Yaşam

Athena Doktrini

Athena Doktrini, dünyanın özlem duyduğu tazelenme ve bir üst bilinç aşamasına geçiş için yol haritası niteliği taşıyor.athena_doktirini

Yunan tanrıçası Athena; bilgeliğin, medeniyetin, haklı mücadelenin, zeki stratejinin, sanat ve marifetin simgesiydi. Yunanlılara, kültürlerinin ve gelişen ekonomilerinin baş tacı olan zeytin ağacını hediye etti. Savaşı başlatan öfkeyi dindirdiğine inanılan kutsal ağaç tanrıçayı sembolize ederdi. Anlaşmazlıklar doğduğunda kardeşi Ares gibi şiddetle değil akıllı taktiklerle, sağduyu ile yanıt verirdi. En görkemli hikayelerin baş kahramanı, Yunanlıların uzlaşmacı, barışsever tanrıçasıydı.

‘The Athena Doctrine’ kitabının yazarları John Gerzema ve Michael D’Antonio, tanrıça Athena’nın temsil ettiği feminen değerlerin 21. Yüzyılın işletim sistemi olduğunu düşünüyor. Maskülen ve feminen algısını ve bu tanımların liderlik, mutluluk, ahlak ve başarı üzerindeki etkilerini araştırmaya karar veriyorlar. Dünya gayri safi hasılasının %65’ini temsil eden 13 ülkede, 26 şehirde toplam 64.000 kişinin katılımıyla gerçekleşen geniş kapsamlı bir çalışma başlatıyorlar.

Dünyanın farklı bölgelerinde, geleneksel yaklaşımla kadın ve erkeğe atfedilen kişilik özelliklerinin neler olduğunu ve feminen- maskülen davranış biçimlerinin, bugün insanın karşı karşıya olduğu sorunların çözümüne ne ölçüde katkıda bulunabileceğini inceleyen araştırmanın sonuçları ilgi çekici.

Baskın, güçlü, analitik, kibirli, çalışkan, odaklı, inatçı, özgür, bencil, azimli, cesur, kendinden emin, sınırlayıcı, lider, mantıklı, katı, mesafeli, agresif. Bu özellikler dünyanın hemen her yerinde ‘maskülen’ olarak tanımlanırken ‘feminen’ özelliklerden bazıları ise şöyle: Nazik, yaratıcı, sadık, pasif, tutkulu, popüler, güvenilir, üst sınıf, dost, uzlaşmacı, esnek, uyumlu, yeniliklere açık, çevik, akıllı, fedakar, kırılgan, sevgi dolu, asil, takım oyuncusu, mütevazı, içten, gerçekçi, …

Kadın-erkek hepimiz feminen ve maskülen davranış özelliklerini bir arada taşıyoruz. Hatta kimi zaman bir kadın bir erkekten daha fazla maskülen düşünce sistemine sahip olabiliyor, maskülen değerleri sahipleniyor ve aynı şekilde tam tersi bir erkek için de geçerli. Araştırmaya katılanların büyük çoğunluğu, feminen ve maskülen özelliklerin dengesinin önemini vurguluyor. Her ikisinin de güçlü yanları olduğu ve kişisel başarı için doğru değerler karmasına sahip olmak gerektiği konusunda hemfikirler. Bununla birlikte araştırma sonuçları, geleceğin ideal modern liderinin feminen olduğunu ortaya koyuyor.

Dünya, artık duygularını ve düşüncelerini açıkça ve dürüstçe paylaşan liderler istiyor. Kişisel bağ kurabilecek kadar güçlü liderler. Gizli gündemlerin, günü kurtaran çıkarcı yaklaşımların geride bırakıldığı, geleceği planlayarak uzun vadeli, kalıcı çözümlerin üretildiği yeni bir liderlik modeli aranıyor. ‘Kazanmak’ anlam değiştiriyor. Ya ben, ya sen anlayışının ötesinde daha kapsayıcı, çoklu kazanım dönemi başlıyor. Araştırma, maskülen liderlik özellikleri olan agresyon ve kontrolün yerini daha etkili feminen değerlere; işbirliği ve paylaşıma bırakacağını işaret ediyor. Tarif edilen feminen liderlik modeli yumuşak ve ezik değil, akıllı, anlayışlı ve hala güçlü, ancak yıkıcı olmayan sakin bir güç bu kez..

Yeni çağın liderinde en çok aranan nitelikler: tolerans, empati, açık iletişim, güvenilirlik, esneklik, denge, hata yaptığını kabul edebilme cesareti yani kırılganlık .
Katılımcıların %65’i özellikle devlet yönetimlerinde daha fazla kadın lider görmek istediğini belirtiyor. Dünyadaki adalet ve güven duygusunun artması, savaşların ve skandalların azalması için daha fazla kadın yöneticiye ihtiyaç duyduğumuz ortak noktasında buluşuyorlar. %66, erkekler biraz daha kadınlar gibi düşünebilseydi dünya daha iyi bir yer olurdu diyor.

Araştırmanın yapıldığı ülkeler ekonomik açıdan değerlendirildiğinde İngiltere, Fransa ve Amerika gibi gelişmiş ülkelerin feminen değerleri benimsediği, henüz gelişmekte olan ülkelerin ise daha maskülen yönelimli olduğu görülüyor. Gayri safi milli hasıla yükseldikçe toplumdaki feminen düşünce ve davranış oranı artıyor. Çalışma sonuçlarının mutlulukla ilişkisine bakıldığında ise , dünyada feminen düşünce yapısına sahip kişiler, maskülen düşünce yapısına sahip olanlara kıyasla iki kat daha mutlu ve gelecekten umutlu. Feminenlik ile yaşam kalitesi arasında doğru orantı var. Birindeki yükseliş diğerini de yukarı çekiyor.

John Gerzema sonuçları şöyle özetliyor : ‘Birbirine bağlı, her gün daha da sosyalleşen ve şeffaf bir dünyada yaşıyoruz. Bu yeni dünyada feminen değerler yükselişte. Eski rijit maskülen kafa yapısı, esnek, şefkatli ve işbirliğine açık zihin yapısına dönüşüyor. Araştırmanın yapıldığı bütün ülkelerde insanlar bu değişimin gerekli olduğunu düşünüyor ve bunu memnuniyetle karşılıyorlar.’

Kadın ve erkek karşı karşıya değil, bir taraf kaybettiğinde diğerinin kazanacağı hiç bir şey yok. Erkekler kadınlar kadar şefkatli ve hoşgörülü, kadınlar da erkekler kadar iddialı ve analitik olabilir. Athena değerler sistemi, sadece tek bir cinsin düşünce yapısını temsil etmiyor. Athena Doktrini, dünyanın özlem duyduğu tazelenme ve bir üst bilinç aşamasına geçiş için yol haritası niteliği taşıyor.

Tuğba Kıraç

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu