Yaşam

Güzel Ölen Bir Kadın: Ann Ercan

Bir sürü röportaj yaptım bugüne kadar. Ann ve Özgür’ün ki kadar sarsanı az oldu.
Acılarını içimde hissettim. Anlattıklarını dinlerken bir Özgür oldum, bir Ann oldum.
Gözümün önüne biri 5, diğeri 9 yaşındaki Ronan ve Zeytin geldi.
Birkaç hafta sonra anneleri olmayacak. Anneleri onlarla birlikte şimdi evde.
Ama ölüyor…

ann3

Ann, yumurtalık kanseri. Artık son evrede. Geç teşhis edildiği için; ameliyata, kemoterapiye ve denenen bir sürü yeni ilaca rağmen artık yapacak bir şey kalmamış, yolun sonu, buraya kadar, bir adım sonrası ölüm…
Sadece günler, haftalar var…

Doktoru diyor ki, “İki seçenek söz konusu. Ya hastanede tedaviye devam edeceğiz. Ama bir yararı olacağını düşünmüyorum. Ya da evinde kocanla, çocuklarınla huzur içinde hayata veda edeceksin, son nefesini vereceksin…”
O da, ikinci şıkkı tercih ediyor.

Ben çok kısa bir süre sonra öleceğini bilen bir kadınla konuştum.
Güzel ölüm olur mu bilmiyorum, güzel öldüğünü söyleyen bir kadınla konuştum…
Ölüme hazırlık yapan bir kadınla…
Ölümünden sonrasını sevdikleri için kolaylaştırmaya çalışan bir kadınla…
Ölümle yüzleşen bir kadınla…
Çocuklarına bile öleceğini söyleyen bir kadınla…
Ve bu cesur kadın henüz o kadar genç ki, 38 yaşında…
Ona çok bağlı eşi Özgür’le de konuştum.

Ah Ann…
Müthiş zekidir, yeteneklidir, acayip iyi Türkçe konuşur, bir süre Türkiye’de yaşadılar, sonra Amerika’ya yerleştiler.
Fıstık gibi bir işi vardı, bir üniversitede çalışıyordu.
Her şey şahaneydi.
Ve bir gün Ann, karnında bir şişlik hissetti…
Tokat gibi çarptı beni bu hikâye… 
Çünkü alışık değiliz, bizim kültürümüzde böyle şeyler yok, birkaç hafta ömrü kalan insanın öleceğini bilmesini istemeyiz, yakınları bilir ama kendisi ıh ıh, onun için böylesinin daha iyi olacağını düşünürüz, bir tiyatrodur gider, biz her şeyi idare ederiz, gizleriz…

ann1

Ama işte orada, “Açık yaşadım, açık ölüyorum!” diyen bir kadın var.
Soruları sorarken ağladım.
Ama aynı zamanda, karı-kocanın cesaretlerine hayret ettim, hayranlık duydum.
Hepimiz için öğrenecek şeyler var bu hikâyede.
Roman olur, film olur…
Gözlerden akan yaşlar sel olur.
Güç diliyorum, sabır diliyorum, başka da ne denir bilmiyorum.

ann2

 Ayşe Arman’ın yaptığı bu röportajı okumak için tıklayınız…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu