Yaşam

Ateş Hırsızı

Ruhun imkânları sınırlıdır. Ve yaşayacaklarının çeşitliliği de öyle. Bu yüzden birbiriyle birleştirerek, birbiri üzerine koyarak biriktirir anıları, duyguları. Her kayıp ilk kaybın üzerine eklenir, her kazanım dağarcıktakilerin üstünde yükselir. Her yeni aşk önceki aşklarla birleşir.

ateş hırsızı

En çok gelişecek canlı o olduğu için dünyaya en az donanımla insan yavrusu gelir. O kadar çok özelliği, yeteneği, beceriyi evrimle kazanmıştır ki, gebelik süresi bunların tamamlanması için yetmez. Dahası bu özelliklerin gelişimi ancak hayatın içinde tamamlanabileceği için de insan eksik gelir dünyaya.

Hayvan yavrusunu en çok insan yapan hayatın kendisidir. Eksiklikle ve kaybederek doğduğu için de açtır, doymamacasına. Öyle aç sanır ki kendini, doymak sanki tamamlanmak, kaybettiklerini yeniden kazanmakmış gibi olur. Hep doymak ister. Doymak, başlangıçta edilgin bir eylem olduğundan da doyurulmakla yer değiştirir. Hep doyurulmak ister insan ruhu. Sevilerek, beslenerek, onaylanarak, kabul edilerek doyurulmak.

Hayat, doyurur ve fakat aç kalmayı da öğrensin ister. En çok aç kalabilenin en çok doyurulacak olduğunu yanılsatır. Bu yolla korkuyu işler ruha hayat. Korku, hiçbir zaman duyamayacağı, doyurulmayacağı, aç kalacağı, aç bırakılacağı endişesidir.

Hayatın bilinmeyen sırrının doydukça aydınlanacağı, sislerin dağılacağı, o ilk masumiyetin, sonsuz doyumun okyanusuna dalmanın mümkün olacağı duygusuna umut denir. Umut etmek, şimdi olmayanın gelecekte olacağına olan inançtır; ki ruhun gerçek besinidir. Umutla beslenen ruh bekleyebilmeyi, erteleyebilmeyi dahası eylemde bulunmayı becerebilir. Öyleyse daha doğarken, doğduğu için kaybettiği ve aslında bir daha hiç bulamayacağı o sonsuz doyumun tek eşdeğeri insan ruhu için umut olmalıdır.

Ve korku! Korku, hayatın nasıl hayat olabilmesi için kayıpla başlaması gerekiyorsa, yaşayabilmenin yolunun da bir daha hiç kaybetmeyip, hep kazanmaktan geçtiğini sanmaktır. Kaybetmekten korkanlar, her kaybı o ilk ve kaçınılmaz ve geri kazanılamayacak olan kayıpla bir tutarlar gerçekte.

Selçuk Candansayar 

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu