Başka Dünya

Bir Başarı Hikâyem Yok…

Benim size anlatacak bir başarı hikâyem yok bayım!

Kişisel gelişim seminerlerine ve kariyere inanmıyorum mesela; medyaya, borsaya ve banka kredilerine inanmadığım gibi. Zenginlikten ve yoksulluktan anladığımız bir değil sizinle. Zenginlik çok farklı bir değer benim için; gezdiğim mağaraların o tarifsiz serinliğini solumak en güzel zenginliktir bana. Islık çalamamak, bir taşı suda en fazla üç kez kaydırabilmekse, yoksulluğuma verebileceğim örnekler arasında.

doğanın sesi

Benim size anlatacak bir başarı hikâyem yok bayım! Sonu ist`le biten bir kişi olmadığım gibi, sonu izm`le biten bir düşünceye de ait değilim. Kutsadığım herhangi bir özel isim, ırk ve din yok benim için. Can`dan gelip can`a erebilmek, can`ın enginliği içinde yolculuk edebilmek özgürlüğümdür benim. Can`dan kastım, tabiat ananın ta kendisi; bir yağmur damlasıyla, börtü böcekle ya da bir tutam yeşillikle, eğer ki aynı sır`daysam, huzur böyle bir şey işte.

Benim size anlatacak bir başarı hikâyem yok bayım! Evim, arabam ve bir banka hesabında param yok mesela; siyasete, devlete ve patronlara saygımın olmadığı gibi. Gelmişimden, geçmişimden devraldığım bir maddiyat, statü, mal varlığı bulunmamakta; benden sonraya kalacak olansa, bir mandolin, kitaplar ve bölüştüğüm hatıralar belki. Sevapların ve günahların ötesinde bir yerde olduğumu duyumsuyorum. Bir sokak köpeğinin kendiliğinden gelip başını dizime koyuşundaki can haliyle, benim bir evsiz barksız çocuğa kol kanat gerişimdeki can hali birdir. Ben içtenlikten, duruluktan, hesapsız kitapsız olmaktan bahsediyorum bayım; ödülden, cezadan, cennet ve cehennemden değil…

Benim size anlatacak bir başarı hikâyem yok bayım! Size yolculuk hikâyeleri anlatabilirim ancak; umut, barış ve özgürlük hikâyeleri… Diyarbakır`da, On Gözlü Köprü`nün üzerinde, Türk olan ben ve Kürt olan kardeşlerimin birbirimizi nasıl içimize bastırdığımızı anlatabilirim size. Ya da, Bartın`ın Kurucaşile ilçesinde bir deliyle olan dostluğumu…Ya da, Zonguldak`ta, deniz kıyısındaki bir lunaparkta, bir ihtiyar adamla dönme dolaba binişimi ve uçsuz bucaksız uzanan Karadeniz`e serpiliverirken gülüşümüz, el sallayışımızı yanı başımızda uçan kuşlara.Ya da, Tunceli`de, üzerimden helikopterler, uçaklar geçerken, Tunceli`nin en yüksek mahallesi olan Ali Baba Mahallesi`nden, kartpostal güzelliğindeki şehre, insanlara, halka bakarken, kederimi fark edip benimle bir kederlenen Tuncelili canlarla olan sohbetlerimi… Ya da, Yozgat`tan bana misafirliğe gelip, Ankara`daki kiracısı olduğum kutu gibi evimde ağırladığım gencecik üniversite öğrencileriyle olan dayanışmamı…Siz seçin,ben anlatayım; ama anlatacaklarımın hiç biri bir başarı hikâyesi değil bayım!

Benim size anlatacak bir başarı hikâyem yok bayım! Gösterme gereği duymuyorum yaralarımı ve acılarımızın yarıştırılmaması gerektiğine inanıyorum. Metropollerin varoşlarında çocuklarla bir söylediğim şarkılar geliyor hatırıma.

Çiçek olduk rengarenk açtık dallarda
Özendik ceylanlara, koştuk kırlarda
Kocaman bir güneşiz dağlar ardında
Ayrılık yoktur bize, dargınlık yoktur bize
Kardeşiz biz bir ömür, ötesi yoktur bize…

Sizin umurunuzda olmayabilir çocuklara şarkılar yapmam ve bu şarkıları bağıra çağıra söylememiz. Yaralı olduğumuzun farkındayız; ben, çocuklar ve cümle ayrı duranlar. Olsun, eksik etmiyoruz şarkılarımızı, masallarımızı ve yüreciğimize dolup taşan düşlerimizi…

Benim size anlatacak bir başarı hikâyem yok bayım! Sıfırdan başlayıp, tırnağımla kazıya kazıya yapabildiğim pek fazla bir şey yok açıkçası; uzak diyarlarda doğan bebelere içimden kopup gelen ninniler mırıldanmak, doğayı ve evreni yüreğimce duyumsayıp gülümseyebilmek ve can`a kıymet vermek dışında. Size bunları anlatabilirim yalnız`ca…

Benim size anlatacak bir başarı hikâyem yok bayım…

Ergür Altan

erguraltan@gmail.com

www.dunyalilar.org

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu