifade etmenin en güzel yollarından biri olan tangonun varoluş sürecini paylaşalım sizlerle…
Tango önceleri hayat kadınlarının ve onların peşinden koşan erkeklerin kendi aralarında yaptığı dans olarak bilindi.Sonraları Avrupa ülkelerinin özellikle aristokrat ailelerinde bu dansın yapıldığını gören orta ve üst düzey Buenos Airesliler dansı sahiplenmeye başladı. Milongalara (tango yapılan yerlere verilen isim) gidenler herkesle özgürce dans edebiliyordu.
Tango kelimesinin anlamı Latince Tangere’den (dokunmaktan) gelir. Öyle ki, çiftler dans süresince hemen hemen birbirinden ayrılmaz. Dansın kökeni Afrika yerlilerine kadar uzanır. Özellikle coğrafi keşifler sırasında, köle ticareti ile kıtaya getirilenlerin üzgün, hüzünlü ve zorlu yaşamının müziğe ve ritme yansıması sonrasında 19. yüzyılın sonlarına doğru, Rio de la Plata’nın her iki yakasında ve özellikle de Montevideo’da (Uruguay) ve karşı kıyıdaki Buenos Aires’de (Arjantin) ortaya çıkarak gelişmiştir. Sonrasında Avrupa’nın müzik tınıları ile güçlenerek bugünkü gelişmişliğine ulaşmıştır.
Tangonun tarihine bir başka açıdan bakarsak, 17. yüzyıl İngiltere’sindeki folk dansın daha sonra 18. yüzyılda Fransa’daki Kontradansa dönüştüğünü görürüz. Bu dansın sonraki gelişmesi İspanya’da 1750’de Kontradansa ya da sadece Dansa olarak devam eder. Küba’ya İspanyollar tarafından 1825’de ithal edildiği zaman, Dansahabanera ismini alacaktır. 1850’de Arjantin’de Habanera adıyla icra edildi. 1900’de İspanya-Amerika Savaşı sırasında, Habanera del Cafe adlı popüler bir dans biçiminde tangonun ilkel bir şekli olarak 1910’da Arjantin’de yapılmaya başlandı.
Tango kendini buluncaya dek aradan yüzyıl geçti. Ancak tam özgürlüğüne kavuştu derken, bu sefer 1955’te askeri darbe oldu ve Peron sürgüne gönderildi. Topluluklardan ve dolayısıyla düşünceden korkan askerler özellikle milongalardaki toplulukların bir araya gelmesine engel olmak için tango dâhil tüm sosyal aktiviteleri yasakladı.
3 yıl sonra yönetim sivillere geçti ancak tango fazla ömürlü olamadı. Bu çalkantılı durum 1983 yılına kadar devam etti. Demokrasi yerine oturduğunda, tango okulları gelişmeye başladı.
Bugün Buenos Aires sokakları tangonun o doğaçlama figürleri ve müziğin eşsiz tınısıyla bir daha özgürlüğünü kaybetmemek üzere renklenmiş durumda.
Mehmet Sakınç – Darwin ve Tango – Bilim ve Gelecek