Gökyüzü Yeryüzünde
Doğasında güzel olan her şeyi evcilleştirmeyi, kafeslere tıkmayı, tasmalar takmayı ve ondan moda yapmayı seven insan günün birinde, saatlerin en canisi ve dakikaların en açgözlü olanında Ay’ın ve Güneş’in de evcilleşebileceği fikrini soktu zihnine.
Öyle ya vaşaktan foktan kürk, fillerden küllük, yunuslardan park, balinadan ruj yapabiliyorsa insan ve dünyanın tüm nimetleri insan çıkarları, lüksü için yaratılmışsa Ay ile Güneş’in gökte ne işi vardı? Neden tepede boş boş durmak yerine kendilerine hizmet etmiyordu. Ay’a birkaç hareket öğretebilir ya da evrelerini yakından canlı canlı izleyebilirlerdi. Böyle düşünen insanlar bir araya geldiler ve geldikleri gibi de Ay’ı ve Güneş’i son teknolojileri kullanarak yeryüzüne indirdiler. Vinçlerle, çekiçlerle, testerelerle gökyüzüne ait olanlar yeryüzüne, insanın ayağının tam da dibine indirildi. Gökten ışık çekildi ve bir anlığına yeryüzü gün doğumunun rengine bulandı. Böylece insanlar çok yer kapladıkları için Güneş’i ve Ay’ı biraz törpüleyip orasını burasını kesip küçültüp bir yere kapadılar.
Bilim adamları Güneş ile Ay’ı çiftleştirmeyi, güzellik uzmanları ışıltılarından kremler, tüccarlar Ay’dan elbise, Güneş’ten “ışın bahçesi” yapmayı teklif ettiler. Bu arada Ay’ı ve Güneş’i olmayan gökyüzü, toprağı, ormanı kalmamış yeryüzü misali solmaya başladı. Sonunda Ay ve Güneş paylaşıldı.
Hayvanat bahçesine benzer bir ışın bahçesi kuruldu, buraya Ay’ın ve Güneş’in bir kısmının sergilendiği bu bahçeleri ziyaret edenler onlarla fotoğraf çektirip, kafesin ardındaki Güneş’e ve Ay’a ışıltıya, ışığa ihtiyaçları vardır diye fener ve mum attılar.
Güzellik uzmanları Güneş’i ve Ay’ı kullanarak makyaj malzemeleri ve gençleştirici kremler yaptılar. “Güneş ruju alana Ay’dan yapılma gençleştirici krem hediye! Dolunayı ruhunuzda, Güneş’i dudaklarınızda hissedin” reklamları her yerde çıkmaya başladı.
Bilim adamları Güneş ile Ay’dan yeni bir şey üretmeye çalıştılar, Ay’ı Güneş’e, Güneş’i Ay’a katmayı denediler. Böylece gökyüzüne ait ilk kusurlu uydu çıktı ortaya.
Yeryüzünü ve gökyüzünü solduran insan, son olarak gözünü yeniden kendisine dikmeye başladı.
Kardelen UYSAL (kardelensis.uysal@gmail.com)