Bülbülü susturmak!..
İran Rojhilat’ta yaşayan Kürt kadın şair Taraneh Mohammadi, şiir yazmaya devam ettiği takdirde ‘dilinin kesilmesi’ cezası ile cezalandırılacakmış!..
Dünya internet haber sitelerine böyle bir haber düştü geçen hafta. Haberde Mohammadi’nin, 16 yaşından beri, genç yaşta evlilik, insan hakları ve kadın hakları konularında şiirler yazdığına dair ayrıntı var ki, önemli. Şaşırmadım. Söz konusu İran ve ‘şeriat’ olunca hiçbir şey şaşırtıcı değil.
Google’da Türkçe arama motoruna girin “dilini keserim” deyimi içerikli onlarca haberle karşılaşırsınız. Hatta Türkiye Cumhuriyeti’nde önemli görevlerde bulunmuş ve bulunmakta olan kişilerin ağzından, tehdit sözcüğü olarak sarf edildiğine dair birçok örnek var.
Osmanlı yönetiminde dilsizliğin ve hadım kimliğinin bir tercih olduğunu belirtmeden geçmeyelim. Tarihçiler bu konuda “Hükümdara, hanedan üyelerine ve devlet adamlarına hizmet etmeleri dolayısıyla, güvenlik zafiyeti olmaması ve devlet işleriyle ilgili müzakerelerin dışarıya yansıtılmaması” arzusunun rol oynadığını söyler.
Kıssadan hisse!.. ***İranlı kadın şair Kurretülayn Tahire’yi (1817-1852) bileniniz var mı? Zamanın İran’ında, yobazlığa karşı başlatılan ‘Bâbi Haraketi’nin (1844) önde gelen temsilcilerinden. Kendisi Hâllâc-ı Mânsur’la aynı yolun yolcusu olarak bilinir. Şair Tahire, 1848 yılında bir gün Badasht’ta herkesin önünde büyük bir ciddiyetle kara çarşafını çıkarır, bunu bir daha asla giymeyeceğini bildirerek, hem cinsiyetler arası eşitlik ilkesini hem de bütün insanlık için yeni bir günün doğmakta olduğunu ilan eder. Galeyana gelen hükümdar taraftarları çıkardığı çarşafla onu boğmak ve dilini koparmak isterler. Korkunç işkencelere maruz kalarak, 1852 yılında idam edilir. Dar ağacına çıkarken “İstediğiniz zaman beni susturabilirsiniz ve öldürebilirsiniz, ama kadınların özgürleşmesine asla engel olamazsınız.” sözünü bırakır geriye.
Söz konusu şiir ve şair olunca, hayat hâla netameli! Onca geçen zamandan sonra değişmeyen tek şey kendisi gibi düşünmeyeni susturmak, otoriteye boyun eğdirmek! Bir insanın dilinin kesilmesi ne demek?.. 21. Yüzyılda, mecazi dahi olsa korkunç ve ürkütücü. Metaforik de olsa, ha bülbülü öldürmüşsün ha şairi susturmuşsun, hiçbir farkı yoktur.
Şöyle söyler bir şiirinde Tahire:
-Gözüm seni bulunca -yüz yüze, çehre çehreye
-Senin gamını şerhedeceğim -nükte nükte, inceden inceye
-Senin yanağını görmek için saba rüzgarı gibi, düştüm
-Ev ev, kapı kapı, köşe köşe, köy köy
-Senin farkında gönlümün kanı, gözlerimden geliyor
-Dicle dicle, derya derya, çeşme çeşme, ırmak ırmak
– Mahzun gönül, sevgini canıma kumaş olsun diye dokudu
– İp ip, iplik iplik, arış arış, atkı atkı
Mohsen Namjoo’nun o güzel sesinden bir dinleyin, göreceksiniz, bülbülle şairin aynı dili konuştuğunu!..
Osman Günay
Dünyalılar
Web sitemizde yayınladığımız Dünya Müzikleri seçkimizde Mohsen Namjoo’ya sıklıkla yer vermiştik. İşte onlardan biri, Ey Sareban
Eklediğimiz son yazılara göz gezdirmek isterseniz şurada.