“Eşim” demek istemiyorum o adama; “kızımın babası” demek hiç istemiyorum. Yalnızca “o” diyeceğim artık! Onu çıkartmak istiyorum hayatımızdan. Niye mi? Söyleyeyim hemen; voleybol oynamak için mesela, kızımın resim kursuna gitmesi için, kendim için ve kızım için…
Sağır-dilsiz bir kızım var benim, adı Aleyna. Altı yaşında göz bebeğim. Duymasa da, duyumsamasına imreniyorum; konuşamasa da, bana “anne” diyemese de, dili ve alfabesi çok ayrı bir boyutta, çok naif, çok içten…
“Evlenmeseydin” diyebilirsiniz, “kızın için katlanmalısın evliliğine “diyebilirsiniz, “erkektir, alttan almalısın” diyebilirsiniz, “eve ekmek getiriyorsa şükret” diyebilirsiniz, hep böyle söylendi bana ve daha nicesi…
Dayak yememek gibi bir hakkımın olduğunu düşünüyorum, ne dersiniz? Kızımın, daha çocukken, evde, erkek egemen bir sistemde huzursuz olması içimi parçalıyor. Ben ve kızım, emeğimizle, vicdanımızla, dayanışmamızla yaşamalıyız; kendi seçimlerimizle, kendi yolumuzda gitmeliyiz…
Annem de anlamıyor beni; “severek evlenmiştin, sen de biraz huyuna gidiver onun” diyor. Bana hakaret eden, beni tehdit eden, kızımı hor gören bir adamın huyuna gitmek… Evet, sevmiştim, severek evlenmiştim. Kadınsın, ne bileyim, mesela onun annesiz büyümesinden etkileniyorsun, -ben de babasız büyüdüm-, sana verdiği sözlere inanmak istiyorsun, onunla mutlu olacağına kendini şartlandırıyorsun… Nasıl bir mücadele verdim, nelere katlandım oysa ben yedi yıllık evliliğimde… Karşılığı ne mi oldu? Kolumdaki morluklar, kızımın gözyaşları ve dinmek bilmeyen bir sızı yüreciğimizde…
Voleybol oynamak istemem niye yasaklanır sizce? Evlenmeden önce voleybol oynardım arkadaşlarımla; o da bilirdi bunu, spor yapmamı desteklerdi hatta. Evlendiğimizde bana karışmayacağını söylerdi… Evlendik ve ne oldu biliyor musunuz; çalışmayacağım, voleybol oynamayacağım, evimin kadını olacağım buyruldu!
“Saflık yapmışsın” diyeceksiniz, “madem sıkıntılarla başlayan bir evlilik oldu, niye çocuk yaptın?” diye soracaksınız. Nasıl anlatayım ben size beklentimle yaşadıklarımın zıtlığını, içinde bulunduğum travmayı, üst üste yığılan baskıları… Kadın arkadaşlarım bile eleştiriyor beni boşanma kararı aldığım için.
Yediğim onlarca dayaktan birinin hatırasıdır. “Patates kızartması istemiştim, lahana sarması da nereden çıktı” deyip beni dövdü o…Tenceredeki lahana sarmasını çöpe döktü sonra… Kızıma, “senin annen laftan anlamıyor, inşallah sen anlarsın” diye bağırdı… Kızım, lahana sarmasını çok sever oysa; o adam ne zaman istese patates kızarttım. O gün pazara gitmiştik Aleyna`yla ve kızım ilk kez kendisi seçti alacağımız lahanayı. Bu beni nasıl mutlu etti anlatamam size… Bir sonraki gün yapacağım lahana sarmasını, kızım için, aynı gün yapmak istedim… Nesi kötü ki bunun… Vicdanlı bir eş olsa, kızını seven bir baba olsa bizimle mutlu olurdu o…Evet, laftan anlamayan bir kadınım ben ve kızımın da laftan anlamasını istemiyorum! Kızım duymadı o adamın kendisine dediği şeyi ama emin olun ki özgür olacak benim kızım, kendi ayakları üzerinde duracak ve bunun için ne gerekiyorsa yapacağım, o adamı hayatımızdan çıkartmak da dahil! Neymiş efendim, niye patates kızartmamışım; zıkkım yiyesice!
Benim için, “onun adam olacağı yok” demiş anneme. Susuvermiş annem… Kadın olmak, birey olmak, kızımın annesi olmak yetiyor bana; kusura bakmasın, bir de adam olamam bunların üstüne! Evi terk etti artık; oysa ben ve kızım onu kendi içimizde çok önceden terk etmiştik… “Arada kız olmasa, para yollamam” demiş anneme. Bu çiğliği görünce, “erkeklerin köküne kibrit suyu” diyorum ben de!
Yağmur yağdı buralara birkaç gün önce. Gökkuşağı beliriverdi yağmur sonrası. Anne kız dışarı çıktık beraber. Bir akşamüstü gökkuşağının altından geçtik kızımla…Bir dilek tuttum; özgürlük diledim ikimiz için…
Aleyna çok güzel resim yapıyor biliyor musunuz? Benim de ebruya merakım var. Belimizi bir doğrultalım, kızımı resim kursuna yazdıracağım, kendimi de ebru kursuna. Voleybol topunu şimdilik yuvarlıyoruz birbirimize; kızım çok seviyor top yuvarlamayı…Biraz daha büyüdüğünde voleybol oynayacağız ve bize kimse bağıramayacak, kimse kınamayacak bizi…Zekamızın küçümsenmesine, o onurlu duruşumuzun sorgulanmasına izin vermeyeceğiz artık!
Bir mesleğim vardı evlenmeden önce, muhasebe. Çok uzun bir zaman geçse de üzerinden, mesleğimi yapacağım. Belki zor olacak iş bulmam ama kendime inanıyorum, başaracağım!
İçimi dökmek istedim size. Kızım çağırıyor beni; bugün pazarı var oturduğumuz semtin, lahana alacağız ve elbette Aleyna seçecek alacağımız lahanayı…
Size selam gönderiyoruz kızımla; bir gün hep beraber bizde toplanıp lahana sarması yiyelim olur mu…
Ergür Altan (erguraltan@gmail.com)
Dünyalılar