Noravank Hem uzak, hem çok yakın. Hem içimizde, hem bir türlü kavuşamadığımız. Gittiğimizi sanırken, kendimizi bulduğumuz. Kendimizi bulduğumuza şaşırmadığımız ama bir arada nasıl da çoğalırdık, hayıflanmadan yapamadığımız. Tüm kirli tarihe ve sınır kapılarının kapalı olmasına inat, içimizde bir çocuk merakıyla yollara düştüğümüz ve hassasiyetle karşılandığımız yer; Ermenistan…
İnsanın doğasından gelen merak ve öğrenme isteğinin, iletişim kurma ve seyehat etme özgürlüğünün kısıtlanmasının olumsuzluklarını, karşılaştığımız her kesimden insanın dile getirdiği bu beş günlük gezide, iletişim kurmanın yollarını çoğaltmanın önemini bir kez daha anladık.
Ermenistan gezimiz boyunca çektiğimiz fotoğraflardan hazırladığımız albümün; birbirimizi anlamak, birbirimize dair merakımızı gidermek, benzerliklerimizin farkına varmak, farklılıkların zenginlik olduğunu görebilmek yolunda bir kapı aralayabilmesini umarız.
Şimdilik bırakalım fotoğraflar konuşsun…
Erivan’a İstanbul’dan direk uçuşlar var fakat haftanın belli günlerinde ve Erivan merkeze ulaştığınız çok erken saatlerde açık bir yer bulmak oldukça zor. Erivan’da sabah Cascade, Erivan Cascade, Erivan Singing Fauntains, yani şarkı söyleyen fıskiyeler. Günün sıcağından bunalan insanların, tüm meydana hakim bir ses düzeni ile yapılan klasik müzik, opera eşliğinde 22:00’dan sonra toplanıp fıskiyelerden akan suların çizdiği desenleri izlediği yer. Cumhuriyet Meydanı, Erivan. Perch Prochyan Ermeni aydın, yazar, eğitimci olarak içinde yaşadığı topluma pek çok katkıda bulunmuş. 1948’de Ashtarak’da babasının evi müze haline getirilmiş. 2000 üzerinde eserin sergilendiği müze, 2008 yılında restore edilmiş. Perch Proshyan Evi Müzesi. Kasagh River Hovhannavank Saghmosavank Saghmosavank’dan bakış. Sevanavank, Sevan Gölü. Sevanavank, Sevan Gölü Sevanavank, Sevan Gölü Sevan Gölü Yollar boyu tanıdık görüntülerle Ermenistan bize sürprizler yapmaya devam etti. Sevan Gölü yakınlarında bir köy. Sevan Gölü yakınlarında bir köy. Sevan Gölü yakınlarında bir köy. Bir markette karşılaştığımız manzara ile keyfimiz daha da arttı. Tadına doyum olmadı. Sevan Gölü yakınları. Erivan’nın sıcağından sonra Dilijan’ın yeşili, dağı, gölü kilometrelerce geçtiğimiz bir tünelden sonra yüzümüze gülüyordu. Dilijan’a doğru yol alıyoruz. Dilijan Dilijan Ulusal Parkı Bungalovları, bisiklet yolları, küçük bir cafesi de olan bu yer, doğayla başbaşa olmak isteyenlerin Dilijan Ulusal Park’ında vakit geçirebilecekleri çok sayıdaki mekanlardan sadece biri. Parz Lich ya da Lake Parz, Dilijan. Parz Lich, Dilijan Ermeni taş ustalığının benzersiz örneklerinin olması bakımından önemli olan Noratus yaklaşık 1000 haçkar yani çapraz taşını içeren yedi hektarlık bir alana yayılmış. Haçkarlar, Ortaçağ Hristiyan Ermeni sanatının karakteristik özelliklerini taşırlar. Noratus Mezarlığı, Sevan Gölü. Noratus Mezarlığı’nda alışık olmadığımız bir görüntü. Bu da alışık olduğumuz bir görüntü. Elinde patikler bize bir yerleri tarif etmeye çalışmıştı. Tabii bir de ekmek kavgası… Noratus, Sevan Gölü. Selim Kervansaray’a doğru yollarda… Ekmek kavgası. Selim Kervansaray’a doğru yollarda… Köy yollarında sık sık karşımıza çıkan araçların rengi, modeli bizi geçmişe götürdü. Selim Kervansaray’a doğru yollarda… Selim Kervansaray’a doğru yollarda… Selim Kervansarayı’ndan bakış. Vardenyats Dağ Geçidi’nin güney tarafında, muhteşem bir manzaraya sahip olan kervansaray, deniz seviyesinden 2410 metre yükseklikte ve tüm ülkede en iyi korunmuş kervansaray olduğu söyleniyor. Yeni adı Orbelian’ın Kervansarayı, eski adıyla Sulema Kervansarayı, Selim Kervansarayı. Selim Kervansaray Selim Kervansaray’dan manzara. Noravank’a giderken anayoldan saptığınız anda bir kanyonun içinde buluyorsunuz kendinizi. Sağınızdan ve solunuzdan yükselen, batan güneşin kızıla boyadığı dik kayaların arasından geçen bir yol götürüyor sizi Noravank’a. Noravank yolu Noravank Kanyonu Güneş Tanrısı ‘Mihr’ için Roma döneminde, MS 77’de inşa edilmiş olan Garni Tapınağı, Hristiyanlık öncesi Pagan yapıları örneği. Başkent Erivan yakınlarında ve yine devasa bir kanyonun hakim noktasında. Garni Tapınağı’ından bakış. Garni Tapınağı Garni yakınlarında bir taksi durağı. Geghard Manastrı girişi. Ermenistan’ın Kotayk ilinde, kısmen bitişiğindeki dağa oyulmuş ve kayalıklarla çevrili bir manastır, Geghard Manastrı. Manastırın arka tarafa, vadiye açılan kapısından çıkınca başka bir dünya karşılıyor sizi. İrili ufaklı kaya ve taşların arasından akan bir küçük su, üzerinden geçebileceğiniz taşdan bir köprü… Köprüyü geçince sağınızda solunuzda renk renk kumaşların, iplerin bağlandığı bir iki ağaç. Tanıdık geldi mi? Geghard Manastrı Geghard Manastrı Geghard Manastrı Ermenistan’da Arkeoloji, Nümismatik, Etnografya, Modern Tarih ve Restorasyon bölümlerini içeren müze. 400.000’e ulaşan ulusal bir koleksiyona sahip. 1920’de kurulmuş. Ana koleksiyonun% 35’i arkeoloji ile ilgili, % 8’i Etnografya ile ilgili, % 45 ‘ i Nümismatik, % 12’si ise belgelerden oluşuyor. Ermenistan’ın ulusal müzesi olarak kabul ediliyor. Ermenistan Tarih Müzesi Adına 1915 Ermeni Soykırımı , Büyük Felaket , Tehcir , Büyük Trajedi , Kıyım , Sınırların Bölünmezliği , Savaşın Doğal Seyri ne denirse densin… Oraya gittik. Nelli, Lia, Johny, Arpine bize eşlik ettiler. İlk defa bir aradaydık, konuştuk, sorduk, sorguladık. Yapay sınırların bilinçlerimize sınır koymayı başaramadıklarını gördük. Kim bilir belki bir gün hep birlikte Ağrı Dağı’na çıkmayı başarırız. Tsitsernakaberd, Soykırım Anıtı. Fotoğraflar: Ciran Derya
Not:
Çevre Hakları Aktivisti ve Araştırmacısı Sofia Manukyan’a, Ermenistan Nefret Söylemine Hayır Konseyi Koordinatörü Nelli Gishyan’a, kendileriyle bağlantı kurmamıza yardımcı olan Hrant Dink Vakfı, Türkiye-Ermenistan Seyahat Fonu Koordinatörleri Nazlı Türker’e ve Armenuhi Nikoghosyan ‘a içten teşekkürler.
Bu seyahat, Ermenistan-Türkiye Normalleşme Süreci Destek Programı kapsamında, Hrant Dink Vakfı tarafından yürütülen Türkiye-Ermenistan Seyahat Fonu desteğiyle, 16-22 Temmuz 2017 tarihleri arasında gerçekleşti.
Ciran Derya
Dünyalılar (www.dunyalilar.org)