Yaşam

Dunning-Kruger Etkisi ve Demokrasinin Çöküşü

İşinde çok iyi olduğuna yürekten inanan “yetersiz” kişiler, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip olmaktan en küçük bir rahatsızlık duymayacaktır. Aksine bunu bir “hak” olarak görecektir.

Dunning-Kruger sendromu olarak da adlandırılan Dunning-Kruger etkisi, Cornell Üniversitesi’nden Justin Kruger ve David Dunning adlı iki psikoloğun tanımlamış olduğu bir algılama eğilimidir. Bu eğilim Türk kültüründeki “cahil cesareti” ile birbirine benzetilmektedir. Temel olarak; “Yetkin olmayan insanlar, vardıkları yanlış sonuçlar ve talihsiz seçimlerin yanlışlığını anlayabilecek kapasiteye sahip değillerdir.” görüşünü savunur. 1999 yılında ortaya atılan bu görüş Justin Kruger ve David Dunning’e psikoloji dalında Nobel Ödülü kazandırmıştır. Hipoteze göre;

  • Yetkin olmayan insanlar becerilerine aşırı değer biçme eğilimindedirler.
  • Yetkin olmayan insanlar diğer insanlardaki gerçek beceriyi farkedememektedirler.
  • Yetkin olmayan insanlar kendilerindeki yetersizliğin boyutunu görememektedirler.
  • Eğer bu yetkin olmayan insanlar becerilerini geliştirmek üzere eğitilirlerse, geçmişteki eksikliklerini farkedip kabul etmektedirler.

Justin Kruger ve David Dunning daha sonra bu teorilerini test etme imkanı da bulmuşlardır. Cornell Üniversitesi’nde öğrenciler üzerinde yapılan testte 45 öğrenciye çeşitli sorular soruldu ve ardından öğrencilerden, ”bu testin sonucunda nasıl bir başarı elde edeceklerini tahmin etmeleri “ istendi. Testin sonucunda, sadece soruların %10’luk kısmını doğru cevaplayan en başarısız öğrencilerin, testin %60’ına doğru cevap verdiklerine, hatta iyi günlerinde olsalar %70’e ulaşabileceklerine inandıkları tespit edildi.  En iyilerinse (yani testin %90’ına doğru cevap verenlerin) , en alçakgönüllü denekler olduğu ve soruların %70’ine cevap verdiklerine inandıkları görüldü.  Buna, bir iş görüşmesinde insan kaynaklarının kendine güvenen adayı tercih edeceğini eklerseniz Dunning Kruger sendromunun Peter İlkesi’ne ortam hazırladığını göreceksiniz.

Yaptıkları bu araştırmalar, aslında birçoğumuzun farkında olduğumuz ancak isimlendiremediğimiz bir gerçeğin altını çiziyor; İşinde çok iyi olduğuna inanan “yetersiz kişiler”, kendisini ve yaptığı işleri övmekten, her işte öne çıkmaktan ve üstesinden gelemeyeceği büyük görevlere talip olmaktan en ufak bir rahatsızlık duymayacaktır. Tam tersine bunu kendisine bir hak olarak görecektir. Diğer yanda gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar  ise çalışma hayatlarında fazla mütevazi davranır ve kendilerine haksızlık ederler, öne çıkamaz, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmaz ve kıymetlerinin bilinmesini beklerler.  Kıymetleri bilinmediğinde ise içten içe kırılır ve kendilerini daha da geri çekerler. Bir de üstüne, yöneticileri tarafından bu hassasiyetleri  “zaten hırslı değildi haketmiyordu” şeklinde değerlendirilir.  Vahim olansa “yetersizlik+haddini bilmeme” karışımının mesleki açıdan karşı koyulamaz bir itici güç oluşturmasıdır. Bu durum kariyer açısından aslında bir eksiyken, artıya dönüşür.

Dunning-Kruger etkisinin siyasette de geniş etkilerle gözlemlemek mümkün.  Hatta siyasi partiler bu görüşün elle tutulur halidir. Siyasi gücü elinde bulunduran yetkin olmayan kişiler yine kendileri gibi veya daha da yeteneksiz kişileri alt kadrolarına alarak bir anlamda kendi hakimiyetlerini garantiliyor ve rekabete mahal bırakmıyorlar. Demokrasi oyunu, yetkin ve bilgili kişilerin kürsüye çıkamamaları nedeniyle cahil cesareti ile konum sahibi olmuş kişiler tarafından kurallarına aykırı olarak oynanmaktadır.

Olması gerekense bunun tam tersidir aslında. Tüm bu kirliliğe karşın toplumun yetkin ve bilgili kişileri geri planda kalmakta ısrar etmektedir. Ve doğal olarak yeteneksiz kişilerin kendi hakimiyetlerinin devamlılığını sağlamak için oynadığı demokrasi oyunu ortaya çıkar. Sonuçta yetersiz kişiler her zaman her yerde daha hızlı yükselecek ve daha yukarılara çıkacaklardır.

Ve son olarak Dunning-Kruger etkisini destekleyen iki görüşü paylaşalım;

  • “Cehalet, genellikle bilgi sahibi olmaktan daha çok özgüvene sebep olur.” Charles Darwin
  • “Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır.” Bertrand Russell

Kaynak: http://www.ezginihanyilmaz.com/

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu