Poliandri, Poligami (çok eşlilik) türü evliliğin kadın merkezli biçimidir. Bu evlilik tipinde bir kadın birden fazla erkekle evlenebilmektedir. Eğer evlenilen erkekler birbirleri ile kardeş ise bu evlilik tipine fraternal poliandri adı verilir.
Kadınların çok erkekle evlenmesi çok eski çağlarda anaerkil düzende binlerce yıl evvel başlamıştır.
Günümüzde artık seyrek olarakta görülse halen ‘bir kadına çok koca’ düşen toplumlar bulunmakta. Tibet, Nepal ve Hindistan’da gözlemlenen ‘çok-kocalılık’ geleneğinin iyi incelenmiş örneklerinden biri, Hindistan’ın güneyindeki Nilgari tepeliklerinde yaşayan ‘Toda’ topluluğu.
Geçimlerini Buffalo hayvancılığı ile sağlayan Todalar’ın çok kocalı bir topluluk olmasının hayli ‘paradoksal’ bir nedeni var: Fazla ve ‘yük’ sayılan kız çocuklarını öldürme geleneği! Bu gelenek, kadın sayısının azlığına yol açtığı için Todalar’da, bir kadına birden fazla erkek, dolayısıyla ‘koca’ düşüyor.
Yalnız bu çok-kocalılık, bir tek şartla gerçekleşiyor: Kocaların hepsi ‘kardeş’ olacak!.. 15 yaşına gelmiş bir kız, daha çok küçükken bir tür beşik kertmesiyle başının bağlandığı bir erkekle evlendiriliyor. Kocasının evine gelin giden kız, aynı zamanda kocasının erkek kardeşleriyle de evlenmiş oluyor.
Söz konusu ‘çoklu’ evlilikte, ne toplumsal ne de cinsel bakımdan bir dejenerasyon veya düzensizlik ortaya çıkmıyor. Çünkü sıkı sıkıya uygulanan ve uyulan kurallar var. Kadının hamile kalması durumunda, çocuğun ‘gerçekte’ kimden olduğunun pek bir önemi yok. Babalığın belirlenmesi, biyolojik olmaktan çok kültürel çünkü. Kadın yedi aylık hamile olduğunda kocalardan biri, düzenlenen törenle kadına sembolik olarak ‘ok ve yay’ veriyor. Bu, onun ‘resmi’ baba olduğu anlamına geliyor. Bu şekilde ‘kardeş-koca’lardan biri, iki ya da üç çocuk sahibi olduktan sonra, diğer kardeşler de ‘babalık hakkı’ için ok ve yay sunma girişiminde bulunuyorlar.
Hindistan Başbakanı Nehru, vakti zamanında Todalar’ın yaşadığı bölgeyi ziyaretinde, Batı’da eğitim görmüş ve kendisinin arkadaşı olan bir Toda kadınına onların evlilikleri konusundaki rahatsızlığını ifade etmiş. Ayrıca modern çağda bu uygulamayı ne yapacaklarını sormuş. “Hiçbir şey” diye yanıtlamış kadın. “Neden?” diye tekrar sormuş Nehru. Bu defa, sözde ‘medeni’ insanların gizliden gizliye yaptığını, kendilerinin açıkça ve dürüstçe yaptıklarını belirterek eklemiş kadın: “Neden insanlarımızın dürüstlükten uzaklaşmasını isteyelim ki?”
Ama onlar istese de istemese de Batı etkisi ve modernleşme, Todalar’ın yaşamına bu evlilik uygulaması açısından da etki etmekte gecikmedi. Önce Hıristiyan misyonerlerin ‘lanetleme’leri karşısında çok kocalılığı sürdürmekte zorlandılar. Daha yakınlarda da ‘kız çocuk katli’nin terk edilmesine bağlı olarak kadın nüfusunun artması, topluluktaki kadın-erkek oranını dengeye oturttu. Böylece Todalar, tek -eşli evlikliklere ‘merhaba’ dediler.
Lakin günümüzde, Toda topluluğunda azalan yalnızca kadınların koca sayısı değil. Todalar topyekûn sayıca da azalıyorlar. Günümüzde yalnızca 300 kadar ailenin kaldığı topluluk yok olmakla yüz yüze. Ve ‘modern’ dünya, kız çocuklarını ölümden, Toda kadınını da ‘kocalar’dan kurtarmışken, Todalar’ı yok olma tehlikesinden kurtarmakta aynı ölçüde kararlı gibi görünmüyor.
Kaynak: Toplum ve Tarih