İster apartmanlarda, ister bahçeli evlerde yaşasınlar, tüm çocuklar için “sokağa çıkmak” deyimi vardı çocukluğumuzda. Sokağa çıkmak, özgürlüğe adım atmak demekti. Okuldan gelince sokağa çıkılır, akşam olup hava kararana, anneler yemeğe çağırana kadar, kan ter içinde sokakta oynanırdı.
Kalabalık gruplarla oyun oynamak için en uygun yerler boş arsalardı. Bu tür yerlerin alternatifleri olan, salıncakların, kaydırakların, tahterevallilerin bulunduğu çocuk bahçeleri -yakınlarda varsa eğer- o zamanın çocukları için bir lükstü. Sokağa çıkıldığında erkek çocuklar genelde top oynar, maça girişir, kızlar ise ip atlarlardı. Ama oynanan oyunlar bunlarla sınırlı değildi tabi ki…
Kızlar beş taş oynamaya meraklı idiler, erkekler ise misket. Hemen her erkek çocuğun bir misket torbası olur, eline para geçtikçe içi değişik renklerde pırıl pırıl yanan bu misketlerden satın alırdı.Topaç çevrilirdi büyük bir ustalıkla, bir el maharetiyle topaç yere atılır ve ipinden kurtulan topaç kendi etrafında hızla dönmeye başlardı.
Seksek genellikle ilkokul çağındaki kız çocuklarının itibar ettiği bir oyundu. Tebeşirle veya kömürle yere kutular ve daireler çizilir, düzgün bir mermer parçası tek ayak üstünde sekerek ittirilir ve geldiği kare veya dairenin puanına göre puan alınırdı.
Saklambaç evrensel bir çocuk oyunuydu, hâlâ oynanıyor. “Önüm, arkam, sağım, solum sobe” tekerlemesi hepimizin hala ezberinde. Amaç ebenin saklanan çocukları görüp sobe noktasına, “sobe” diyerek elini vurmasından önce, saklanan çocukların o noktaya ulaşmalarıydı. Ebe yanlış birini sobelerse, “çanak çömlek patlar”dı.
O yıllardan günümüze çok gelişerek gelen, güzelleşen, ama bu süreçte o kırılgan duygularını kaybeden oyuncaklar uçurtmalar oldu. Çıtaların bir altıgen oluşturacak biçimde bir araya gelmesiyle gövdesi yapılır, bu gövde kırmızı-mavi defter kabı kâğıtlarıyla kaplanır, sonra aynı kâğıttan kuyruk takılırdı.
Bu oyunlarla ve daha buraya sığdıramadığım niceleri ile büyüdük biz. Tutumluluk dönemleriydi, yoktan yaratırdık oyunlarımızı, oyuncaklarımızı…Sonra sonra televizyonlar geldi evlerimize, ardından bilgisayar, ardından gameboy, xbox, playstation ve daha niceleri…
Evden hatta odalarından dışarı çıkmaz oldu çocuklarımız, gitgide yalnız ve arkadaşsız. Sanal hayatta edindikleri arkadaşlar aldı bizim hayal kahramanlarımızın yerini…
Gülümseyen, sağlıklı bir dünya için….
Derleyen:Sibel Çağlar
Kaynak: Ayfer Tunç/ Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek