“Umutsuzluk insanın kendine karşı hazırlayabileceği suikastlerin en korkuncudur. Umutsuzluk manevi bir intihardır. “ [J.Paul Sartre]
Stephan King’in romanından uyarlanarak sinemaya aktarılan bir film: Esaretin Bedeli [The Shawshank Redemption]
Frank Darabont’un yönettiği, Tim Robbins ve Morgan Freeman’ın başrollerini oynadığı bir sinema klasiği. 1995 yılında 7 dalda Oscar adayı olmasına rağmen hiçbirisini alamamış. Ancak bu durumun en büyük sebebinin filmin ismi olduğu 2-3 yıl içerisinde açık bir şekilde anlaşılmıştır. Zira, hiç ilgi çekmeyen “Shawshank Redemption” ismi yüzünden sinema hasılatı dibe vurmuş ve yapımcı şirket zarar ettiği için film kısa bir süre sonra perdeden indirilmiştir. Ancak film zaman içerisinde “tavsiye” yöntemiyle tüm dünyaya yaygınlaşarak gönüllere taht kurmuştur.
Her ne kadar hapishaneden kaçış temalı bir film olsa da; içinde dram, müzikal, korku, polisiye, suç, dostluk gibi bir çok öğeyi barındıran bu filmin insanı etkileyen en önemli yanı ise “UMUT”… Film seyredilirken son 20 dakikada izleyici, karakterleri iyice anlayarak empati kurmuş ve sıradanlığın farklılaştığı dakikaların içine girmiş oluyor. Sonu ise “tahmin edilemez bir şekilde” güzel bitiyor. Ters psikoloji ile dramdan mutluluğa geçiş yapan filmde; filmin başından sonlarına kadar bir çok sıradan detayın aslında sonun ince ince işlenmiş anahtarı olduğu anlaşılıyor. Dünyanın en büyük film kritik sitesinde (IMDB – International Movie Database) yaklaşık 43 milyon oyla gelmiş geçmiş en iyi film olarak seçilmesi tesadüf olmasa gerek.
“ Korktukça tutsak; umut ettikçe özgürsünüz.” [Stephan King]
Filmden seçtiğimiz sahneler için fotoğraf albümü
www.dunyalilar.org